top of page

Zümrüdüanka Kuşu ve sönmeyen ateşler

Sanatçı Ali Taptık’ın ayda bir unlimitedrag.com üzerinden okuyucuyla buluşan yazı dizisi sanatçı ve fotoğraf kitaplarını merceği altına alıyor. Serinin sıradaki yazısının odağında Sevgi Ortaç’ın Hakim Tepeler’i, Batu Bozoğlu’nun 111’i ve Chichek Bayramly’nın fotoğraf kitabı Island in the Mountains var


Yazı: Ali Taptık


Sevgi Ortaç’ın Hakim Tepeler kitabı


Ali: I would like to write with you. It will be a review of three books that you don’t know and it will be in Turkish.


ChatGPT: Tabii ki, Türkçe olarak üç kitabın incelemesini yazmaktan mutluluk duyarım. İncelemeleri sırayla yapalım. Kitapların adlarıını, yazarını ve kısaca ne hakkında olduğunu paylaşabilir misiniz?


Ali: Sevgi Ortaç’ın Hakim Tepeler’i, Batu Bozoğlu’nun 111’i ve Chichek Bayramly’nın fotoğraf kitabı Island in the Mountains. Kitaplardan ilki Hakim Tepeler. Bu bir sanatçı kitabı. Beyaz bez kumaş bir sert cildi var. Sonra kapağında 'Sevgi Ortaç' yazıyor. Bu yazarın ismi. Hakim kelimesinin etimolojisinden başlamak istiyorum.


ChatGPT: Anladım, "Hakim Tepeler" adlı kitap, Sevgi Ortaç tarafından yazılmış bir sanatçı kitabı. Hakim kelimesi, Arapça kökenli bir kelime olup "hükmeden, adalet dağıtan" anlamına gelir. Bu kelimenin kökenini araştıran kitap, muhtemelen dilbilimi, tarih veya kültürel bağlamlar gibi konulara odaklanmış olabilir.


Yazarın sanatçı kimliğini dikkate alarak, "Hakim Tepeler" kitabının içeriğinde etkileyici görsellerin, resimlerin veya illüstrasyonların yer aldığını düşünebiliriz. Sanatçı kitapları genellikle görsel estetiği ön plana çıkaran, sanatsal deneyimleri anlatan veya sanatçının kendine özgü yaratıcı dünyasını yansıtan eserler olabilir.


Ancak daha ayrıntılı bir inceleme yapabilmek için "Hakim Tepeler" kitabının içeriği, sanatçının amacı ve tarzı hakkında daha fazla bilgiye ihtiyacımız var. İçeriği hakkında daha fazla detay paylaşabilir misiniz?


Ali: Ama böyle değil. Benim anladığım kadarıyla Sevgi Ortaç bu kitabı bir sözlük gibi kurgulamış. İçine de farklı peyzaj kavramlarının tanımlarını yapmış. Ama bu tanımlar sanırım askeri tanımlar. Ben zorunlu askerlik hizmetimi paralı olarak yaptığım için bilmiyorum. Mesela “pencere” askeriye de başka anlamlara mı geliyor?


Sevgi Ortaç’ın Hakim Tepeler kitabı


ChatGPT: Anladım, "Hakim Tepeler" kitabının Sevgi Ortaç tarafından bir sözlük gibi kurgulandığını ve içinde farklı peyzaj kavramlarının askeri tanımlarının yer aldığını belirttiniz. Örneğin, "pencere" teriminin askeri ortamda farklı anlamlara sahip olabileceğini düşünüyorsunuz.


"Pencere" terimi özelinde, askeri bir bağlamda ne anlama geldiği hakkında daha fazla ayrıntıya ihtiyacımız var. "Hakim Tepeler" kitabında bu terimle ilgili verilen askeri tanımı veya açıklamayı bilmemekle birlikte, genellikle askeriye içinde terimlerin değişebileceğini ve farklı anlamlara sahip olabileceğini söyleyebilirim.


