top of page
Hasan Cenk Dereli

Antroposen’de sosyal dönüşüm


"Bilgi ve becerilerin açık kaynak haline geldiği günümüzde, sosyal dönüşüm ve sosyal fayda üretmek için “dahi tasarımcı” rollerinin de dönüşmesi gerektiği ortada. Bu dönüşüm ancak Antroposen’i anlamak ve bugün sosyal dönüşüm ve fayda arayışımıza sebep olan ortamın yaratılmasında tasarımcıların kendi payına düşen sorumluluğu kabul etmeleri ile mümkün." Hasan Cenk Dereli, Antroposen'de sosyal dönüşüm ve fayda üzerine yazdı

Benoit Maubrey, Solar Ballerinas, Audio Tutu, Detail

Sosyal dönüşüm için tasarım veya sosyal fayda için tasarım, tasarımcıyı bir karakter

olarak ele almadan konuşulamayacağı gibi, tasarımın ham madde sağlayıcısı, yatırımcısı, üreticisi, pazarlamacısı, iletişim uzmanları ve kullanım sırasında servis sağlayıcıları da ele almadan konuşulamaz. İster mimarlık, ister endüstriyel tasarım, ister servis tasarımı ve diğerleri olsun, tasarımdan bahsederken sıraladığımız ve sayıları kolaylıkla arttırılabilecek paydaşların rollerini tasarım tartışmalarında genellikle unuturuz. Bir diğer unuttuğumuz şey de ölçeği ne olursa olsun tasarım faaliyetleri ve ürünlerinin gezegenimizi nasıl etkilediği. İnsanın tüm dünya sistemini dönüştüren bir güç haline geldiği, bilim insanlarının tanımladığı şekliyle Antroposen, yani İnsan Çağı’nın yaratılmasında tasarımın rolünü de unutmamamız gerekli.

Antroposen’de sosyal dönüşüm / sosyal fayda için;

Tasarım

Yatırım

Üretim

Pazarlama

İletişim

Servis

Ekonomi

(...)

Yukarıdaki listeyi uzatmak mümkün. Bizleri sosyal dönüşüm ve sosyal fayda yaratmak için düşünmeye kışkırtan ortam bu listedeki ilişkilerin sonucunda ortaya çıkıyor. Karmaşık olmasına rağmen çözümlenebilecek bu ilişkileri olabildiğince dürüst ve eleştirel bir şekilde ele almak, gelecekte sosyal dönüşümü çoğunluğun faydası için içselleştirmiş hayatı kuran sistemi yaratabilir.

Bunu yapmazsak Antroposen’in çıkmazlarını yeniden üreteceğimiz ortada. Su kaynakları ve altyapı sistemlerinin kısıtlılığı yüzünden temiz suya ulaşımı oldukça sınırlı olan insanların hayatını kolaylaştıran basit bir ürünün üretiminde kullanılan hammaddeler, dünyanın başka bir noktasında fosil kaynakların işlenmesi yüzünden kirliliğe, çevre felaketlerine, adil olmayan koşullarda çalışma ortamlarının meşrulaşmasına sebep oluyorsa, sanıyorum sadece temiz suya ulaşan insanların hayatına yansıyan faydaya odaklanarak sosyal dönüşümden ve sosyal faydadan söz edemeyiz. Bu konudan bahsedeceksek; karmaşık olsa da dünya sistemini ve insanın kendi için kurduğu karmaşık sosyal ve ekonomik ilişkiler ağını bütüncül olarak ele alan bir sistem analizine ihtiyacımız var. Sistem analizi hem olan biteni görmemizi sağlayacak, hem de bizi uyanık tutacaktır.

