Sevgili Sera
- Faruk Sade
- 1 Ağu
- 2 dakikada okunur
Vefatının dokuzuncu yılında Galeri Siyah - Beyaz'ın kurucularından Faruk Sade'yi kızı Sera Sade'ye yazdığı mektupla anıyoruz
Solda: Sade Ailesi, Siyah-Beyaz, Ankara, 1988 Sağda: Sade Ailesi, Bodrum, Muğla, 2014
Senin doğumundan bir yıl önce başladığımız Siyah/ Beyaz’da, annenle birlikte, belki de bir insanın en verimli yılları diyebileceğimiz yirmi yılımızı geçirdik. Geriye baktığımızda yaşadığımız pek çok güzellikleri görüyorum. Sanatçılarımız ve dostlarımızla paylaştığımız pek çok güzel sergi ve etkinlik yaptık. Belki sen, sana yeterli zamanı ayıramadığımız için bize kızıyordun, ancak sen de her zaman bizimle beraber idin, o güzellikler içinde yer aldın.
Amacımız Siyah/Beyaz’ı bir kurum haline getirebilmek, çağdaş sanatımıza faydalı olabilmek oldu. Hatalarımız, kırgınlıklarımız olmuş olabilir; yine de tüm çabamızla Türkiye’de bazı ilkleri gerçekleştirmeye başladık. Gençleri teşvik edebilmek Siyah/Beyaz için her zaman çok önemli oldu. Verdiğimiz ödüller, açtığımız sergilerle bu işe gönül verebilecekleri yüreklendirmeye çalıştık. Sanırım bir kısmı, sadece üniversite bitirmiş olmak için oradaydılar. Kabahatleri de yoktu. Öyle öğrenmişlerdi, sanatın neler gerektirdiğini bilmiyorlardı, öğretilmemişti de üstelik. Dışarıda öğrenme çabaları olanların ise, gidecekleri müzeler, okuyabilecekleri yayınları yoktu. Şimdi de yok.
Türkiye’den tek katılımcı olarak yer aldığımız RES-ARTIS bünyesinde, Fransa’dan gelen sanatçıları İstanbul Sultanahmet’teki artist residence’ımızda ağırladık. Çağdaş Türk sanatını göstermeye çalıştık. Fransa’ya sanatçılarımızı gönderdik. Ülkemizin yaşadığı tüm olumsuzluklara rağmen ayakta durabildik. Doğal olarak, geçtiğimiz yirmi yıllık süreç içerisinde gelişmesi gereken sanat galericiliğinin hala birkaç kişi ve kuruluşun çabaları ile ayakta durmaya çalışması oldukça düşündürücüdür. Hükümetlerimizin sadece her şehre altyapısız, öğretim üyesiz yüksek sanat okulları, fakülteleri açmaya indirgenmiş olan plastik sanatlar politikası nedeniyle ne yazık ki dünyanın çok gerisinde kaldık. Büyük bir kısmını tanıma fırsatı bulduğun sanatçılarımızın özverileri olmasa bu işi bu kadar süre götürebilmemizin olanaksız olduğunu da gözlemleme şansın oldu.
Sevgili Sera, sanat ile uğraşmak istediğini biliyorum, birlikte yaşadıklarımızın sana sanat dünyası ile ilgili önemli tecrübeler kazandırdığına inanıyorum. Sanat bir yaşam biçimidir. İçtenlik, masumiyet ve bilgi gerektirir. Elli yıl sonra da bu isim altında yaşayabilmek sadece dileğimiz değil aynı zamanda amacımızdır.
Şunu bil ki, seninle en az Siyah/Beyaz kadar gurur duyuyorum.
Umarım her şey daha İYİ olur.
Haziran 2003, Ankara









Yorumlar