top of page

404 (Dosya veya dizin bulunamadı. Aradığınız kaynak kaldırılmış, adı değiştirilmiş veya geçici olarak kullanılamıyor olabilir.)

Sanat kurumlarında şeffaflık, denetim ve kamusal hafızanın kırılganlığını İstanbul Resim ve Heykel Müzesi’nde Sayıştay raporlarıyla gündeme gelen 404 eser üzerinden ele alıyoruz


Yazı: Hasan Karakaya

ree

Bir şiirden, şarkıdan dörtlük bile ezberlemeyi beceremezken rakamlara dikkate değer takıntı değilse de hep yoğun bir ilgim oldu. Telefonun evlerimize yeni girdiği yıllarda numaraları aklıma yazardım. İlkokul, lise arkadaşlarımın okul numaraları ezberimde idi uzun yıllar. T.C Kimlik numarası kadar uzun üniversiteye başvuru numaram da hâlâ aklımdadır. 67 şehrimizin olduğu tek rakamlı yaşlarımda illerin trafik kodlarını ezbere bilir, trafiğin, taşıtın az olduğu yıllarda gördüğüm plakaları okur, harfleri sevdiğim insanların isminin baş harflerine bağlar, sayılara da kendi çocuk dünyama göre anlam ve önem atfederdim. Kelimeleri, merdivenleri sayar, saati aklımdan bilme oyunu oynar, saati ve dakikayı 11:11, 00.00, 03:03, 04:04 gibi aynı rakamlarda sık sık yakalamaya çalışırdım. Takıntı derecesinde değilse de her an takıntıya namzet bir ilişkim vardı sayılarla.


Melekler veya evren tarafından size gönderilen sıklıkla karşılaştığınız sayı dizilerine melek sayılar dendiğini çok sonraları öğrendiğimde şaşırmıştım. Rakamların, sayıların mistizmi, numerolojisine değil ilgim. Bana gönderilip gönderilmediğini ve adının melek olduğunu bilmesem de kendimce sayılarım vardı uzun yıllar. Belli bir kuralı, bilimsel bir temeli yok tabii ki. Yine de sayıları takıntı haline getirmemenin en melek, en masum hali sanki. 111, 222,303,… gibi tekrarlanan rakamlardan oluşan melek sayıları spiritüel yol gösterici olarak kabul edilirmiş. 404 rakamı da melek sayılarındanmış. Bu sayıların ortaya çıkmasıyla aynı zamana denk gelen olaylara dikkat etmeniz istenir, bu sayıların enerjisini hayatınızı iyileştirmek için kullanabilirmişsiniz. Sayıların melek hali varsa maazallah şeytanın doldurduğu sayılara da dikkat etmek gerek elbette. 

Sayılara bu ilgime rağmen birine söylemem için bana bir şey anlatsalar sözleri birebir aklımda tutamaz, bu yüzden sorulara maruz kalınca da çok sıkılırdım. Birinin söylediğini başka birine aktarmaktan imtina ederim bugün de zira kahve çekirdeklerinin ilk öğütüldüğü andaki koku ve aromasının sonrasında azalmasına benzer şekilde söz kulağımdan zihnime, oradan tekrar dilime geldiğinde ruhundan, etkisinden çok şey kaybediyor gibi gelir bana. Öte yandan aktaranın niyeti, aktarılanı fazlasıyla kendi yararına değerlendirme çabası gibi halis olmayan durumlara maruz kalmayı da istemem.

ree

Bunlar da şimdilik bir tarafta dursun. Bu satırlara kadar hatta sonrasında, mantıksal sıralamada da bir gerekçe ve bütünlük olmayan yazılanları manzaraya ulaşmak isteyenin epey uzaklarında dolaşması, ortaya saçılan özünden uzak sözler, cümleler, dağınık düşünceleri de kendi kendine sayıklama gibi sayın lütfen. Neyse, anlatmak istediğim 404 sayısının bendeki hikâyesine tekrar döneyim. 404 benim için seksenli yıllarda sarı renkli, kokusunu sevdiğim bir yapıştırıcı markası, doksanlı yıllarda İzmir NATO yolu üzerinde gördüğüm otobüslerin modeli idi. Doksanlar ortasından itibaren ise bir İnternet sitesinin sayfası açılmadığında ekranındaki Error 404 Page Not Found sayfa bulunamadı anlamında http durum kodu hatasıydı artık 404.


Sayı, TDK Sözlük'teki ilk anlamıyla sayma, ölçme, tartma vb. işlerin sonucunda ortaya çıkan birimlerin kaç olduğunu bildiren sözlerden her biridir. Dinî, kültürel, mistik ve mitolojik yönlerden de sayılar farklı farklı anlam değerleri taşır. "Say-" fiili de Eski ve Orta Türkçenin bilinen önemli kaynaklarında “saymak, sayı saymak” anlamlarıyla kullanılagelmiştir. Sayıştay sözcüğü de, Türkçe "say-" fiilinin işteş gövdesi "sayış-" ve "-tay" ekiyle günümüzde kullanılan yargıtay, danıştay ve kullanılmayan kamutay (Türkiye Büyük Millet Meclisi) sözcükleri gibi aynı yöntemle türetilmiştir. "Say-" fiilinden adını alan yargı yetkisine haiz bir yüksek denetim kurumu Sayıştay tarihi kökleri olan Anayasal bir kurumumuz ve kamu sektöründe hesap verebilirliği ve mali şeffaflığı sağlamak amacıyla denetim, raporlama, görüş bildirme rehberlik ve yargılamayı TBMM adına yapar. 

