top of page

Heba Y. Amin, komplo teorileri ve ‘Generalin Leyleği’


2013’de Mısır’da ayağına takip cihazı takılmış bir göçmen leylek, bir balıkçının şüphesini cezbetmiş ve yetkilikler tarafından casusluk yaptığı gerekçesiyle yakalanıp nezarete atılmıştı. Heba Y. Amin’in 15. İstanbul Bienali’nde sergilenen Kuşlar Uçarken isimli video enstalasyonu da ilhamını tutuklanan bu leylekten alıyor ve politik huzursuzluk, paranoya ve devlet gözetimi gibi kavramları dijital ve buluntu görüntüler yardımıyla çarpıcı bir şekilde okumamıza vesile oluyor. Heba Y. Amin’in işinde, bir benzeri Türkiye’de de yaşanmış olan bu olay üzerinden, yasalar ve hukuk sisteminin absürtlüğü ve bu tutuklamanın işaret ettiği paranoya iklimine şahit oluyoruz.

Heba Y. Amin, Fotoğraf: Nora Tataryan

Kendisi de Mısır doğumlu olan Amin, işlerinde araştırmaya geniş yer veren, kendi deyimiyle “dedektif” yanı ağır basan bir sanatçı. Zeyno Pekünlü tarafından bienalle eşzamanlı düzenlenen Kamusal Program’da, 15 Eylül’de gerçekleştirdiği General’in Leyleği adlı bir performans da sergileyen Amin, konuşması esnasında projenin ortaya çıkış sürecini ve filminde kullandığı imgelerin tarihini anlattı. Sanatçı, casus bir leylek tarafından kaydedilmişe benzeyen panoramik çekimlerin Adel İmam’ın 1955 yapımı Birds of Darkness isimli filminin müzik ve diyaloglarına eşlik ettiği Kuşlar Uçarken’i Ortadoğu’daki güncel politik duruma kendi verdiği yanıt olarak tanımladı. Heba Y. Amin İstanbul Bienali’nde sergilenen işinin genel sanat pratiğinin içinde neye tekabül ettiğini ise şu sözlerle ifade etti:

Ben tarihle ilgileniyorum. Güncel olaylara bakıyorum ama bunu yaparken onlar geçmişte nereye oturuyor onun izlerini sürmeye çalışıyorum. Çalışmalarıma baktığınızda hepsi de tarihi anlatılarla ilgili; o anlamda aslında biraz da tarihçiyim. Zira araştırma kısmına ağırlık veriyorum, bulduğum materyalin içine dalıyorum ve o beni bir yere götürüyor. Bu anlamda biraz da dedektiflik yapıyor gibiyim. Çok seviyorum bu şekilde iş üretmeyi, çünkü uğraştığım şeyler gün yüzüne çıkmamış şeyler oluyor genelde. Tarih bu anlamda çok ilham verici bir disiplin. Hele de bizim yaşadığımız bölgelerde. Çünkü güncel bir olay bize sunulduğunda tarihi perspektifinden tamamen kopartılmış oluyor. Bir sanatçı olarak benim rolümün olayları tarihi perspektifine oturtup onlara kendi açımdan bakmak olduğunu düşünüyorum.

Kuşlar Uçarken, İstanbul Bienali süresince Galata Özel Rum İlköğretim Okulu’nda izlenebilir.

bottom of page