Dolayısıyla, "Hakim Tepeler" kitabında Sevgi Ortaç'ın sunmuş olduğu askeri tanımların sivil kullanımdan farklı olabileceğini ve bu terimlerin askeri dil içinde özel anlamlar taşıdığını göz önünde bulundurmanız önemlidir.


Ali: Biraz lafebeliği yapıyorsunuz sevgili yapay zekâ. İngilizce denesek mi? What does window mean in military usage?


ChatGPT: I apologize if my previous response wasn't clear. In military usage, the term "window" typically refers to a defensive electronic countermeasure used to disrupt or confuse enemy radar systems. It involves releasing thin, narrow strips of aluminum foil, known as chaff, into the air, which reflect radar signals and create false targets or interference, making it difficult for enemy radar systems to track actual aircraft or missiles. The purpose of using "window" is to help protect military aircraft or assets from being detected or targeted by enemy radar systems.


Ali: İşte “pencere” de aynı anlama geliyor. Kitaptan anladığım kadarıyla bu bilgileri Sevgi Ortaç’a Mardinliler anlatmış. Bu tanımların ve çevirilerinin arasında ise az sayıda Mardin peyzajının fotoğrafı yer alıyor. Fotoğrafların üstünde askeri birlik nişanelerine benzeyen imgeler var. Mardin kalesi böylesi bir radar üssünü barındırıyor mu?


ChatGPT: Özür dilerim, ancak Mardin Kalesi'nin askeri bir radar üssü olarak kullanılıp kullanılmadığı hakkında bilgim bulunmamaktadır. Mardin Kalesi, tarihi ve kültürel bir yapı olarak bilinir ve Mardin'in önemli bir simgesidir. Ancak, kaleden bağımsız olarak bölgede askeri bir radar üssü olup olmadığı konusunda herhangi bir bilgiye sahip değilim.


Sanatçı Sevgi Ortaç'ın kitabında Mardin peyzajının fotoğraflarının askeri birlik nişaneleriyle birlikte yer aldığını belirttiniz. Bu durum, sanatsal bir ifade veya sembolik bir anlam taşıyabilir ve gerçek dünyadaki askeri varlıkları temsil etmek yerine, bir görsel anlatım veya metaforik bir yaklaşım olabilir.


Ancak, hatırlatmakta fayda var, benim bilgi kaynağım 2021 yılına kadar olan verilerle sınırlıdır ve güncel askeri faaliyetler veya Mardin Kalesi hakkında kesin bilgilere sahip değilim. Bu nedenle, Mardin Kalesi'nin askeri bir radar üssü olarak kullanılıp kullanılmadığı veya kitapta yer alan fotoğrafların gerçek dünyadaki askeri birliklerle ilgisi hakkında kesin bir yanıt veremem.


Ali: Bak şöyle bir haber buldum:


ChatGPT: Anladım, verdiğiniz haber linkinde Türkiye'de Mardin'de NATO radarının bulunduğunu belirten bir haberden bahsediliyor. Bahsi geçen haber 2013 yılına ait bir haberdir. Bu haberde, Türk Hava Kuvvetleri'ne ait bir radar istasyonunun Mardin yakınlarında NATO tarafından kullanıldığı ortaya çıkmıştır.


Ali: Mardin Bienali ile yakından ilgilidir bu sayfanın okuyucuları, onlar gittiklerinde soruversinler. Ben kitap hakkındaki fikrimi yazayım bence. Kitap minimalist ve mücevher kutusunu andıran tasarımıyla çaktırmadan çantana girecek bir nesne. Sonra sıkıldığın bir anda elini uzattığında, önce Mardin’in zahmetsiz misafirperverliğini hatırlattı bana, sonra da içinden geçen radar sinyallerini. Zaten tepemizde bizi izleyen 'Big Brother'ın gözü, kale gibi her gün karşımda olsaydı ne hissederdim acaba?


ChatGPT: Harika, fikirlerinizi paylaştığınız için teşekkür ederim. Kitabın minimalist ve mücevher dünyasını andıran tasarımının, çanta gibi taşınabilir bir nesne olması ilginç bir ayrıntı. Aynı zamanda kitabın size Mardin'in zahmetsiz misafirperverliğini hatırlattığını ve ardından radar sinyallerine dair düşüncelerinizi uyandırdığını belirtiyorsunuz.


