top of page

No: 21 | Murat Alat


İllüstrasyon: Caner Yılmaz

Günaydın,


İnsanın hayatta kalmasına, zamanı bir anlığına da olsa galebe çalmasına yarayan bir yeteneği var; unutmak. Hepimiz ölümün bize ne kadar yakın olduğunu unutarak yaşayabiliyoruz; yarın öleceğimizi bile bile çalışıyoruz; yıkılacağını bildiğimiz medeniyetleri de bu sayede ardı ardına kurduk ve bugünlere geldik. Gaddar bir hükümran olan zaman, tüm yapıp ettiklerimizin üzerini bir bir örtse de biz çekilen acıları unutup her seferinde sil baştan başlayabildik. Şayet unutmasaydık ölümün ve yıkımın dehşeti bize göz açtırmaz, yaşamamıza imkân vermezdi. Çıldırırdık. Öte yandan aynı unutkanlık muhtemelen sonumuzu da getirecek. Geçmişte olanlardan ders almayı bu unutkanlık yüzünden beceremiyoruz. Yarın ölebileceğimizi düzenli olarak unutuyor oluşumuz ise bizi gelebilecek her türlü tehlikeye karşı önlem almaktan alıkoyuyor. Hatta diyebilirim ki yarın öleceğimizi unututtuğumuzdan bugün de yaşamayı unutabiliyoruz, hayatı durmadan öteliyoruz. Tüm iktidar sistemleri, her yanımızı sarmış tüketim ağları bu unutma kapasitemiz üzerine kurulmuş. Ölümlü olduğumuzu unutmamızı kolaylaştıran ürünleri satın alıyoruz, acizliğimizi unutturan insanları lider diye seçiyoruz. 


İçinde bulunduğumuz bu “Covid-19” krizi de öyle ya da böyle geçecek. Yaşam her şekilde yeşermenin bir yolunu bulur. Bu günlerden geriye ne okuduğumuz kitaplar ne katıldığımız çevrimiçi dersler kalacak. Hepsini unutacağız ama dünyayı bir nebze değiştirmek istiyorsak, ki buna mecburuz, unutmamamız gereken iki şey var: Yaşamın ne kadar kırılgan olduğu ve bizi korumakla mükellef hiçbir otoritenin umrunda olmadığımız. Kendi başımızın çaresine bakmayı öğrenmemiz lazım. Olmaz ya bu düzen değişecekse bu bilinçle değişecek. Hatırlayarak.


İyi günler.

bottom of page