top of page

Marcel Duchamp’ın yazgısı


Serkan Özkaya, 3 Kasım-2 Aralık 2017 tarihleri arasında Galerist'te Lal Bahçecioğlu küratörlüğünde gerçekleşen sergisi Bekleyeceğiz (We Will Wait)'i Marcel Duchamp'ın, 22 yılda tamamladığı Étant donnés adlı eseri üzerine inşa etmişti. İlker Cihan Biner, Özkaya'nın eserin birebir maketini, yapıtın kurulduğu ve Duchamp’ın ölümünden sonra bulunduğu yer olan, New York’taki stüdyosuna yerleştirerek izleyiciye sunduğu sergisini değerlendirdi

Serkan Özkaya, Bekleyeceğiz (We Will Wait) sergi görseli

0. İmge ve kökensel benzerlik ilişkisi

Manet, Meleklerin Tuttuğu Ölü İsa (The Dead Christ With Angels) eserinde Ribalta'nın bir tuvalinden esinlenir. Etkilendiği çalışmadaki modelden ayrı olarak Manet'nin eserinde İsa'nın gözleri açıktır ve yüzü seyirciye dönüktür. Sanatçı, İsa'nın ölümünü tuvale yüklediği güçle alegorileştirir. Böylelikle Hıristiyanlığın peygamberinin ölüm anı resimsel olarak ete kemiğe bürünür.

Manet'nin bu yöntemi farklı çalışmalarla günümüze kadar taşınsa da esas önem teşkil eden mevzu mevcut pratiklerin içinde kıpırdayan "benzersiz imge" fikridir. Sanatsal görüntü kendi işlemlerini oluştururken benzerlik üreten tekniklerden ayrılır. Estetik bakış saf imge yaratmaya koyulmuşken kimi zaman kökensel benzerlik diyebileceğimiz yere teşne olarak bir şeylerin alametine işaret eder. Görüş alanındaki farklılık hiçbir zaman yitip gitmez yani sanatsal işlem üretim tekniğiyle arasına mutlaka kendi farkını koyar. O halde Manet, Ribalta'nın eserinden esinlenirken kendi eserini tam da onun eserinin karşısına koyar. Sanatçı bu gerilimden beslenerek hem imge üretimini parlaklaştırır hem de eserle kurduğu ilişkiden dolayı onun geldiği ve oluştuğu yerin tanığına dönüşür.

Günümüzde Andy Warhol'un star portreleri, Christian Boltanski’nin aile albümü, Pistoletto'nun aynaları bu karşıtlık anlayışıyla, esinlendikleri şeylerin ters mantığını ödünç alır. Mutlaka başkalaştırıcı eklentiler eserin içine karışır ve sonuçta görüntülerin değişmesiyle karşılaşırız.

Serkan Özkaya, Bekleyeceğiz (We Will Wait) sergi görseli

1. Duchamp'ın Étant donnés (Veriler...) eseri

Bekleyeceğiz sergisi Duchamp'ın eserinden yola çıkıyor. Çalışmanın derinine inmeden önce Özkaya'nın kalkış noktası olarak seçtiği eseri analiz etmekte fayda var.

Étant donnés, sanatçının en gizemli işlerinden biridir ve üzerinde uzun süre uğraşılmıştır. Eser, Philadelphia Sanat Müzesi'nde kendine ayrılmış bir alanda sergilenir. Çalışmada odanın bir duvarı kemerli girişin altında bulunan iki kanatlı ahşap kapı dışında boşmuş gibi görünmektedir. Kapının arkasında seyirci ile göz seviyesinde iki küçük delik bulunurken oradan bakan izleyici, arkada beliren karanlık odanın karşı duvarını görür. Böylelikle dikizci olmaya itilen seyirci, duvarın yüzeyinin üzerindeki boşluğun ardında gerçek bir görüntüyle karşılaşır. Ön planda çıplak bir kadın bedeni, çalıların üzerinde sırt üstü yatmaktadır. yüzü görünmeyen meçhul beden sol elinde kendini aydınlatan bir gaz lambası tutmaktadır. Bacakları iyice açılmış kadın bedeninin bir ayağı seyircinin hemen önüne uzanır ama görüş alanının tam içinde değildir. Arka planda farklı renklerden oluşan bir doğa manzarası tarafından çevrelenen şelalenin altında küçük bir gölet görülür.

Étant donnés’nin işte bu görüntüsü izleyiciyi edilgin kılar. Esere gözetleme deliğinin ardından bakan seyircinin imgeleminde yalnızca anlık, hızlı imajlar belirir. Çalışmada hiçbir biçimde sonuç görüntüsü yoktur. Her bakış çoğaltılmış sayısız görüngüye yol açar.

