top of page

Çağımızın bir kahramanı: Kirill S. vakası


Rus sinema ve tiyatro dünyasının en önemli figürlerinden Kirill Serebrennikov Ağustos 2017'den bu yana Moskova’da ev hapsinde tutuluyor. Yeni filmi Leto’nun çekimleri esnasında tutuklanan ve Putin karşıtı duruşu tavrıyla tanınan Serebrennikov vakasını sinemacı ve kültür tarihçisi Fürüzan Andaç yorumladı

Kirill Serebrennikov

Soğuk bir Aralık gecesi Bolşoy Tiyatrosu… Dünyanın en büyük ülkesi Rusya’nın en büyük şehrinin kalbinde, Kremlin’in tam karşısındaki efsanevi tiyatro kapılar kırılırcasına ülkenin elitleriyle dolu: Ne kadar parası olduğunu kendileri bile bilemeyen oligarklar, devletlûler, aşırı alkolden müteveffa eski başkan Yeltsin’in ve hâlihazırdaki başkan Putin’in yakın çevresi… Sanki başkanın kendisi dışında ülkenin önde gelenleri cümleten toplanmış gibi. Bunca insanı Moskova standartlarında bile soğuk bu akşam buluşturansa Nureyev balesinin prömiyeri. Perde açılır açılmaz Rusya’ya Rambo serisinden kalma bir ezberle bakanların kolay kolay anlayamayacağı ve Sovyetler Birliği sırasında hayal dahi edilemeyecek bir şey oluyor. Balerinler ve baletler sahneye üzerlerinde 23 Ağustos’tan beri zimmetine para geçirdiği iddiasıyla ev hapsinde tutulan yönetmenleri Kirill Serebrennikov’u destekleyen yazılarla donattıkları tişörtlerle sahneye çıkıyorlar. En pahalı biletleri kapmış oligarklardan, devletlûlere, arkadaki öğrenci bileti sıralarına dek bir alkış ve destek tufanı kopuyor.

Özgürlüğü uğruna bunca mücadele verilen ve 23 Ağustos gününden beri Moskova’daki evinde ev hapsinde tutulan günümüz Rus sinema ve tiyatro dünyasının en önemli figürlerinden Kirill Serebrennikov çok yönlü bir sanatçı: Bir yandan 2012’den beri başında olduğu Gogol Merkezi’nde köklü Rus tiyatrosunun avangart oyunlarla yaşatır, merkezi Moskova’nın en hip kültür merkezlerinden biri hâline getirirken, bir yandan da yaptığı filmlerle Venedik ve Cannes gibi festivallerde yer alıyor. Son filmi (M)Uchenik (Talebe), postmodern bir mesih figüründen hareketle aynen meslektaşı ve kuşakdaşı Zvyagintsev gibi ‘Hz. İsa (ya da Hristiyanlık) Rusya’ya geri döndü’ tematiğini deşiyor ve günümüz Rusyasını soruşturuyordu.

Uluslararası tanınırlığa sahip, Moskova yüksek kültür hayatının en popüler figürlerinden Serebrennikov’un önce 19 Ekim’de çıkacak denilen, sonra da bitmek bilmeyen ev hapsinde birkaç can alıcı nokta var. Bunların birincisi tutuklamanın herhangi bir politik suçlamayla alâkasız olması. Suçlamaların merkezinde Gogol Merkezi bütçesinden, Serebrennikov’un zimmetine 68 milyon Ruble (yaklaşık 4.6 milyon TL) geçirmiş olduğu yer alıyor.

15 - 25 Şubat 2018 tarihlerinde gerçekleşen Berlinale, Kirill Serebrennikov'un özgürlüğüne kavuşması için yapılan eylemlere sahne olmuştu

Ev hapsi 15 Mayıs’ta Serebrennikov’un sadece sorgulandığı, oyuncuların prova yapmakta olduğu bir sırda silahlı bir ekiple gerçekleştirilen baskın ve onu takip eden 15 ilgili kişiye ilgili yasa çerçevesinde izinsiz gerçekleştirilen baskınlar sonucunda geldi. İlk bulgular Serebrennikov’un başında olduğu şirketin 2010 ile 2014 arasında 200 milyon ruble (yaklaşık 13.4 milyon TL) kamu yardımını kurduğu düzenekle içettiği yönündeydi. 23 Mayıs’taki tutuklama ve ev hapsi bu sürecin sonunda geldi. Dolayısıyla iddialar gayet ciddi. On yıl hapis riski Demokles’in kılıcı gibi Serebrennikov’un kafası üzerinde sallanıyor.

