top of page

500K⎜Sena Başöz

500K, sanatçıların kişisel tarihlerinde, sanat pratiklerini şekillendirirlerken öne çıktığını, diğerlerinden bir yerde ayrıştığını düşündükleri bir yapıtı kendi kelimeleriyle ifade ettikleri; kendi serüvenleriyle yapıtlarının kesiştiği bir seri olabilmeyi umut ediyor. Nazlı Yayla’ya anlatılan, 500 kelimeden oluşan ve her ayın ilk Çarşamba günü unlimitedrag.com üzerinde mekân bulacak metinler aracılığıyla geleceğe dönük bir arşiv oluşturmayı hedefliyor. 500K bu hafta Sena Başöz ve Doktor Ol Hemşirelik Yap videosuyla başlıyor


Dosya: Nazlı Yayla

Sena Başöz, Doktor Ol, Hemşirelik Yap, 2016, 6’24” tek kanallı video

SPOT üretim fonu desteğiyle Domates Biber Patlıcan 3 için üretilmiştir



Sena Başöz, pratiğinde travma sonrası iyileşme süreçlerini ele alıyor. Son dönemde ölüm, rejenerasyon, yenilenme ve özgürleşme konularına arşiv oluşturmak ve arşivin aktive edilmesi-canlandırılması üzerinden odaklanıyor. Yaşam ve ölüm, geçmiş, şimdi ve gelecek arasındaki gergin bağları kişisel tarihinden yola çıkarak, doğanın uzun vadede kendi kendini onararak dengeye kavuşması üzerinden araştırıyor ve çözümlüyor. 2018’de Depo’daki “Hafiflemeye Dair” sergisinde yer alan, sonrasında Hamburger Bahnhof’ta, Seoul’de MO-NO-HA Seongsu’ta ve Liste’de sergilenen Forough, sanatçının en çok üzerine konuşulan işlerinden biri. Farklı coğrafyalara seyahat eden Forough “Sena’nın pratiğinde öne çıkan işi hangisi” sorusunun belki de “doğru” cevabı. Sena ise sanat yapımı ve iyileşmenin ilişkisini 7 yıl sonra tekrar ortaya çıkan hemşire alter egosu üzerinden sorguladığı Doktor Ol Hemşirelik Yap başlıklı videosunu pratiğinin öncesini ve sonrasını birbirine bağlayan ve uzlaştıran bir yapıt olarak tanımlıyor:

Doktor Ol Hemşirelik Yap başlıklı videom, 2016’da yaptığım bir video olmasına rağmen hem benim şu anki pratiğimi öngörüyor hem de kendi içimde bazı defterleri kapatıp farklı tohumlar ekiyor. 2008’de Bard College’da yüksek lisansımı yaparken kurguladığım hemşire alter egoma yedi yıl sonra geri dönüyorum bu videoda. İki hafta kadar okula 80’ler hemşiresi kılığında, kafamda artık kullanılmayan üstü aylı keple gitmiştim. Bakım vermek ve bakım vermenin kadınlara atanan bir rol oluşunu sorgulayan, dünyayı iyileştirmek isteyen, kendisine bakım vermek isteyen fakat içinde yüzleşemediği, çözemediği şeyler barındıran, beceriksiz bir hemşireydim. Hatta bir gün okula bisikletle giderken düştüm, üstümdeki beyaz hemşire pantolonu kanlar içinde, kepim kaymış bir şekilde okula gittim. Kendi kendime gülüyordum, o kadar içinde bulunduğum duygu durumunu yansıtan bir haldi ki… Deniyordum; Times Meydanı’nda insanlara yaklaşıp nabızlarını ölçtüğüm performanlarla bu rol benim için uygun mu anlamaya çalışıyordum. Tabii bu rol benim kişisel tarihimin de bir parçası. Babam doktor ve ben küçükken hep hemşire olmak istiyordum. Neden doktor değil de bir hemşire olmak istiyorum gibi sorular vardı aklımda. Nihayetinde bu hemşireli işlerimi hiç göstermedim. Hemşire personasıyla fotoğraflara pansuman yaptığım, manipüle ettiğim bir serim oldu fakat hemşire alter egom dünyayla paylaştığım bir şey değildi. Daha çok kendimi ve dünyayı anlamak için kullandığım bir araçtı.


2016 yılında Zeynep Öz beni Domates Biber Patlıcan için çağırdığı zaman kendime yeni bir hayat ve düzen kurmuştum. Ve bu proje için hemşire alter egoma döndüm yıllar sonra. Fakat bu sefer kendime güncel bir hemşire kostümü edindim, kafama o kepi takmadım. Geçmişe takılı bir hemşire değildi, iyiye işaretti bu. Güncelleyebildiğim, dönüştürebildiğim ve dönüştürebileceğim bir şey söylemek istediğime dair bir işaret.



Sena Başöz, Doktor Ol, Hemşirelik Yap, 2016, 6’24” tek kanallı video

SPOT üretim fonu desteğiyle Domates Biber Patlıcan 3 için üretilmiştir



Önce tabii ki büyüdüğüm, 3-18 yaşımı geçirdiğim, kendimi oluşturduğum, ailemin hala yaşadığı kent olan Denizli’ye gittim. İyileşmekle ilgili düşündüğüm zaman Denizli’ye dönmem gerekiyor. Üç bölümden oluşan videonun ilk bölümünde elimde bir ameliyat paravanı ile sokaklarda geziyorum, paravanı açıp kapatıyorum. Paravan hem saklayan, gizleyen bir şey, iyileşmek için gereken mahremiyeti oluşturan bir araç; aynı zamanda ayıran, dış dünyadan koparan bir nesne. Hemşire sokaklarda elinde büyük bir yük olan paravanı açıp kapatarak bu koşulları araştırıyor, biraz da saklanmaya çalışıyordu. İkinci bölümde ise Bard zamanında kimseye göstermediğim hasta hemşire videolarındaki sahnelere dönüyorum. New York’ta çektiğim videolardan farklı olarak bu sefer yatan hemşire kalkıyor ve buzdolabına doğru yürüyor, buzluktan iki tane saklama kabı çıkarıyor. Buzluktan çıkan muhabbet kuşları hemşirenin ellerinde canlanıyorlar. Bu sahne benim pratiğim bağlamında geleceğe yönelik bilgiler taşıyan bir sahne. Bu kuşlar sonrasında çalışmalarımda çok kez geri geldi. Donuk olanın canlanması… O kuşların yeniden canlanıp uçması, özgürleşmesi, yaşamla ölüm arasında bir devamlılık yaratması… Arşiv de donmuş ve canlandırılmayı bekleyen bir şeydir ya… Üçüncü bölümde ise hemşire artık daha aktif. Mesela denizi bir makasla kesiyor, bir horozu kucaklıyor, olmayacak şeyleri olduruyor. Ve en sonunda paravanını ormana bırakıyor.


New York’taki hemşire çözülmemiş bir durumdu, benim bir şeylere yaklaşabilmem için bir araçtı. Doktor Ol Hemşirelik Yap ise kuşların uçup gitmesi, denizin kesilmesi, horozu kucaklamam, paravanımı bırakmamla birlikte pek çok açıdan iyileşme müjdeleyen bir video. Geçmiş, o an ve geleceğe dair ipuçları barındıran, geçmişle geleceği uzlaştıran, yaratıcı gücü olan, mucizevi olanı yaptıran…”

bottom of page