Yazı: Deniz Beyazıt
Ferman, Erol Akyavaş’ın isimleriyle resmi Osmanlı belgelerine atıfta bulunan büyük bir eser grubuna aittir. Modern Avrupa ve Amerikan soyut resim geleneğini Doğu kültürünün sembolleri ve sanatsal diliyle birleştiren Akyavaş özgün üslubuyla bu eserde Osmanlı mirasını, geçmişini ele alır.
Dikdörtgen tuvalin uzatılmış dikey şekli ve anıtsal boyutu, saray katiplerinin klasik Osmanlı saray üslubu olan sofistike divani yazıyla yazılan ve hükümdar sultan tarafından verilen resmî emri belgeleyen büyük bir kâğıt tomarı olan Osmanlı fermanını hatırlatır. Fermanların üzerinde genellikle hükümdarın tuğrası yani resmî hat-imzası bulunur; bu fermanın gerçekliğini teyit eder ve Osmanlı otoritesini simgeler. Bu haliyle Akyavaş’ın Met’in koleksiyonunda yer alan Ferman eseri, format ve ebat olarak tarihi fermanları andırır, ancak sanatçı kâğıt yerine tuval üzerine modern boya malzemesi olan akrilik kullanır. Osmanlı fermanlarında olduğu gibi, bu resim de yoğun bir şekilde hat ile kaplıdır, ancak Akyavaş’ın yazıları okunmaz; bunlar sadece zaman zaman ters veya baş aşağı yönde gelişigüzel düzenlenmiş harf kompozisyonlarıdır.
Erol Akyavaş, hat sanatından ilham alan Türk modern sanatçıları kuşağına aittir. Akyavaş 1950’lerin sonlarında Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk yıllarında pek rağbet görmeyen ancak Osmanlı ve İslâm geleneğinde en yüksek sanat olarak kabul edilen hat sanatı ile denemeler yapmaya ve eserlerine entegre etmeye başlar. Şu anda New York Modern Sanat Müzesi’nde bulunan Padişahların Zaferi, sanatçının Arap harfleriyle oynadığı ve onları gerçek harfler olarak algılamayı zorlaştıracak şekilde soyut biçimlere dönüştürdüğü ilk eserleri arasında yer alır. Bu henüz kariyerinin başlarında, yirmili yaşlarında olan genç bir Türk sanatçı için cesur bir seçimdir. Akyavaş, hat üslubunu kariyerinde sıkça kullanır. Mesela, 1987 tarihli ikonik eseri Hallac-i Mansur’un 300 santimetreden 350 santimetreye uzanan büyük tuvaline “vav” harfi hükmeder.
Met’teki Ferman neredeyse tamamına yakını hat sanatıyla kaplı olan tek örnektir. Akyavaş’ın diğer yapıtlarında sanatçı, hat sanatı ile İslam dinî ve maneviyatı ile ilgili ikonografik ve sembolik referansları bir araya getirir. Mekke, Medine veya Kudüs’te yer alan Kâbe gibi kutsal yerlerin görüntülerinden alıntılar yapar. Kaynakları Hac konulu 16. ve 17. yüzyıl Osmanlı eserleri ve dua-nâme kitaplarıdır. Ferman grubunun en yenileri arasında yer alan Met koleksiyonundaki Ferman ışık ve renge odaklanarak soyut bir şekilde maneviyatı ima eder. Resmin tüm yüzeyi koyu mavi tonda boyanmış olsa da Akyavaş ışık oyunları ve renk tonlarının nüansları ile farklı katmanları ayrıştırarak derinlik izlenimi yaratır. Mavi boya hâlâ ıslakken siyahla bazı yerleri boyar. Sonra üzerine uygulanan çizgiler, eğriler ve soyut kaligrafik görünümlü harfler sanki yüzeyin altında suyun mavisinin içinde daha açık bir tonda parlayan bir katman yaratır. Resmin ortasında yer alan siyah hat çizgiler, koyu maviye uygulanmış en üst katman olarak görünür. Oyma desenli üç dairesel motif ek katmanları oluşturur, bunların her biri farklı bir ışık tonundadır. Üst kısımda bulunan iki altın dairenin biri açık biri koyudur, alt kısımda yer alan üçüncü daire parlak nane yeşilidir ve koyu tonuyla mavi katmana yaklaşır. Kompozisyonu yakalamaya, desenleri, çizgileri ve kıvrımları takip etmeye çalışırken, izleyici yavaş yavaş mavinin sakinliğine ve derinliğine kapılır. Bu yapıt Erol Akyavaş’ın minimalist soyut anlatımıyla Osmanlı fermanlarına meditatif bir armağanıdır.
Comments