top of page

Sınırları bulanıklaştırmak


Küratör ve ikinci kuşak koleksiyoner Huma Kabakcı’nın kurucusu ve direktörü olduğu Open Space, faaliyetlerini Londra’da sürdüren bağımsız bir sanat platformu. Mayıs ayında Londra’da Tender Touches başlıklı bir sergi gerçekleştirecek olan Open Space, sonbaharda ise İstanbul’da bir misafir küratör programı düzenliyor. Huma Kabakcı, Open Space’i Sena Kuyucu’ya anlattı

755 kelime

Huma Kabakcı, Fotoğraf: Kayhan Kaygusuz

Open Space'in kurucusu olarak, faaliyetlerini Londra'da sürdüren bu oluşumu nasıl tanımlarsınız?

Open Space’i (O zamanki adıyla Open Space Contemporary) 2014 yılında Royal College of Art’taki Çağdaş Sanat Küratörlüğü yüksek lisansımı bitirir bitirmez, deneysel bir sanat platformu olması gayesiyle kurdum. Delfina Foundation, Block Universe Performans Festivali, İKSV ve çeşitli başka kurumlarla işbirlikleriyle geçen dört senenin sonunda, daha kapsamlı senelik bir program oluşturma amacıyla, adını Open Space’e dönüştürerek 2019’da organizasyonu tekrar kurguladım. Open Space, yeni yaratıcı uygulamaları destekleyen ve beklenmedik alanlarda gerçekleştirdiği yıllık proje programıyla sanatta diyaloğu destekleyen bir organizasyon.

Geçtiğimiz aylarda Space without spaces başlıklı 2019 programınızı duyurdunuz. Bu program, sergi ve residency gibi farklı ayaklardan oluşuyor. Bize hem bu başlığı seçme nedeninizi hem de programı anlatabilir misiniz?

2019 senesinin teması olan Space without spaces (Mekânsız mekânlar) biraz da sabit bir sergi alanı olmayan bir sanat organizasyonu olarak Open Space’in modeline ve misyonuna atıfta bulunuyor. Yıllık programımızı oluşturan dört proje, sanat programcılığı için farklı duyusal ve kavramsal alanlarla denemeler yaparken aynı zamanda mekânsızlığın veya alan konseptinin ne olabileceğine dair değişik sonuçlar ortaya çıkarıyor. Genelde “mekân” ve “mekânsızlık” birçok anlama gelebileceği ve yeni diyaloglar yaratabileceği için 2019 programımızın başlığı bu bağlamda bir mantık çerçevesine oturuyor.

Mayıs ayında gerçekleşecek olan Tender Touches sergisi yiyecek kavramıyla yakından ilintili. Sanat ve yemek ilişkisi üzerine nasıl bir yapı kurulacak bu sergide? Tender Touches sergisi kapsamında galeri, stüdyo ve iç mekânlar arasındaki çizgileri bulanıklaştırarak, sergi kapsamında bir “Sanat Kafesi” (Art Cafe) yaratılıyor. Bu sergi dahilinde, aynı zamanda bir sanatçı olan ve benimle birlikte serginin eş-küratörlüğünü üstlenen Inês Neto dos Santos’un pratiğinin ve benim küratöryal ilgilerimin sonucu olarak ortaya çıkan supper club yemekleri, atölye çalışmaları ve geziler düzenlenecek. Sanat Kafesi dahilinde her şey sanat eseri derken ifade etmek istediğimiz; yemek yenilen masalar, çatal-bıçak takımları, tabaklar ve diğer tüm araçlar çeşitli sanatçılar tarafından yapılacak. Inês’in sergide yer alan bir sanatçıdan esinlenerek haftalık çıkardığı bir mönü olacak. İçtiğimiz kahve belki bir sanat eseri olmayacak fakat kafe özelinde Peckham ve Londra’da yerel gıda işletmeleriyle diyalog halinde çalışıyor olacağız. Old Spike Roastery ve Danimarkalı tasarım markası Arhoj ile de işbirliklerimiz olacak. Tender Touches, çeşitli sanatsal ve kültürel referanslar içeriyor. Venedik Sanat Bienali'ndeki Lorenzo Mason (M – L – XL) ve Luca Lo Pinto'nun Breakfast Pavilion’u, Amerikalı yazar Gertrude Stein’ın Tender Buttons kitabı, Niki de Saint Phalle’nin Moderna Museet’deki 1966 yapımı Hon’u ve 1971 yılında SOHO, New York’ta sanatçılar Carol Goodden, Tina Girouard ve Gordon Matta-Clark tarafından kurulan ve işletilen, çığır açan restoranı FOOD bize ilham kaynağı oldu. Tüm bu örneklerle beraber Tender Touches’ın küratöryel konseptinin altında yatan önemli şey; yemeğin sanat tarihinde bir katalizör olarak fonksiyon göstermesidir. Bu sergiyle işlevsellik ve sanat arasındaki sınırları bulanıklaştırmak istedik.