Haber gündeme düşer düşmez Rus entelijansiyasında bir bomba etkisi yarattı. Tüm bu suçlamaların günümüz Rusyasında çok muteber black PR (çamur at izi kalsın) taktiklerinden ibaret olduğuna dair pek çok itiraz yükseldi. Bunların belki de en serti de Türk Gambiti adlı filmi de çekilmiş romanı dahil olmak üzere eserleri yakın dönemde dilimize de çevrilmiş olan, günümüz Rusyası’nın en önemli yazarlarından Boris Akunin’den geldi: “Serebrennikov soruşturma çerçevesinde içeriye alınmadı, Putin tarafından tutuklandı.”

Çağdaş Rus sinemasının bir diğer önemli yönetmeni Andrei Konchalovsky ise meslektaşının dünyaca tanınır olduğuna ve gürültünün biraz da bundan koptuğuna hayıflanarak Rusya’da her gün buna benzer yüzlerce vaka yaşandığını belirtiyordu. İşin ilginci altı yıldır ülkenin Kültür Bakanlığı’nı yapan ve doktora tezinin safsatadan ibaret olduğuna dair pek çok eleştiriye maruz kalan Vladimir Medinsky ise “Serebrennikov’un tutuklanmasından çok üzgün’’ olduğunu ve “bu tutuklamanın yukarıdan gelen bir emirle olmadığına dair emin olduğunu ve bir kaynağı olduğunu’’ söyledi.

Serebrennikov’un 2011’de başkan Putin’i eleştirmesi; köktendinci marjinal Ortodoks gruplarla Gogol Merkezi’nde sergilediği oyunların içeriği yüzünden başının derde girmesi, LGBTi hakları konusunda hassas davranması ve Kırım meselesinde çok sert bir ters çıkış yapması gibi bir ‘sicil’i var. Gazeteci Sergei Parkhomenko durumu şöyle özetliyor: “Birinci prensip herkes hiçbir şey yapmasa bile suçlu. Rusya’da devlet yardımı almadan büyük çaplı kültür etkinliği, sanatsal proje gerçekleştirmek imkânsız; fakat devlet yardımı aldığınızda da birinci prensip devreye giriyor. Çünkü bürokratik süreç öylesine çetrefilli ve imkansıza yakın belgeler gerektiriyor ki illa bir yerlerden bir kulp takılabiliyor.”

Bütün bu karmaşık hikâyeye bir dramatik dokunuş da yönetmenin uzun yıllardır görmediği Rostov-on-Don’da yaşayan annesinden geldi. Yönetmenin 17 Şubat günü vefat eden annesi Irina Litvin’in cenazesine önce katılamayacağı yönünde spekülasyonlar yapıldıysa yönetmen verilen özel izinle annesiyle vedalaşabildi.

Serebrennikov vakasının diğer bir ilginç yanı da yönetmenin tam da mesleğini icra ederken, 1980’ler başı Leningradı’ndaki underground Punk ortamlarını konu edindiği yeni filmi Leto’yu çekerken tutuklanması. Çekimi henüz gerçekleştirilmemiş eksik sahneleri Yılmaz Güneyvari bir jestle asistanlarına çektiren Serebrennikov filmini çıkamadığı evinde kurguladı ve filmin ön satışları daha şimdiden Berlinale’de yapıldı.

Hâlâ ev hapsinde olan yönetmenin filminin evinden dışarı çıkmayı gerektirecek ses miksajı ve benzeri post-prodüksiyon süreçlerini nasıl yönetebileceği; filmin Cannes’a yetişip yetişmeyeceği ya da yetişse bile seçilip seçilmeyeceği henüz muallâk. Ancak geçmişteki benzer vakalara bakıldığında Cannes ana yarışma kırmızı halısında filmin oyuncularının yönetmenin fotoğrafıyla yürümesi ve poz vermesi ve hatta filmin sırf bu durumdan ötürü, hakkaniyetliliği şüpheli ödüllere layık görülmesi gibi sahnelerle karşılaşma ihtimalimiz yüksek gibi görünüyor. Hele hele Leto’nun Fransız-Rus ortak yapımcıları filmin promosyonu için çıkmış bu harikulâde fırsatı kaçırmamak için ellerinden geleni artlarına koymuyorken ve de Fransız Ulusal Sinema Merkezi destekli filmi işinin ehli, güçlü bir Fransız dünya dağıtımcısı dağıtıyorken…

bottom of page