top of page

Love songs

20. ve 21. yüzyılın en önemli fotoğrafçılarının 14 serisini sunan Love Songs sergisi, Maison Européenne de la Photographie'nin koleksiyonundan başyapıtları ve Avrupa'da ilk kez sergilenen önemli çağdaş sanatçıların eserlerini bir araya getiriyor


Yazı: Zeynep Gülçur


Nan Goldin, Nan And Brian In Bed, New York City, 1986

The Ballad Of Sexual Dependency © Nan Goldin, Marian Goodman Gallery'ni̇n İzni̇yle


Love Songs, her şeyden önce fotoğrafçılığın özünün bir yansıması. Romantik ilişkilerin prizmasından fotoğraf tarihine yeni bir bakış sunan sergi, karşımıza çıkan görüntülerle izleyiciyi, çok sayıda samimi hikayeyi ve farklı aşk kalıplarını sanatçıların gözünden keşfetmeye davet ediyor.


Kameranın genellikle "nesnel" olduğuna inanılsa da, herhangi bir fikir birliğinden kaçan anları kaydetmek için kullanıldığı gerçeğiyle yüzleştiğimiz zaman esasında tamamen öznel olduğu kanısına varıyoruz.



Soldan sırasıyla; Hervé Guibert, Le fiancé II, 1982 © Christine Guibert Lin Zhipeng (aka n°223), Lumière verte, 2010 © N°223 René Groebli, L’oeil de l’amour, 1952 © René Groebli, Galerie Esther Woerdehoff'un izniyle

Bu ufuk açıcı eserler, Larry Clark, Emmet Gowin, René Groebli, Hervé Guibert, Sally Mann ve Alix Cléo Roubaud gibi diğer büyük isimlerin yanı sıra JH Engström & Margot Wallard, Leigh Ledare, RongRong&inri, Collier Schorr, Hideka Tonomura and Lin Zhipeng (aka No 223) gibi günümüzün önde gelen çağdaş sanatçılarının serileriyle bağlantılı olarak sergileniyor.


Nan Goldin'in The Ballad of Sexual Dependency (1986) adlı eserinden ilham alınarak tasarlanan Love Songs, sevgiliye sunulan karışık bir kaset gibi organize edilmiş. Serginin ilk yarısı Side A, 1950-1990 arasında yaratılan serilerden, ikinci yarısı Side B ise 1980'den Günümüze olan eserlerden oluşuyor.


Aşkın gerçekten filmde "yakalanıp" yakalanamayacağını veya kameranın "nesnelliğinin" bunu imkansız kılıp kılmadığını sorgulayan sergi, fotoğrafçıların kişisel yaşamlarından ilham alan eserler yaratma biçimlerine odaklanarak, fotoğraf ortamının potansiyelini ve sınırlarını sorgulamanın ötesine geçiyor.


Alix Cléo Roubaud, Autoportrait Jacques Roubaud, 1980 © Fonds Alix Cléo Roubaud

Ama bundan da öte, bu eserler fotoğrafçıların izleyiciye biçtikleri rol hakkında ne söylüyor? Fotoğrafçılar kendi hayatları söz konusu olduğunda röntgencilikle suçlanamazken, bu yakınlığa erişimin izleyici üzerinde nasıl bir etkisi var? Hervé Guibert'in tutkulu, şiirsel aşk hayati veya yatak odasına girdiğimiz Alix Cléo Roubaud, o samimi “öteki”nin, fotoğrafçının yerini aldığımızı bile hissettirebiliyor.


JH Engström & Margot Wallard veya RongRong&inri gibi birlikte çalışan sanatçı çiftlerle, izleyici yine ilişkilerinin kalbine konumlanıyor, dönüşümlü olarak önce bir partnerin, sonra diğerinin yerini alıyor.



Jh Engström & Margot Wallard, Foreign Affair , 2011 © Jh Engström & Margot Wallard

Rongrong&inri, Personal Letters, 2000 © Rongrong&inri


Simon Baker, Frédérique Dolivet ve Pascal Hoël küratörlüğünde gerçekleşen sergiyi 21 Ağustos 2022 tarihine kadar MEP’de ziyaret edebilirsiniz.









bottom of page