Mevcut yaşama biçimine sürekli sorunlar üreten insanoğlu, sosyal fayda girişimlerinin yarattığı engin bir pazarı daha yeni keşfediyor. Hayırseverlik faaliyetleri teşvik için yaratılan çeşitli ekonomik araçlar gibi görülüyor, sosyal fayda girişimlerini desteklemek ve ekonomik sisteme eklemek için yöntemler geliştiriliyor, pazar payı giderek büyüyor. Sosyal dönüşüm ve sosyal fayda projeleri her alandan yatırımcıyı cezbediyor. Bu bir yönüyle oldukça olumlu. Sosyal fayda odaklı projelerin sayısının artması, değişim için faaliyet göstererek hayatını kazanan insan sayısının artması ve sosyal dönüşüm ve faydanın mesajın yaygınlaşması için oldukça önemli. Ama iştah kabartan bu pazarın çeşitli paradokslar yaratması da olası. Bir yandan doğal su kaynaklarını özelleştirip kontrol altına alan, diğer yandan da marka kimliğini kişisel özgürlükler üzerinden pazarlayan içecek firmalarının sosyal sorumluluk ve dönüşüm projelerini fonlaması gibi çelişkilere dair de dikkatli olmak gerek.

Tasarım paydaşlarının tercihleri, pazar payının cazibesi ve yaratımların gezegene etkisini beraber düşünmek yetmiyor. Mevcut üretim-tüketim alışkanlıklarımız dolayısıyla sosyal dönüşüm ve fayda üreten tasarımlar yarattığımızı iddia etmek için de soğukkanlı olmak gerekiyor. Hayatımız, döngüsel ekonomi ve paylaşım ekonomisi gibi kavramların içinden üreyen yeni alışkanlıklarla dönüşüyor. Her ne kadar ev ve araba paylaşım servisleri en çok görünür olan türleri olsa da farklı imkan ve kabiliyet paylaşımı odaklı ekonomik döngüler, mülk-ürün-hizmet sahipliği kavramlarını ve onları tasarlayan düşünceyi de dönüştürüyor. Üretim laboratuvarları (FabLab) el becerileri odaklı tasarım üretim, devreler, kodlama ve robotik alanında tasarlayan - üreten - kullanan rollerinin arasındaki sınırları silikleştiriyor. Biyolojik üretim laboratuvarları (BioFabLab) yaşayan gezegenin bilgisini mahalleliye açıyor. Her yaştan insan, tüm canlılar ve kendileri üzerinde değişim yaratacak deneyler yapıyor. İnsanın kendi kabiliyetlerini arttırmak için tasarımlar yapması ve bunları bedenin dışında birer protez olarak kullanmasından bir adım daha öteye geçiliyor. Blockchain ve evrensel gelir gibi yeni kavramlar yeni ekonominin kimlik ve kaynak tanımlarını dönüştürüyor.

Bilgi ve becerilerin açık kaynak haline geldiği bu ortamda, sosyal dönüşüm ve sosyal fayda üretmek için “dahi tasarımcı” rollerinin de dönüşmesi gerektiği ortada. Bu dönüşüm ancak Antroposen’i anlamak ve bugün sosyal dönüşüm ve fayda arayışımıza sebep olan ortamın yaratılmasında tasarımcıların kendi payına düşen sorumluluğu kabul etmeleri ile mümkün. Bu bir yüzleşme. “Ortam böyle, herkes bunu yapıyor” gibi cümlelerde huzur bulmaktan ne kadar uzaklaşılırsa, sosyal dönüşüm ve fayda üreten tasarım her ne ise, ona o kadar yaklaşmak mümkün. Tasarımcı kişinin tasarlama süreçlerinde kendi sıfatını unutmaya, dönüşüm ve fayda yaratmaya çalıştığı alanla bütünleşerek yok olmaya ne kadar hazır olduğu da bunda önemli bir etken.

Tüm bunları düşündüğümde benim sosyal dönüşüm ve fayda üreten tasarım olarak gördüğüm şey, ürünleşerek yeni tüketim alışkanlıkları yaratmayan, fikir haklarının sahipliği muğlak, tasarım fikrini, üretim sürecinin bilgisini ihtiyaç sahibine açan, ihtiyaç sahibinin kendi için yarattığı, markaları, profesyonel tasarımcı rollerini, denizler ötesi hammadde ve ürün tedarik hatlarını yıkan şeydir. “SOSYAL DÖNÜŞÜM için tasarım” “SOSYAL FAYDA için tasarım” vurgusu ile bu çerçeveleri ele almamız gerektiğini düşünüyorum. Ancak böyle okuyunca tasarımı değil, sosyal fayda ve sosyal dönüşümü tartışmamız gerektiğini, kendimize biçtiğimiz tasarımcı rollerinden sıyrılarak keşfedebiliriz.

Comments


bottom of page