top of page

Bir duygulanım biçimi olarak nesne

Ulya Soley küratörlüğündeki Zevk Meselesi başlıklı karma sergi Pera Müzesi’nde, Emre Hüner’in Aslı Seven küratörlüğündeki [ELEKTROİZOLASYON]: Bilinmeyen Parametre Kayıt-Dışı sergisi ise Arter’in ev sahipliğinde devam ediyor. Alex Da Corte’nin, Jayson Musson iş birliğiyle Zevk Meselesi sergisinde yer aldığı Doğusporları işi ile Emre Hüner’in [ELEKTROİZOLASYON] başlıklı çalışmasını nesneye dair sundukları okumalar üzerinden değerlendirdik


Yazı: Mahsum Çiçek



Emre Hüner, [ELEKTROİZOLASYON], 2021, Film karesi

Oyuncular: Vahram Agakay, Hatice Bozdağlı, Esme Madra, Cem Özeren



Nesne, kendi içinde insanca bir yaratımı tarifleyen didaktik bir süreci içerir... Nesnenin düşünceyle ilişkisel bir bağ kurması, nasıl yapılabileceğinin öğrenilerek, el altında bir ihtiyaca dönüşmesi, onun doğa dışında bir varlık olarak kendini göstermesine neden olur. Nesneyle kurulan bu ilişki, iç dünyaya aktarılarak bilinçdışı, fantastik ve duyusal bir karakter kazanır. Melanie Klein’in “Başlangıçtan beri bütün duygular kendilerini ilk nesneye bağlar;” sözleri, ilk nesnenin anne memesinde temsil bularak, beslenmeyi, korunmayı ve hazzı doğurduğu gerçeğini pekiştirerek, onun canlı oluşunu kanıtlar; ona hayati bir değer sunar. Nesnenin doğadan kopup, en sığ noktadan derinleşerek insanın duyu dünyasına taşınması ve söylemin temel unsuru haline gelmesi ise onun diyalektik sürecini belirler. Nesnenin diyalektiği, genel olarak doğanın insan üretimiyle şekillenmesi ve dil aracılığıyla öznelleşerek bir hakikati, materyalist ve metafizik unsurları bir arada barındırır...



Alex Da Corte & Jayson Musson, Doğusporları, 2014, 4 kanallı video, 146’

Yer karosu, halı, neon, metal sandalye, yapay portakal, difüzör, portakal esansiyel yağı



Rasyonalist-spekülatif nesne


Pera Müzesi’ndeki Ulya Soley küratörlüğünde düzenlenen Zevk Meselesi karma sergisinde yer alan Alex Da Corte’nin, Jayson Musson iş birliğiyle gerçekleştirdiği Doğusporları başlıklı işi ile Arter’de Aslı Seven küratörlüğünde düzenlenen Emre Hüner’in [ELEKTROİZOLASYON]: Bilinmeyen Parametre Kayıt-Dışı sergisi, nesneye dair metafizik ve materyalist olmak üzere iki okuma sunar. Metafizik ve materyalizm her ne kadar birbirinin zıddı olsa da “bir oluşu” bilinç düzeyinde çift-değerlilik olarak bir arada tutar. Althusser’in bilim(doğrular) ve ideoloji (yanlışlar) arasındaki karşıtlığa dair görüşü, teorisist (rasyonalist-spekülatif) eğilimini somutlaştırdığı kuramların her zaman bir yanılgıyı da içerdiğini savunur. Bu yanılgı, tekrar ve fark üzerinden uyuşma ve uyuşmazlık yaratarak toplumsal dinamikleri oluşturur. Bu bağlamda, nesnenin metafizik ve materyalist diyalektiğinin izinde Rancière’in consensus ve dissensus kavramlarına referansla, nihilist soyutlamayı ve şu an içinde gerçekleşen kaos durumunu açıklamaya çalışacağım.



Alex Da Corte & Jayson Musson, Doğusporları, 2014, 4 kanallı video, 146’

Yer karosu, halı, neon, metal sandalye, yapay portakal, difüzör, portakal esansiyel yağı