ree

Sayıştay 2018 yılında Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi ile birlikte bünyesindeki o dönemde yeni yapısının inşaatı tamamlanmadığından kapalı olan İstanbul Resim ve Heykel Müzesini de  (İRHM) mâli faaliyet, karar ve işlemlerini hesap verme sorumluluğu çerçevesinde denetler. Ülkemizin Atatürk döneminde son kurulan ve ilk sanat müzesi İstanbul Resim ve Heykel Müzesi bu denetim raporundaki bulgular sonrasında sık sık 404 sayısı ile gündeme gelir. 

Gizli saklı olmayan, kamuoyuna açık olan 2018 yılı denetim raporu Sayıştay internet sayfasında yayımlanır.  Yayım sonrasında basın, sosyal medya ve Meclis kürsüsünde gündeme gelen ve denetim raporundaki bulguları kamuoyuna farklı yansıtan iddialar nedeniyle Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından envanterinin kontrolü, eser tespit ve incelemelerini yürütmek üzere bir komisyon da İRHM’de görevlendirilir. Müzenin envanter tespit ve sayım çalışmalarına 2020 yılının sonunda başlayan komisyon, Covid 19 pandemisi ve müzede devam eden tadilatların olduğu dönemde çalışmalarını tamamlar. Bu süreçte de özellikle siyasi ortamın gerginleştiği veya seçim dönemlerinde İRHM’deki 404 adet resim-tablonun nerede olduğu konusu da sürekli spekülasyon yapılarak gündemde tutulmaya devam edilir. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın konuya dair açıklamaları ve üniversite yetkililerinin konuyla ilgili bilgilendirmeleri de ısrarla görülmek, anlaşılmak istenmeyen tutumla göz ardı edilir.

ree

Sayıştay raporunda yer alan bulgunun esasını oluşturan, İRHM’den devredilen veya hali hazırda mevcut olmayan ve daha önce kayıtlarından terkin edilen eserlerdir. 1970’li yıllarda Anadolu’da her ilde devlet güzel sanatlar galerileri kurulmasına yönelik kampanya şeklinde yürütülen talepler yoğunlaşır. Nurullah Berk de bunu sıklıkla kaleme alanlar arasındadır. Berk’in öncesinde müdürlüğünü yaptığı İstanbul Resim ve Heykel Müzesi ise bu taleplerin karşılanmasının kaynağı olmak zorunda bırakılır. Üniversite, müzesinin yeni yapısında ziyaretçilerini karşılamaya hazırlanırken bir yandan da bu nedenlerle eserlerini gönderildiği kurumlardan geri isteme, tekrar müzeye kazandırmak istemektedir. Bu amaçla, 2012 yılında otomasyonla birlikte bu eserler yeniden taşınır kaydına alınır, Kamu Harcama ve Muhasebe Bilişim Sistemi (KBS) otomasyonu ile 404 eserin tekrar bilgileri aktifleştirilir. Kamuoyunu yanıltıcı çok sayıda haberde yer alsa da 404 sayısının bu açıdan İstanbul Resim ve Heykel Müzesi için Error 404 Page Not Found şeklinde bir hata kodu ekranı dahi söz konusu değildir. 


ree

1937 yılından beri mevcudiyetini sürdüren İstanbul Resim ve Heykel Müzesi'nde bu işlemlere dair bütün bilgiler kayıt altına alınmıştır. Kurumun sadece ulaşılan mevcut kayıtları, 404 eserinin yüzde doksanından fazlasının o dönemde Kültür Bakanlığı emri ile devredildiği bilgisine sahiptir. Devre dair yazışmalar, eser listesi, teslim edildiği yerler, eser fotoğrafları, tutanaklar detayları ile üniversite arşivinde mevcuttur. Eserlerin devredildiği bakanlık ve diğer kurum arşivlerinin bu konuda daha kapsamlı incelenmesi, ülkemizin ilk sanat müzesinin kısıtlı kaynaklar ve bütün zorluklara rağmen Akademi ve üniversite kadrolarınca kurulması, korunması ve geliştirilmesindeki çabayı, özveri ve kültür hayatımızdaki yeri ve önemini bir kez daha ortaya serecektir. 404 sayısı ve süreci, Ankara ve İzmir’de resim ve heykel müzelerinin kurulmasının yanı sıra, Alanya, Antalya, Balıkesir,  Bolu, Bursa, Edirne, Eskişehir, Erzurum, Kütahya ve Yalvaç gibi devlet güzel sanatlar galerileri yoluyla sanatın yaygınlaştırılması politikasını da içinde taşır.

Yorumlar


All rights reserved. Unlimited Publications.

Meşrutiyet Caddesi No: 67 Kat: 1 Beyoğlu İstanbul Turkey

Follow us

  • Black Instagram Icon
bottom of page