17-24 Eylül 2022 tarihlerinde dördüncüsü gerçekleşmekte olan İstanbul Fringe Festival'in uluslararası sanatçılarıyla yaptığımız söyleşi dizisinin ikincisinde A(r)CT yapımı LOOK, LITTLE MAN! adlı gösterinin yaratıcısı Eleni Papaioannou'yu konuk ediyoruz
Röportaj: Ayşe Draz ve Mehmet Kerem Özel
Eleni Papaioannou
Türkiye’den ve dünyadan tiyatro, dans ve performans disiplinlerinde üretilen alternatif işlerin yanı sıra atölyelerin, konuşmaların ve partilerin yer aldığı Istanbul Fringe Festival bu yıl tekrar tamamı fiziksel olarak gerçekleşen programının Yunanistan'dan gelen konuklarından biri Eleni Papaioannou. Papaioannou fiziksel tiyatro ve doğaçlama konusunda uzmanlaşmış olan ve serbest çalışan bir dans öğretmeni, oyuncu ve koreograf. Atina'da başladığı dans eğitimini 2014 yılında London Contemporary Dance School'da tamamlayan Papaioannou aynı yıl dansın ve diğer sanat formlarının sosyopolitik değişim için bir araç olarak hizmet etmesi gerektiği fikriyle A(r)CT'yi kuruyor. Bir fiziksel tiyatro gösterisi olan ve Wilhelm Reich'ın aynı adlı yapıtından uyarlanan LOOK, LITTLE MAN! 22 Eylül'de Kadıköy Emek Tiyatrosu'nda seyirciyle buluşacak.
LOOK, LITTLE MAN! performansından bir fotoğraf, Koreografi: Eleni Papaioannou, Müzik Tasarımı: Panos Chountoulidis, Kostüm Tasarımı: Melissanthi Spei, Sanatçılar: Emi Amerikanou, Eriketi Andreadaki, Michalis Saganis, Senaryo: Eleni Papaioannou
Performansın özü sizce nedir?
Benim için bir performans, gözlerinizin önünde büyüteç altına alınan, yeniden üretilen, temsil edilen, yeniden ortaya çıkan hayattır. Canlı performansın özü, hareket veya kelimeler, görüntüler, müzik ve estetik yoluyla enerji ve fikir alışverişidir. Bir performans duygular ve hareketlerle doludur. Yaratıcının ruhuna bir kestirme yol ve yaratıcı zihnine bir penceredir. Bu yüzden de bence bir gösteriyi izlemek kutsal bir şey. İlgilimizi çekse de çekmese de gerçekten hayran olmamız gereken bir şey.
Sanatın dönüştürücü gücüne inanıyor musunuz? Nasıl?
Sanatın insanları ve toplumları dönüştürme gücüne sahip olduğuna derinden inanıyorum ve geçmişte hem siyasi hem de toplumsal olarak istikrarsız dönemlerde bu defalarca kanıtlandı. Sanat, çevremizdeki dünyayı yeniden şekillendirmek, yeniden hayal etmek ve yeniden yaratmak için kullanılabilecek çok incelikli bir araç. Gerçekleştiğini görmek istediğimiz olumlu etkiyi güçlendirmemize yardımcı olmak için.
Sanat yoluyla insanlar özgürce ve çoğunlukla şiddet içermeyen bir şekilde ifade etmeyi öğrenir. Bilinmeyen benliklerinin gizemine dalarlar ve ona kağıt üzerinde, sahnede, sokakta hayat verirler. Sanat bizi içten dışa dönüştürmek için burada. Sadece bedenimizin ve zihnimizin buna açık olması lazım ve bunun gerçekleşmesine izin vermeliyiz!
LOOK, LITTLE MAN! performansından bir fotoğraf, Koreografi: Eleni Papaioannou, Müzik Tasarımı: Panos Chountoulidis, Kostüm Tasarımı: Melissanthi Spei, Sanatçılar: Emi Amerikanou, Eriketi Andreadaki, Michalis Saganis, Senaryo: Eleni Papaioannou
Bir iş üretirken hangi kaynaklardan beslenir, nelerden ilham alırsınız? Rüyalarınızın işlerinizde etkisi olur mu?
Genellikle yeni bir eser üzerinde çalışmaya başladığımda edebiyattan, resimlerden veya sadece estetik uyaranlardan ilham alıyorum. Bunlar benim kişisel endişelerim, mücadelelerim ve umutlarımla birleşiyor.
Rüyalar her şeyin merkezidir. Beni harekete geçiren, motive eden, riske atıp başarısızlığa uğramamı ve tekrar denememi sağlayan şey. Elimi tutan ve bana yukarıya bakmamı hatırlatan bu süregelen itici güç. Yani evet, yapıtlarımda öyle ya da böyle rüyalar büyük rol oynuyor. Örneğin, LOOK, LITTLE MAN! (Bak Küçük Adam) adlı işimde, sahnede görünen karakterlerin rüyaları, bir kişi ve sanatçı olarak kapsayıcı ve kolektif bir topluma yol açacak sosyal ve kişisel bir bilince ulaşma rüyamla yüzleşiyor.