Muhafazakâr ütopik sosyalizm


Alex Da Corte’nin Doğusporları adını verdiği; dört kanallı video, yer karosu, halı, neon, metal sandalye, yapay portakal, difüzör ve portakal yağıyla oluşturduğu yerleştirme çalışması, tamamıyla idealize edilen ütopik bir dünyanın nesnel uyumunu temsil eder. Nesneler, insanlar ve onların bir arada olduğu mekân tam bir uyum içindedir ve hiçbir şey yalnızca insana özgü bir duyum ortaya çıkarmaz. Alain Badiou, “İyi, ancak dünyayı iyi kılmaya heves etmediği sürece iyidir.” der. Buradaki heves, iyi ile kötüye dair süreci ortaya çıkaran insan öznesidir. Da Corte, özneyi nesnel bir kurulum ve kurgu içinde ortadan kaldırır ve gündelik hayatı bir işe çevirir. İşin, bilinen dünyadan koparılarak idealize edilmesi, kavram ve nesnenin somut birliği içinde bir consensus (uyuşma) tahsis etmesi metafizik bir alegoriye dairdir. Rancière, “Politikanın [gerçek bir çatışma içermeyen ya da böyle bir çatışmaya izin vermeyen] güzellemelere yaraşır bu asude durumu genel olarak consensus demokrasisi adıyla anılır.” der. Fransız ütopik sosyalistlere gönderme içeren bu dünya, Marxist ütopyayı Platon’un idealar mağarasına taşır. Platon “İşçilerin kendi işlerinden 'başka hiçbir şey' yapmamaları gerektiğini” dile getirirken, bir yerde gündelik hayatı da işin bir parçası olarak idealize edilir. İdealize edilen her şey muhafazakârlık barındırır, cinsellikten, saldırganlıktan ve kişisel bir tutumdan arındırılan bu dünya tüm ihtiyaçların karşılandığı kurgusal bir oyuna içkindir.



Emre Hüner, [ELEKTROİZOLASYON], 2021, Film karesi

Oyuncular: Vahram Agakay, Hatice Bozdağlı, Esme Madra, Cem Özeren



Brikolaj nesnenin ve imgenin potansiyeli


Emre Hüner’in [ELEKTROİZOLASYON]’u, günümüz dünyasına sıkışan nesnelerin, idealize edilmeden tam da içinde yaşadığımız “şu an”a dair envanterini tutar. Gerçekleşmekte olanın arkeolojik verilerinin bir araya getirildiği ve herhangi bir standarda oturtulmadığı bu nesne arşivi, bir uyumdan ziyade bir uyuşmazlığı göz önüne serer. Rancière, “Uyuşmazlıktan (dissensus) kastım, fikir veya duygu çatışması değil, çeşitli duyusallık rejimleri arasındaki çatışmadır. Estetik ayrılık rejiminde, sanatın politikaya temas ettiği nokta burasıdır. Çünkü politikanın merkezinde de görüş ayrılığı durur.” der. Hiç de doğal olmayan bu uyuşmazlık doğaya değil, dış dünyadaki nesnelerin ilişki durumlarına öykünür. Nicolas Bourriaud da “İnsanlık ve tanrısallık, ardından insanlık ve nesne arasında bir ilişkiler alanı olan sanatsal pratik, artık insanlar-arası ilişkiler çemberinde yoğunlaşıyor.” diyerek kurgulanan ilişkilerin sanatsal pratikteki yeni dinamiğini tarifler. Hüner’in çalışması da bu bağlamda insanlar arasındaki uyuşmazlığı; oto sanayi malzemeleri, buluntu nesneler, tıbbi cihazlar, protezler, iktidar göstergeleri, gözetleme kulesi, dalga kıran, film platoları, çizimler, video gibi üretimler üzerinden tekrardan kurmaya çalışır ve onları garaja taşır. Bu garaj vadedilen bir cennetten uzaktır ve görünen dünyanın arşivi, tanığı ve koleksiyonudur. Sanatın, envanterle oluşturduğu bu brikolaj, ortak bir dünyada, yapma ve yaşama biçimleriyle çeşitli buluşlar arasındaki akrabalığı da gösterir. Günümüz yaşamı içinde nesnelerin ve imgelerin potansiyelini açığa çıkaran bu envanter, sanatçıyı Tarlabaşı’nda bir eskiciye yaklaştırır. Birer çokluk olan bu unsurlar, mekânda görünür kılınarak iç içe geçen kaotik bir okuma sunar.



