top of page

Yaz kütüphanesi


Bu yaz okumanız için farklı alanlardan derlediğimiz kitap seçkisine göz atın.

İstanbul 2023

Sinan Logie ve Yoann Morvan imzası taşıyan İstanbul 2023 ilk olarak 2014 yılında Fransızca olarak yayımlanmıştı. Kitabın bu yıl İletişim Yayınları'ndan çıkan Türkçe versiyonu için ayrıca Türkiye akademi dünyasından referanslar da eklemişler. Fransızca'dan çeviri Nilüfer Şaşmazer'e, kapak görseliyse Ahmet Doğu İpek'e ait. Yürüyerek İstanbul'u gezen Logie ve Morvan bu gezilerden topladıkları verileri 7 bölge/7 alt başlık altında toplamışlar. Adını Ak Parti'nin "Hedef 2023" sloganından alan kitap Trakya ve Bitinya arasında dolanıyor, şaşırı- yor, anlamaya çalışıyor ve gözlemlediği etkileri aktarmak istiyor. Sadece bu güzergah üzerinde yaşanan değişimi değil; kayboluşu, yok oluş gösteriyorlar. Bir çoğumuzun farkında olduğu üzere İstanbul derin yaralar aldığı bir süreçten geçmekte, Logie ve Morvan bu süreci kendi gözlerinden bizlere aktarırken bu kontrolsüzlük devam ettiği müddetçe bizi beklemekte olan tehlikelerden de haber veriyorlar.

Bu şehr-i İstanbul ki

Encore Yayınları'ndan Açık Radyo Kitaplığı'nın 4. kitabı olarak çıkan Bu Şehr-i İstanbul ki kitabı adını Murat Belge ve Tanyeri Erkman'ın Açık Radyo'da yapmış oldukları programdan alıyor. İkilinin programda konuştukları konuların kitaplaştırılmış olmasının güzelliğine bir de teknolojiyle kurduğu yumuşacık ve edilgen ilişki eklemleniyor. Erkman ve Belge'nin programda çaldıkları müzikleri QR kodlar sayesinde tam da sohbetlerinara verdiği noktalarda -dilerseniz- dinleyebiliyorsunuz. Bu kitabı elinize alıp okumaya başladığınızda Orhan Pamuk'un tabiriyle "şimdi"nin içerisine yumuşacık bir yastığa yatar gibi yayılıyorsunuz. Turgut Yüksel'in dediği gibi kitabın içerisinde "taşı, toprağı, camisi, kilisesi, hamamı, yemekleri, insanları, kedileri, köpekleri, martıları ve de şarkılarıyla bütün İstanbul var!" Tanyeri Erkman'ın aramızdan ayrılmadan önce gerçekleştirdiği son sohbetlerinin bu şekilde kayıt altına alınmış olması da çok kıymetli.

Sanayileşecektik büyüyecektik n'oldu bize?

Ayşe Teyze soruyor, Güngör Hoca anlatıyor: Sanayileşecektik büyüyecektik n'oldu bize? Doğan Kitap'tan Mayıs ayında çıktı. Osmanlı'dan beri süregelen sanayileşme ve kalkınma çabalarımızın bugün önümüze ne gibi yeni senaryolar çıkardığı, yıllardır duyduğumuz "jeopolitik konumumuzun önemi"nin hayatlarımızı nasıl etkilediği, terörün aldığı akılalmaz boyutlar, yüreğimizi dağlayan ama hiçbir şey yapamadan parçası olmaya devam ettiğimiz eğitim sistemi çarpıklıkları, hukuk sisteminin işleyişi/işlemeyişi, İstanbul'u cehenneme çeviren inşaat sektörü, vücut dengelerini bozan ama müptelası bol AVM'ler gibi olguları basit bir dille araştırıyor, tartışıyor ve bir çıkış yolu öneriyor: "Atılım Programı." İlgililere nasıl planlı ekonomiye dönüp gerçek kalkınmaya yönelebiliriz sorusu üzerine akılcı bir okuma sunuyor.

Üç şehir bir kahve

Üç Şehir Bir Kahve Mehmet Kurukahveci Kültür Merkezi tarafından Milli Reasürans Galerisi'nde 7 Ocak-27 Şubat 2016 tarihleri arasında düzenlenen Üç Şehir Bir Kahve/Kahire, İstanbul, Viyana sergisi dolayısıyla Suna Altan editörlüğünde Haluk Tuncay tasarımıyla ilk olarak Aralık 2015'te basılmıştı. Kahire, İstanbul ve Viyana'da varolan kahve kültürleri üzerinden, devam etmekte olan güncel hayatı görüntüleyen Manuel Çıtak'ın fotoğraflarına çok sayıda akademisyen, yazar ve şairin alıntıları -bazen de halk deyişleri- eşlik ediyor. Özellikle belirtmek gerekir ki farklı zamanlara ait kahve üzerine deyişlerin günümüz karelerine eşlik ediyor olması son derece zengin bir okuma sunuyor. Son zamanlarda oldukça yoğunlaşan kahve tüketimiyle beraber artık çok daha fazla insanın merak ettiği hatta bir moda haline dönüşmüş olan "kahve" konusuna son derece ilginç bir açıdan yaklaşan kitap ele aldığı coğrafi ve kültürel açıdan oldukça farklı üç şehir içerisinde kahvenin aslında nasıl kültürel alışkanlıkların göbeğinde yer aldığının, hayatın her alanında varolabildiğinin ve insanları bir araya getirmede oynadığı rölü her coğrafyada aynı ustalıkla yerine getirdiğinin altını çiziyor. Şarkı sözü yazarı Ülkü Aker'in de yazdığı gibi: "Bir fincan kahve olsam kırk yıl hatırım vardı. Ömrümü sana verdim, dönüp baksan ne vardı?" 13. yüzyılda Arabistan'da şifa olarak kaynatılarak suyu içilen bu meyveye; bugün sabahları kokusunu duyunca bile çoğumuzun yüzünü güldüren bu koyu renkli, kadim içeceğe Çıtak'ın gözünden bakmak oldukça eğlenceli.