Eğer zaten halihazırda bir adı yoksa, üzerinde çalışmakta olduğunuz yapıta adını vermeye ne zaman karar verirsiniz?
Bu gerçekten bir işten diğerine değişiyor. Bazen başlık, hayal ettiğim gibi en başta ortaya çıkıyor ve o iş için fikir araştırmasının ilk adımlarını atıyorum ve sonra sonuna kadar değişmeyebiliyor. Ve bazen başlık, işin yaratıcı süreci ile senkronize olarak gelişiyor. Anlamı ve özü ile birlikte uyum sağlama ve değişme eğiliminde oluyor.
Sanatınızı etkilediğini düşündüğünüz biri veya bir sanatçı var mı, varsa kim?
Ekseriyetle, ya sanatsal değeri ya da politik ve toplumsal etkisi nedeniyle işlerine gerçekten hayran olduğum birçok sanatçı var. Bir kez size hitap etmiş olan sanat, kesinlikle içinizde sizinle kalıyor ve düşünme, yaşama ve yaratma şeklinizi etkiliyor. Dans, edebiyat, görsel sanatlar ve müzik alanlarından bu isimlerden bazıları: Mona Hatoum, Bertolt Brecht, Rene Magritte, Pina Bausch, Maguy Marin, Konstantinos Xenakis, Luca Silvestrini, Steve Lambert, Julyen Hamilton, David Zamprano ve Thomas Steyaert.
LOOK, LITTLE MAN! performansından bir fotoğraf, Koreografi: Eleni Papaioannou, Müzik Tasarımı: Panos Chountoulidis, Kostüm Tasarımı: Melissanthi Spei, Sanatçılar: Emi Amerikanou, Eriketi Andreadaki, Michalis Saganis, Senaryo: Eleni Papaioannou
Dünyanın mevcut durumunu değerlendirdiğinizde, bir sanatçı olarak sizin için en önemli ve acil konu nedir?
Hakikatı iletmek. Rahatsız edici şeyler hakkında konuşmak. Saklamamak, ortaya çıkarmak. Fısıldayan değil bağıran sanat yaratmak. İnsanları işlerimle harekete geçirmek. Sorular oluşturmak ve seçenekler sunmak. Her şey hakkında tartışmalar başlatmak. Herkesin arasında. İnsanları yeniden güçlendirmek. İç kaynaklarımızı yeniden birleştirmek. Harekete Geçmek ve Yeniden HAREKETE GEÇMEK.
“Fringe” sizin için ne ifade ediyor?
İstanbul Fringe festivali, gösteri sanatları için büyük bir kutlama gibi. Dünyanın her yerinden sanatçıları bir araya getiriyor ve onlara sanatlarıyla kendileri için önemli olan şeyleri ifade etmeleri ve konuşmaları için bir alan sunuyor. Kesinlikle birlik ve beraberliği ifade ediyor! İnsanlığı ifade ediyor.
İstanbul Fringe Festivali’ne özellikle bu yapıtınızla katılmaya neden karar verdiniz?
Dili olmayan bir eser olduğuna inanıyorum. Fiziksel tiyatro, bedenin anlamları evrensel bir şekilde iletmesini sağlıyor. Bu nedenle LOOK, LITTLE MAN! İstanbul Fringe Festivali için çok uygun görünüyordu ve Yunanistan dışında ilk kez sunduğumuz için çok mutluyuz!
Eseriniz Wilhelm Reich’ın Dinle Küçük Adam! adlı romanının bir uyarlaması. Bu çalışmadan ilham almanızı sağlayan şey nedir?
Wilhelm Reich'ın Dinle Küçük Adam! adlı romanı, insan türüne çok didaktik bir şekilde işaret eden ve insanlığı çekilmez kılan her şeyle yüzleşmesini sağlayan çok küçük ama karmaşık ve çetrefilli bir roman. Kitabı okuduğumda kendimi bu duruma düşmekten rahatsız hissettim, insanların kendilerine ve topluma verdiği tüm tahribattan dolayı kendimi suçlu hissettim ve aynı zamanda bu konuda bir şeyler yapmaya hazır hissettim. Sonuç olarak, eserimiz insani ve toplumsal varlığımızla ilgili karmaşık fikirler ve çağrışımlarla dolu ve şu soruyu soruyor: “Hiç bu kadar küçük olmayacak mıyız?”
İstanbul seyircisine LOOK, LITTLE MAN! adlı eserinizi deneyimletmeden önce söylemek istediğiniz özel bir şey var mı?
Romanı okumuş olsun ya da olmasın, seyircinin eseri kendi bakış açısından deneyimlemesini istiyoruz. Önünüzde yarattığımız dünyanın içine dalmanız ve onun içinde nerede ve nasıl var olduğunuza karar vermeniz önemli. Ve sonra… belki kendinize neden diye sormanız!
Comments