top of page

Sanatçının kendinin peşine düştüğü bir kavram olarak tutku


2015’te Eksik, 2017’de Ütopya, 2019’a Tutku Kirkor Sahakoğlu’nun soyut resimlerinin iki yıl ara ile açtığı solo sergilerindeki isimleri. Şu an Milli Reasürans Sanat Galerisi’nde devam etmekte Tutku 25 Mayıs’a dek sürecek

435 kelime

Kirkor Sahakoğlu, Tutku sergi görüntüsü, Fotoğraf: Studio Majo/Engin Gerçek

Kirkor Sahakoğlu 2015 yılında Tütün Deposu’nda açılan Eksik sergisinde; 39 soyut resim ve bir video sergilemiş siyahın baskın gücü eşliğinde köklerinde, yeryüzünde, evinde ve bedeninde eksik kalanın peşine düşmüştü. İsyan da vardı resimlerinde, ölüm de, yaşam da. Eksik olan kesintisiz devam ediyordu ve Kirkor bu sergisi için şu cümleyi kurmuştu: “Bunlar benim yitirdiklerimle kurduğum bir bağ. Bu yüzden her birinin ayrı bir ismi yok. Olsaydı herhalde isimleri Artin, Agop, Sarkis, Yeranuş, Hripsime, Boğos olurdu. Ama bu resimlerin hepsinin isimleri benim için Eksik'tir. Evet bu yüzyıl bir eksikliğin, bir eksik kalışın hikâyesidir. Ve hatta bunlara rağmen var olmaya direnenlerin kıpırtılarıdır.” Eksik olanın asla tamamlanamadığı ve nesilden nesle aktarıldığı gerçekliği takip eden sanatçı Eksik’te yitirilenlerle yüzleşir; yası ve anmayı soyut dili ile anlatmayı dener. Bir sonraki sergisinde ise tüm geçmişin asla silinmeyen izleri eşliğinde yeni bir yer/yok yer düşler.

2017’de Galata Rum Okulu’nda açılan Ütopya sergisinde ise Kirkor; yalan ile hakikatin yer değiştirmesini merkeze alarak Adorno’dan hareketle vatana, denize, göçe, karşı kıyıya, İstanbul’a kendi renkleriyle ve fırça vuruşlarıyla bakmıştı. Yarattığı Ütopya, Eksik sergisine ilmek atıyor, orada bir türlü bir araya gelemeyenleri bu sergide yarattığı Ütopya’da birleştirmenin yollarını arıyordu.

Kirkor Sahakoğlu, İsimsiz, 2018, Tuval üzerine karışık teknik,

62 x 85,5 cm

Kirkor Sahakoğlu, Tutku sergi görüntüsü, Fotoğraf: Studio Majo/Engin Gerçek

Aradan geçen iki yıl içinde Kirkor, geçmişin yükünün peşine düştüğü ve onu sağaltmaya çalıştığı iki sergi eşliğinde resim yapma tutkusunun peşine düşüyor. 2019’da sergiye adını veren “tutku”; sanatçının geçmişine baktığı ve tutkularını renk renk ayırdığı bir anlatıya dönüşüyor. Resim yapma eylemi tek tek yılları, mekânları, sesleri, besteleri çağırır. Beden tutkunun mekânı. Kirkor Sahakoğlu kendi bedeni aracılığıyla gösterdiği ve göstermediği her anın resmini yapıyor. Milano, İstanbul, Yunanistan, çocukluk, kumaşlar… Zaman hemen tümünü örten tül bir örtü gibi Kirkor’un renklerini, lekelerini, altın ile kutsadığı öykülerini saklıyor.

Kirkor Sahakoğlu, İsimsiz, 2018, Tuval üzerine karışık teknik, 62 x 85,5 cm

Tutku sergisinde gördüğümüz soyut resimler bazen seriler halinde bazen tek başına sanatçının belleğinin renkleri ve lekeleri. Onlar arasında karşımıza çıkan nesneler; biriktirdiği şeyler. Kirkor, renklerin ve fırça izlerinin şimdideki varlığına inat geçmişin parçalarını resmine iliştiriyor. Belki de hazların ve tutkuların canlılığını korumak istercesine türlü nesneler Kirkor’un resimlerinde orada kolaja dönüşüyor. Eksik’te tamamlanamayan, Ütopya’da gidilemeyen yer; geçmişin izleri eşliğinde bütün olmaya çalışıyor.

Kirkor Sahakoğlu, Tutku sergi görüntüsü, Fotoğraf: Studio Majo/Engin Gerçek

Bu sergide gördüklerimiz; ressamın resim yapma tutkusu ve ısrarı eşliğinde onları yapan Kirkor’un tutkuları hakkında. İzleyenin belki de duygulanım yolu ile kavrayabileceği renkler, lekeler sergide sanatçının yerleştirmesi eşliğinde bir ritme sahip olarak onları ortaya serer/saklıyor: Gördüklerimizin ötesine bakmamızı istiyor.

Tutku, sanatçının kendinin peşine düştüğü bir kavram olarak bu sergide yer alıyor. Kirkor’un tutkusu; eksik olanlar ve ütopyalar eşliğinde zamanın türlü anlarından soyut resimler olarak açığa çıkıyor.

bottom of page