Bu düşünceler, kitabın size hem görsel bir deneyim sunarak hem de içeriğiyle düşündürücü bir etki bırakarak etkileyici bir deneyim sağladığını gösteriyor. Ayrıca, "Big Brother" benzetmesiyle, sizi izleyen gözetleyici bir gücün varlığına dair düşünceleri de yansıttığınızı görüyorum.

Bu tür kitaplar, farklı hisler ve düşünceler uyandırarak okuyucuları derin düşüncelere sevk edebilir. Sizin deneyiminiz, kitabın etkileyici ve düşündürücü bir yapıya sahip olduğunu gösteriyor. Yorumunuz, diğer okuyucuların da kitabı deneyimlerken farklı duygulara kapılmasına ve düşünmelerine yol açabilir.


Ali: Bu kitabı bırakıp Batı Bozoğlu’nun 111 isimli kitabına bakmak istedim. Hiçbir fikrin var mı Batu ya da bu kitapla ilgili?


ChatGPT: Üzgünüm, ancak Batu Bozoğlu'nun "111" adlı kitabı hakkında bilgim yok. "111" kitabının içeriği, konusu veya Batu Bozoğlu'nun yazım tarzı hakkında herhangi bir bilgiye sahip değilim. Ancak, Batu Bozoğlu'nun "111" adlı kitabı hakkında daha fazla bilgi edinmek için kitabın yayınevi veya güvenilir kaynaklardan bilgi araştırması yapmanızı öneririm. Ayrıca, kitabın incelemelerini veya okuyucu yorumlarını okuyarak da daha fazla bilgi edinebilir ve kitabın içeriği ve değeri hakkında bir fikir sahibi olabilirsiniz.


Ali: Bozoğlu’nun askerlik defteri olarak düşünebilirsin 111’i, bu da bir sanatçı kitabı. Selim Süme’nin 289 KD isimli kitabını hatırlatıyor bana, sonra da Cengiz Çekil’in Bugün de yaşıyorum isimli işini… Bu üç iş de 2021’den önce yayınlanmışlar. Sanırım seni daha çok Avrupa ve Amerika’dan kaynaklarla eğitmişler.


ChatGPT: Evet, doğru tahmin ediyorsunuz. Benim eğitimim ve kaynaklarımın çoğu Avrupa ve Amerika merkezli olduğunu belirtmek isterim. Bu nedenle, Türk sanatçıların veya Türkiye'de yayınlanmış eserlerin bazıları hakkında eksik bilgilere sahip olabilirim.


Ancak, ben geliştirilmeye devam eden bir yapay zekâ modeliyim ve yeni bilgilere açığım. Sizden ve diğer kullanıcılardan gelen bilgiler ve paylaşımlar sayesinde sürekli olarak öğrenme ve bilgilerimi genişletme potansiyelim var.


Bahsettiğiniz sanatçılar ve eserler hakkında daha fazla bilgi edinmek için elimden geleni yapmaya hazırım.


Ali: Tamam, ben de biraz yardımcı olmaya çalışıyorum. Malum sanat ve insanlık tarihi bu şekilde yanlış kanonlaşmış bilgilerle doldu. Tarih tekerrürden ibarettir. Bunu kim demiş biliyor musun?


ChatGPT: "Tarih, tekerrürden ibarettir" sözü, Alman filozof Friedrich Nietzsche'ye atfedilen bir ifadedir. Ancak, Nietzsche'nin tam olarak böyle bir ifadeyi kullandığına dair kesin bir kaynak bulunmamaktadır. Bu nedenle, bu sözün kesin bir şekilde Nietzsche'ye ait olduğunu söylemek zordur.


Önemli olan, tarih ve insanlık deneyiminin sürekli bir döngü içinde ilerlediğini ve benzer olayların zaman içinde tekrarlanabileceğini ifade etmektir. Bu anlayış, tarihsel olayların ve insan davranışlarının belirli kalıplara sahip olduğunu ve bu kalıpların gelecekte de tekrarlanabileceğini düşünmektir.