Emre Hüner, [ELEKTROİZOLASYON], 2021, Film karesi

Oyuncular: Vahram Agakay, Hatice Bozdağlı, Esme Madra, Cem Özeren



Eşitlik, consensus’un nihilist entropisi


Da Corte, consensus’u nesneler ve insanlar arasındaki ilişki üzerinden nihilist bir kurguda ele alırken; Alain Badiou, sorunun kökeninde, belirli bir açıdan mutluluğa dayalı her insan tanımının nihilist olmasının yattığını belirtir. Da Corte, iyi inancına sonuna kadar bağlı kalır ve bunun için insana dair tüm duyguları kontrol altına alır. Böylelikle tüm hayvani içgüdülerden arındırılan davranışlar, dekorun bir parçası olarak kurgulanır. Nesne, Nietzscheci bir söylemle; iyi ve kötünün üstündedir ve diğer insan kanaatleri gibi etkileşimin temel öğesidir. İnsanın nesneye en yakın olduğu bu ütopya, oyun, alışveriş ve eğlenceyi nesnel bir uyum üzerinden işler. İnsanın sefaletine ve duygularına dair hiçbir şey barındırmayan bu kurgu, sonsuz bir tekrara dönüşmüş durumda. İnsan davranışlarının kontrol altında olduğu ve tüm sosyal oluşumların nesnel bir üretim olarak gerçekleştiği bu Platoncu okuma, sadece işçi sınıfı ile sınırlı kalmayıp, diğer tüm sınıfları bir eşitlik içinde, yapacağı şeyi yapmaktan başka seçeneğin olmadığı bir yaşam sunar. Bu yaşamda, mekân ile dört ekranlı video, dört duvarı oluştururkenn, yer karosu, serilen halı ve sandalyeler izleyiciyi içine çeker ve dışsal kaosun dışına taşıyarak, ütopyayı gerçeğe bağlar.



Alex Da Corte & Jayson Musson, Doğusporları, 2014, 4 kanallı video, 146’

Yer karosu, halı, neon, metal sandalye, yapay portakal, difüzör, portakal esansiyel yağı



Dissensus nesnenin nevrotik hali


Hüner, dissensus (uyuşmazlık) kavramı çerçevesinde nesneleri kişiselleştirerek ya da kurumsallaştırarak, nesnelerin kendi içlerinde yeni kimlikler kazanmasına dikkat çeker. Ortak bir tarihe ya da dünyaya tanıklık eden nesneler, fotoğraf ya da çizimler yaşanmışlıkları bir araya getirir. Nesnelerin dış dünyadaki hiyerarşiye yakın bir düzlemde ele alınmış olması onlara öznel bir karakter de katar. Balmumu müzelerindeki popüler şahsiyetleri ve savaş gazilerini hatırlatan bu nesneler, işlevselliklerini kaybetmiştir. İşleve dahil olmayan bu kopyalar mekânda yer kaparak yerleşir. Tüm bu nesnelerin bir laboratuvarda değil de bir garajda toplanması, tüm zanaatların iç içe geçtiği ortak bir eşitsizlik alanı yaratır. Féllix Guttari de bu durumun, nesnenin kendisinin nevrotik olduğunu düşünmemizi sağladığını belirtir; nesnenin yaşamsal işleve sahip olması ve üretim araçlarının eşit paylaşılamaması, toplumsal çatışmaların temel kaynağıdır. Bazı nesneler kendi içinde özelleşerek dış dünyayı taklit eder ve sınıfsal özellikler taşır. Bazısı ayrışarak iktidar göstergelerine, kontrol edici bir düzleme yerleşirken, bazısı da bir araya gelerek yığınları temsil eder ve gerçek dünyaya yakın kurgular ortaya çıkarır.


Alex Da Corte ve Emre Hüner’in işleri nesneye dair iki okuma sunar. Yunan felsefesinde, nesnel varoluş; yani gerçek ve bu nesnenin zihindeki öznel yansıması olan hakikat birbirinden ayrılmıştır. Günümüz dünyasında ise gerçek ve hakikat iç içe geçmiştir. Bu okumalar birbirini olumsuzlamadan diyalektiğin farklı kutuplarında kendi söylemlerini üretir. Felsefede gerçek ve hakikat ekseninde süreklileşen bu ayrılık, mekân olgusu sayesinde kırılır; ve bu iki okuma birbirine yakınlaşır. Mekânın fiziki ve kurgusal çokluğa dönüşerek birbirinden ayrışma momenti ona bir persona kazandırır.


Pera Müzesi'nde Ulya Soley küratörlüğünde düzenlenen sergi, Alex Da Corte ve Jayson Musson, Bruno Miguel, Cameron Askin, FAILE, Farah Al Qasimi, Gülsün Karamustafa, Hayırlı Evlat, Miao Ying, Nick Cave, Olia Lialina ve Mike Tyka, Pierre et Gilles, Slavs and Tatars ve Volkan Aslan’ın yapıtlarını sunuyor. Zevk Meselesi’ni 6 Haziran 2021’e kadar;Arter’de Aslı Seven küratörlüğünde düzenlenen Emre Hüner’in [ELEKTROİZOLASYON]: Bilinmeyen Parametre Kayıt-Dışı başlıklı kişisel sergisini ise 5 Aralık 2021’e kadar ziyaret edilebilirsiniz.



bottom of page