Edible Garden, Inês Neto dos Santos, Illustration Summer School 2017, Porto, 2017

Yine aynı program kapsamında İstanbul'da gerçekleşecek bir misafir küratör programınız olacak. Geçtiğimiz günlerde seçici kurulu da açıklanan bu programın hedefi nedir, nasıl bir işleyiş öngörülüyor?

Şu ana kadar rahmetli babamın bana bıraktığı koleksiyonu ve Open Space’i birbirinden ayrı tutuyordum ama koleksiyonun birçok sanat profesyoneline bir arşiv ve kaynak olabileceğinin farkına vardım. Dolayısıyla yurtdışında yaşayan ve İstanbul’daki sanat ortamına erişimi olmayan ancak kendi pratiğini ve araştırmalarını orada ilerletmek isteyen bir küratöre şans tanımak istiyoruz. Aynı zamanda Türkiye sanat piyasasını yurtdışında tanıtmak ve orada yeni diyaloglar yaratmak açısından bu programın iyi bir fırsat olacağını düşünüyorum.

Misafir sanatçı/küratör programlarının güncel sanat pratiğinde sanatçılar, küratörler ya da diğer sanat profesyonelleri için nasıl bir kaynak oluşturduğunu düşünüyorsunuz?

Genel olarak bu programların çok besleyici olduğuna ve hem arşiv, hem kaynak olarak harika bir fırsat yarattığına inanıyorum. Open Space Misafir Küratör Programı’nda ise seçilen küratörün programı, küratöryel teklifine göre uyarlanacak. Teklife göre çeşitli sanatçıların stüdyolarına ziyaretler, galeri ve müze gezileri, araştırma alanlarına erişim ve İstanbul’da yaşayan sanat profesyonelleri ile tanışma fırsatı sağlanacak. Dolayısıyla bu programın, seçilen küratörle sanat profesyonelleri arasında önemli sanatsal alışveriş ve çeşitli işbirliği olanakları yaratacağına inanıyorum.

Bonfim, Inês Neto dos Santos, Illustration School residency, Porto, 2018

Open Space'in projelerini yürütürken koleksiyoner kimliğiniz nerede duruyor? Sizi besliyor mu ya da tamamen ayrı pratikler olarak mı görüyorsunuz?

Ben kendimi her zaman ikinci kuşak koleksiyoner olarak görüyorum. Babamın bana bırakmış olduğu koleksiyonu çok büyük bir sorumluluğun yanında bir armağan olarak görsem de sonuçta kendimi tam zamanlı koleksiyoner olarak tanımlayamam. Koleksiyon sahibi olmak bir yaşam biçimi olmanın yanı sıra bir sosyal sorumluluk içeriyor, fakat bir meslek değil. Open Space ile yaptığım projeler ise benim inisiyatifimle gelişiyor. Tabi ki iki kimliğim de birbirini besliyor, ancak ikisini profesyonel açıdan ayrı tutmaya çalışıyorum.

bottom of page