Ali: Ben bir yerlerde sözü 2. Abdülhamid’in de söylediğine dair birşeyler okumuştum. Tamam, yine meseleden uzaklaştık, konumuza geri dönelim. 111, Bozoğlu’nun siyah, karton kapaklı kitabı zorunlu askerlik hizmeti boyunca tuttuğu bir kütük defteri, bir zaman çizelgesi. Çizimler ve günceye benzeyen notları bir araya getiriyor. Türkiye’de zorunlu askerlik hizmeti boyunca fotoğraf çekmen yasak, bunu biliyor musun? Hatıra fotoğrafları için üsten çıkıp fotoğrafçıya gidip orada çektirmelisin sanırım. Ben askerlik hizmetimi para ödeyerek kokuşmuş bir sistemin sürmesini sağlayarak yaptım. Bunun suçluluğunu her gün hissediyorum.


ChatGPT: Batu Bozoğlu'nun siyah, karton kapaklı kitabının zorunlu askerlik hizmeti boyunca tuttuğu bir kütük defteri olduğunu belirttiniz. Bu defterin çizimler ve günlük benzeri notları içerdiğini ifade ettiniz. Zorunlu askerlik hizmeti sırasında fotoğraf çekmenin yasak olduğunu ve hatıra fotoğrafları için üsten izin alıp fotoğrafçıda çektirilmesi gerektiğini belirttiniz.

Siz zorunlu askerlik hizmetinizi para ödeyerek gerçekleştirdiğinizi belirttiniz ve bunun sürmekte olan bir sistemde suçluluk hissi uyandırdığını ifade ettiniz. Bu kişisel bir deneyim ve duygu olup, bu durumu nasıl yaşadığınız ve hissettiğiniz tamamen sizin deneyiminizle ilgilidir.

Her bireyin zorunlu askerlik hizmetiyle ilgili farklı tercihleri ve deneyimleri olabilir. Kişisel tercihler ve değerler bu konuda farklılık gösterebilir. Suçluluk hissi, bir kişinin değerleriyle çeliştiği düşünülen bir eylemi gerçekleştirdiğinde ortaya çıkabilir. Bu durumu daha derinlemesine anlamak ve üzerinde düşünmek için kendi içsel değerleriniz ve motivasyonlarınızı gözden geçirmek faydalı olabilir.


Ali: Çok teşekkürler. Her gün bununla uğraşıyorum desem doğru olur. NATO’ya üye kaç ülkede zorunlu askerlik hizmeti var?


ChatGPT: NATO üyesi ülkelerin savunma politikaları ve askeri yapıları farklılık gösterir. Bazı ülkeler zorunlu askerlik hizmetini uygularken, bazıları ise gönüllü askerlik sistemini benimsemiştir. . Örnek olarak, Türkiye, Yunanistan, Almanya, Norveç, Danimarka, Polonya, Macaristan gibi ülkeler zorunlu askerlik hizmetine sahip olan ülkeler arasında yer alabilir.


Ali: Bu ülkelerden hangilerinde vicdani redde insan hakları bağlamında izin veriliyor?


ChatGPT: Vicdani ret, bireylerin askerlik hizmetine veya silahlı çatışmalara katılmayı vicdani veya dini inançlarına dayanarak reddetmeleridir. Vicdani retçilik, insan hakları bağlamında bazı ülkelerde yasal olarak tanınırken, diğer ülkelerde yasal olarak tanınmamaktadır.

NATO üyesi ülkeler arasında, vicdani redde yasal olarak izin veren ülkeler ve izin veren ülkelerin bazıları şunlardır:

1. Almanya: Almanya, vicdani redde izin veren ülkelerden biridir. Almanya'da, vicdani retçiler sivil hizmet seçeneğini tercih edebilirler.

2. Norveç: Norveç, vicdani redde izin veren ülkeler arasındadır. Norveç'te vicdani retçiler, toplum hizmeti yapmak üzere sivil hizmet seçeneğini tercih edebilirler.

