Merve Morkoç’un Bu biraz leke bırakabilir adlı kişisel sergisi Martch Art Project’in Asmalımescit’te yer alan mekânında yarın açılıyor. Bedenin kişisel ve çevresel olaylara tepki olarak dönüşüm ve değişim özelliğini araştıran sergi vesilesiyle Morkoç ile konuştuk
Röportaj: Merve Akar Akgün Fotoğraf: Berk Kır
Merve Morkoç, Fotoğraf: Berk Kır
MSGSÜ Grafik Tasarım Bölümünde okudun ve üretirken birinci odağın sokak oldu. 2012 yılında verdiğin röportajda bunları söylüyorsun... O günden bugüne neler değişti? Sanat pratiğin nasıl evrildi? Bugün odağın hâlâ sokak mı?
Öğrencilik yıllarımda sokak kendimi en ait hissettiğim ve en iyi ifade edebildiğim yerdi. Geçen on küsur senede üretim şeklim de sokaklar da oldukça değişti ve bir noktada sokakta iş üretmek benim için bağlamını kaybetti. Bir gün tekrar sokakta bir şey yapmak istersem onu nerde bulacağımı biliyorum ama sorun değil. Yıllar içinde üretimim farklı disiplinlere yayıldı. Bugün odağım üretim eyleminin kendisi. Teknik, konu, mekân sınırlaması olmadan bir sonuç beklentisine girmeden sadece üretmek. Üretme güdüsü ve onun en doğal haliyle sürdürülebilirliği.
Bu aralar odağında neler var, nelere kafa yoruyorsun? Martch Art Project’te açılacak olan serginden ve serginin odağından bahsetmek isterim.
Şu an 23 Kasım’daki kişisel sergimle ilgileniyorum. Bu biraz leke bırakabilir tıpkı sanatsal üretimi madde halinden ayırıp süreç haliyle ilgilenmem gibi bedeni de sabit varlıklar olarak görmekten çıkarmayı araştırıyor. Pratiğimin sonuçla değil sürecin akışkanlığıyla ilgilenmesi, bedenin de sürekli hareket halinde birer oluş mekânları olduğu fikriyle birleşti. Bedenin statik, değişmeyen bir fiziksel varlık olduğu geleneksel görüşü aksine onun tüm kişisel ve çevresel olaylara tepki olarak dönüşüm ve değişim yeteneğine sahip olduğu yaklaşımı üzerine gidiyorum bu sergide. İnsan yaşamının ve içinde yaşadığımız koşulların doğası gereği belirsiz ve çeşitli kırılganlık biçimlerine açık olduğu, hayatlarımızın istikrarsızlık, öngörülemezlik, zarar ve sıkıntı potansiyeliyle uyum içinde sürüyor olması bu sergideki çalışmaların en büyük birleşim noktası.
Lakormis hem sosyal medyada kullandığın rumuzun hem de sanatçı rumuzun da diyebilir miyiz? Var mı özel bir anlamı? Bu ismi kullanmanın özel bir sebebi?
Lakormis benim lisede çizdiğim bir resimli roman karakterinin adıydı. Nerdeyse 14 yaşından kalma uydurma bir isim. Eskiden online bir platforma üye olmak için asla seçilme ihtimali olmadığından “Lakormis” ismini kullanmaya başlamıştım. Ürettiğim işleri paylaşmaya başladıkça rumuzlaştı. Şimdi tekrar sadece bir İnternet ismi kendisi, rumuz kullanmayı bıraktım.
Yaratıcı sürecinden bahsedebilir misin? Fikir bulmak, üretmek senin evreninde nasıl şekilleniyor?
Atölyede çalışmak sürekli hareket halinde devam eden başı sonu olmayan bir süreç. Özel bir neden için üretmiyorum. Kişisel sergi sürecindeyken bile bu kası aktif tutup tarihlerin, beklentilerin çalışma rutinimi bozmaması için büyük çaba sarf ediyorum. Benim için atölyede çalışmak bitmiş bir iş üretmenin oldukça dışında. Daha deneysel, hedef belirlemeden belli bir konu ya da üretim tarzına odaklanmaksızın o an neye çekiliyorsam onunla ilgileniyorum. İçgüdülerime daha da basit anlamıyla keyfime dayıyorum tüm sistemi. Ve sürece güveniyorum. Biliyorum ki safi üretim akışına kendimi bırakır ve beklentilerden arınırsam yolda üzerine gitmek isteyeceğim bir şeyler çıkacaktır.
Yapıtlarında bilinçaltı keşfini popüler öğelerle aktarıyorsun. Fantastik ve gündelik unsurları bir araya geliyor. Seni bu iki dünyayı harmanlamaya iten şey nedir ve bunu yaparak hangi mesajı veya duyguyu iletmeyi umuyorsunuz?
Herkesin zihninin derinliklerinde görsel bir havuz var. Bunu bulunduğumuz ana kadar maruz kaldığımız her tür görsel imge oluşturuyor. Üzerine ne kadar eklenirse eklensin, en derindeki hayatımızın ilk yıllarında bizi etkilemiş olan katman oldukça baskın. Benim kişisel tarihimdeki ilk sanat eserleri olan animasyonlar, bilgisayar oyunları, çizgi romanlar üretim tarzım ve üzerine eğildiğim konular yıllar içinde ne kadar değişse de etkilerini her zaman sürdürüyorlar.
Comentarios