Şöyle bir soruyu rahatlıkla sorabiliriz: Bu kapsamlı ve girift çalışmayı Serkan Özkaya nasıl değiştirmiştir? Ya da suali daha da açarsak: Eser hangi açılardan ters-yüz ediliyor?

Serkan Özkaya, Bekleyeceğiz (We Will Wait) sergi görseli

2. Camera obscura deneyimi

Serkan Özkaya, bir kitapta Leonardo da Vinci'ye ait bir çizim görüp Étant donnés’yi çağrıştırdığını düşünerek şöyle bir soru soruyor: "İki deliği olan, içi ışıl ışıl bu kapalı kutu, gözünle hâkimiyetin altına aldığın, edilgen bir şeyden ziyade neden bir yansıtma makinesi olmasın?" (1)

Özkaya'nın sualinin sergiyi biçimlendirmek için atılmış ok olduğunu söyleyebiliriz. Ardından sanatçı Étant donnés’nin 1/10 ölçeğinde maketini yapıyor. Karanlıkta, "camera obscura" diyebileceğimiz çalışmadan çıkan yansıma fotoğraflarını çekerken ürettiği görüntünün bir surete benzediğini görüyor. Fakat iki çalışma arasındaki farkın ışık olup olmadığını anlayamıyoruz çünkü Duchamp'ın eseri hangi açılardan ürettiğine dair elimizde veri yok ama Özkaya'nın elinden çıkan replikanın tümüyle karanlık ortama göre çalışıldığının altını çizmek gerekiyor.

Yine de önemli bir farktan bahsedebiliriz: Duchamp'ın eserinde görülen iki delik izleyiciyi edilgin kılmaktayken replika başka şeylere işaret ediyor. Deliklerden bakıldığı an karşıdaki duvarda iki yansıma kesişiyor ve bir şeyin oto portresi ile karşılaşıyoruz. O halde Bekleyeceğiz sergisindeki çalışmaya replika dememiz zor. Duchamp'ın eserindeki deliklerden bakılarak görülen görüntü Özkaya’nın çalışmasında başkalaşıyor. Kuşkusuz Étant donnés’nin camera obscura olarak yeniden üretimi esere farklılık katıyor. Ortaya çıkan değişim iki eseri de birbirine karşıt olarak sunarken Özkaya'nın çalışmasına dair çeşitli olasılıklar ortaya çıkıyor.

Serkan Özkaya, Bekleyeceğiz (We Will Wait) sergi görseli

3. İmgelerin dönüşümü

Bekleyeceğiz sergisindeki tek çalışmadan çıkan yansıma oto portreyi andırırken bunun Duchamp'ın alter egosu "Rrose Sélavy" olduğunu söyleyebiliriz. Sanatçının yaşamında bu takma ismin ayrı bir önemi var. 1920'li yıllarda tüm toplumsal kimlikleri sarsma amacıyla Duchamp kendine farklı bir persona biçer. Hedefi toplumsal kimlikler içinde oluşan cinsel kimlikleri sarsmaktır. "Rrose" hiç beğenmediği isme gönderme yaparken ve "Sélavy" ise Fransızca "c'est la vie" (işte hayat) ifadesinin basit kelime oyununa çevrimidir. Başka kişiliğe dönüşme reddediş gerektirir ve böylelikle Duchamp bedenine toplumsal normlar tarafından kodlanmış kimliğin altını oymuş olur.

Özkaya'nın çalışmasından fırlayan bu otoportrenin yansıması Duchamp'ın Étant donnés’sinin yeniden dirilmesine yol açıyor. Ama unutmamak gerekir ki; esere dair başkalıklar veya yeniden üretim teknikleri ekleyerek süreç işliyor. Ayrıca "Rrose Sélavy"nin yansımasıyla karşılaşılması toplumsal cinsiyet kodlarını altüst etme potansiyeli taşıyor.

O halde diyebiliriz ki; Serkan Özkaya Étant donnés üzerindeki imgeleri cehennemin derinliklerinde kaybolmuş kayıp gölgeler olarak yeniden selamlıyor. Bir açıdan eskiyle yeninin iletişime geçmesinden ortaya çıkan çalışma dev bir şiire dönüşüyor.

Serkan Özkaya, Bekleyeceğiz (We Will Wait) sergi görseli

1) Serra Yentürk’ün Serkan Özkaya ile yaptığı söyleşi/ Art Unlimited, Kasım-Aralık 2017

bottom of page