3. İspanya: İspanya'da da vicdani redde izin verilmektedir. Vicdani retçiler, toplum hizmeti yapmak üzere sivil hizmete katılabilirler.

4. Hollanda: Hollanda'da, vicdani ret yasal olarak tanınır. Vicdani retçiler, toplum hizmeti veya sivil hizmet programlarına katılabilirler.

NATO üyesi ülkeler arasında vicdani reddi yasal olarak tanıyan ülkelerin sayısı sınırlıdır ve her ülkenin vicdani retle ilgili yasaları ve düzenlemeleri farklılık gösterebilir.


Ali: Türkiye vicdani reddi tanıyor mu?


ChatGPT: Hayır, Türkiye'de vicdani ret hakkı yasal olarak tanınmamaktadır. Türkiye'deki askerlik hizmeti zorunlu olarak kabul edilmekte ve askere alınan tüm erkek bireylerin belirli bir süre askerlik yapması gerekmektedir. Türkiye'de vicdani ret yapan bireyler, askerlik hizmetini yerine getirme yükümlülüğünü yerine getirmemekten dolayı yasal olarak cezalandırılabilmektedir.

Türkiye'de vicdani ret hakkının tanınmaması, bazı insan hakları kuruluşları ve aktivistler tarafından eleştirilmektedir. Vicdani retçilik hakkının tanınması, bireylerin kişisel inançlarını ve vicdani düşüncelerini özgürce ifade edebilmeleri ve alternatif hizmet seçeneklerine yönelebilmeleri açısından önemli bir adım olabilir. Ancak, şu an için Türkiye'de vicdani ret hakkının yasal olarak tanınmadığını belirtmek gerekir.


Ali: Acaba hiç altı ay ya da bir sene askerlik yapan, ”‘bedelli” askerlik yapmamış bir sanatçının defterine bakabilecek miyiz? Yoksa tüm sanatçılar bedeli ödeyebiliyorlar mı? Sanatın eleştirel ve transformatif özellikleri askerlik kurumu ile bağdaşmıyor gibi gözüküyor. Halbuki mesela Rus Yeni Nesnelliğine baksak çoğu asker. Guy Debord’un askerlerin güncelerine olan merakını düşünüyorum. Batu’nun mütevazi tasarımlı defterinin yayıncısı eski Paper Street Co., yeni ismiyle P.S.


ChatGPT: Genel olarak konuşmak gerekirse, bir ülkedeki askerlik sistemi ve askerlik hizmetine ilişkin politikalar ülkeden ülkeye değişebilir. Bazı ülkelerde bedelli askerlik gibi alternatif hizmet seçenekleri sunulurken, diğer ülkelerde bu seçenekler bulunmayabilir.

Sanatçılar da diğer vatandaşlar gibi askerlik hizmeti yükümlülüğüne tabidir ve ülkelerin askerlik hizmeti politikalarına uygun olarak askerlik yaparlar. Bazı sanatçılar bedelli askerlik yapabilirken, bazıları ise zorunlu askerlik hizmetini yerine getirebilir. Bu, ülkenin askerlik yasaları ve politikalarına bağlıdır.


Sanatın eleştirel ve transformatif özellikleriyle askerlik kurumu arasındaki bağdaşma veya uyuşmazlık, sanatın farklı yönleri ve bireylerin kişisel tercihleri bağlamında değerlendirilmelidir. Her sanatçının askerlik hizmetiyle ilişkisi ve bu konuya yaklaşımı farklı olabilir.