Mekân feşmekân

Fransız yazar George Perec'in Ayberk Erkay tarafından Türkçe'ye çevrilen ve Nisan ayında Everest Yayınları'ndan çıkan Mekân Feşmekân (Espèces d'espaces) isimli yapıtı okuru mekân olgusu üzerine yoğunlaştırmakla kalmıyor okuduğunuz süre boyunca -hatta sonrasında da- onu mekânsızlaştırıyor. Yataktan başlayıp, Oda, Daire, Apartman, Sokak, Mahalle... olarak katman katman mekân algısı üzerine denemeler, düşünceler üreten kitap aslen ikamet etmek sorunsalı üzerine düşünüyor. Kendi evimizin sahibi miyiz? Dünya'da tam olarak neredeyiz? Peki, nasıl ikamet ediyoruz? Ülkelerin sınırları ve haritalarda aldıkları farklı renkler den yatakta uyanışımıza, kişiselden toplumsala uzanan bir doğruda, ileri geri hareket eden anlatım dinamiğine yazarın eğlenceli kelime oyunları da girince okunanlar son derece düşündürücü hale geliyor. Ayrıca Erkay'ın da böylesi zor bir çeviriyi başarıyla tamamlayabildiğini okurken hissedebilmek etkileyici.

Ulusların düşüşü

Daron Acemoğlu ve James A. Robinson tarafından 2012 yılında yazılan Ulusların Düşüşü Güç Zenginlik ve Yoksulluğun Kökenleri (Whay Nations Fail e Origins of Power, Prosperity, and Poverty) 2013 yılında Türkçe'ye çevrilmişti ve bu yıl 17. baskısına ulaştı. MIT'de iktisat profesörü olan Acemoğlu ve Harvard Üniversite'sinde siyaset bilimi profesörü olan Robinson'un birlikte yazdıkları bu önemli kitap aslında birbirinin aynısı olduklarını düşündüğümüz süreçlerin gerçekte nasıl da birbirlerinden farklı işleyebiliyor olmalarına dair yeni okumalar sunuyor. Bu iki profesörün zengin ve yoksul olmak üzerinden, ekonomik ve politik gelişmelerin temellendirildiği feodalizm, kapitalizm, sosyalizm gibi sistemleri sorguladıkları bu çalışmayı hâlâ okumadıysanız bu yaz muhakkak okumalısınız. Çünkü yaşadıklarımızı anlayabilmek için siyasette derinleşmek şart oldu.

Dümeni yaratıcılığa kırmak & Sen de kendi hikayenin kahramanısın

Hep Kitap iki faydalı kitabı Türkçe'ye kazandırarak yaratıcı sektörlerde çalışan ve yazmak, hep yazmak, hep daha iyi yazmak isteyenlere güzel bir yaz hediyesi verdi.

Amerikalı bilimkurgu yazarı Ursula K. Le Guin'in Dümeni Yaratıcılığa Kırmak Hikaye Denizine Yelken Açmak için bir 21. Yüzyıl Kılavuzu "yazmak" isteyen her bireyin elinden tutmaya hazır bir öğretmen gibi işleyen yapısıyla oldukça heves verici. Yazmakla ilgili sorunların da ele alındığı kitaptan ufuk açacak pek çok yeni fikir edinebilirsiniz. Ayrıca kitap içinde ilginç alıştırmalara da yer veriyor. İsteyene bir yaz okulu lezzeti verebilir.

Kendra Levin'in Sen de Kendi Hikayenin Kahramanısın Odaklan Zaaflarını Yen ve İçindeki Yazarı Keşfet ise yine yazmak isteyen ya da halihazırda yazıyor olanlara ithaf edilmiş bir başka kitap. Kişisel gelişimle yaratıcı yazma arasında konumlanabilecek bir noktada değerlendirebileceğimiz yayın, okura sunduğu çeşitli egzersizlerle farklı altyapılara sahip yazarlara beklenmedik faydalar sağlayabilir.

Agora #4 & Reason purpose

MASA'dan çıkan Korhan Karaoysal'ın Reason Purpose/Neden Amaç ve Rec Collective'den çıkan Serkan Taycan'ın Agora #4 isimli fotoğraf kitapları geçen yıl ilki düzenlenen İstanbul Fotoğraf Kitabı Festivali'nin birincileri olmuşlardı. Batı Türkiye'den tören, kutlama ve miting fotoğraflarını bir araya getiren Karaoysal ve İstanbul’daki kent meydanlarının karşılaştırmalı analizini yapan Taycan'ın kitapları önemli görsel tarih önermeleri sunuyorlar.

bottom of page