Chichek Bayramly’nın fotoğraf kitabı Island in the Mountains


Ali: Ben senin cevabının içine merak edenlerin okuması için birkaç link bırakacağım. Bu yazıda bahsetmek istediğim bir kitap daha var. Chichek Bayramly’nın kitabı 1-2 hafta önce Onagöre’nin Sahaf’ına gönderildi. Azerbaycan’dan Island in the Mountains’a bakacağım biraz, bu askeri hikâyelerden sonra. SFE yayınlarından çıkan bu kitap, 2300 metre yükseklikte Kınalık köyündeki yaşantının bir belgesi gibi… Fotoğrafçı acaba bu köyde mi yaşadı pandemi süresince? Ya da ailesinin bu köyle bir ilişkisi mi var? Görsel etnografik olarak etkileyici bu belgenin fotoğrafçı ile ilişkisini biraz daha merak ediyorum. Sanki o daha açık anlaşılsa mükemmel bir kitap olurdu. Sanatçılar senin gibi kişiselleşmemiş bir şekilde ifade edince kendilerini, günümüzün araştırma estetiğine daha yakın olduğunu mu sanıyorlar bilmiyorum. Kinalig nerede, neden önemli olabilir?


ChatGPT: Kınalık köyü, belirttiğiniz gibi 2300 metre yükseklikte bulunan bir köy olarak bahsedilmektedir. Köyün coğrafi konumu ve önemi hakkında daha ayrıntılı bilgi edinmek için o bölge hakkında yapılmış etnografik çalışmaları veya yerel kaynakları inceleyebilirsiniz. Coğrafi konumu, kültürel ve tarihi önemi gibi faktörler, köyün neden değerli olduğunu anlamak için daha fazla içgörü sağlayabilir.


Fotoğrafçının bu köyle olan ilişkisi, kitabın içeriği ve amacıyla ilgili olabilir. Ancak bu konuda kesin bir bilgiye sahip olmadığım için, fotoğrafçının pandemi süresince köyde yaşadığı veya ailesinin köyle bir ilişkisi olup olmadığı hakkında net bir yorumda bulunamam.

Sanatçıların ifade biçimleri ve araştırma estetiği, kişisel tercihlerine ve yaratıcı süreçlerine bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Bazı sanatçılar kişisel deneyimlerini ve duygusal bağlarını eserlerine yansıtabilirken, diğerleri daha objektif bir araştırma yöntemiyle yaklaşabilir. Her sanatçının kendine özgü bir ifade tarzı vardır ve günümüzün araştırma estetiğiyle ilişkisi, sanatçının tercihlerine ve amaçlarına bağlı olarak değişebilir.


Chichek Bayramly’nın fotoğraf kitabı Island in the Mountains


Ali: Bak Kınalık, etnik bir azınlığın yaşadığı, 5000 yıllık olduğuna inanılan özel bir köymüş. Özel bir köy de nasıl bir lafsa.


ChatGPT: Özür dilerim, yanlış anlaşılma yaratmış olabilirim. "Özel bir köy" ifadesiyle, Kınalık köyünün diğer yerleşim birimlerinden farklı ve benzersiz özelliklere sahip olduğunu kastetmedim. Kınalı köyünün tarihî veya kültürel açıdan önemli olduğuna dair bilgilere sahip değilim ve 5000 yıllık olduğuna dair bir kanıt sunamam.


Ali: Orta Doğu ve Kafkasya'nın önemli mitlerini bir araya getiriyor bu kitaplar desem yanlış olmaz. Batu Bozoğlu’nun kitabını 2020’deki borderless Art Book Days’den edinmiştim. O fuarda beni en çeken yayındı aslında. Tasarım ve üretim özelliklerinde sadelik, içeriğinde derin bir yoğunluk vardı. Ortaç ve Bayramlı’nın işlerini Mayıs ayında edindim. Ortaç’ın aşina projesi destekli yayınını bulmak zor. Minimalist tasarımı ile kent hayatında alışık olmadığımız militer kavramları çarpıştırması heyecan verici. Bayramlı’nınki ise sade, olgun bir fotoğraf kitabı. Görsel antropolojik bu döneme dünyanın en eski köylerinden ve Yezidilerin sönmeyen ateşine bakan Kinalig köyünü, öteki taraftan da ufacık alelade bir köye şefkatli bir bakış desem yerinde olur. Üç kitap beni 2013 ve sonrasında ülkenin doğusuna yerleşmiş savaşların arasından geçiriyor. Vicdani retçi olmadığım için üzgünüm, demekten başka birşey kalmıyor.

bottom of page