top of page

Saklı Görüşmeler IV


Saklı Görüşmeler, Mine Kaplangı'nın güncel sanat alanında aktif rol oynayan kişilerle yaptığı beklenmedik görüşmeler sırasında onlara ansızın yönelttiği tuhaf sorulara verdikleri cevapları derliyor ve her ayın son günü yayınlanıyor. Serinin dördüncü röportajında Erdal İnci, Çağrı Taşkın ve Serkan Kaptan'dan oluşan oddviz kolektifi'ni ağırlıyoruz

oddviz kolektif (Erdal İnci, Çağrı Taşkın ve Serkan Kaptan), Fotoğraf: Mine Kaplangı

Saklı Görüşmeler serisinin dördüncüsü, oddviz kolektifi’nin Moda’da bulunan atölyesinden geliyor. Çocukluklarında Ankara’da tanışıp senelerdir arkadaş olan Erdal İnci, Çağrı Taşkın ve Serkan Kaptan, geçen sene birlikte üretme, araştırma ve çekim yapma fikri ile yola çıkarak oddviz’i kurmuşlar. Kolektif özellikle “fotogrametri” tekniği üzerine araştırmalar yapıyor ve bu teknik üzerinden işler üretiyor. Haziran 2017’de ilk kişisel sergilerini Yeldeğirmeni’de bulunan TAB Galeri’de gerçekleştiren ekip, daha sonra Eylül ayında İstanbul Fotoğraf Festivali’ne katılarak, festivalin ana mekanı olan Ortaköy Yetimhanesi üzerine El Orfelinato adlı bir video üretmiş. Geçtiğimiz haftalarda ARTER ile CANAN - Kaf Dağı’nın Ardında sergisinin 3 boyutlu belgelenmesi üzerine anlaşan oddviz kolektif üyeleri bu aralar Kopuntu Ağı’nın çağrısı üzerine Macao-Milano’da katılacakları sergi üzerine çalışmalarına devam ediyor. Ekibin çalışmalarını ve son dönem projelerini sitelerinden ve sosyal medya hesapları üzerinden takip edebilirsiniz.

oddviz, El Orfelinato, Fotogrametri, Video, 2’12’’, 2017

Oddviz ne demek?

Serkan: ‘odd’ -tuhaf, ‘viz’ -visualization- görsel’den geliyor.

Çağrı: Oddviz, odd visualization olarak açılabilir, “tuhaf görselleștirme” diye çevirebiliriz.

Birlikte çalışmanın en zor ve en keyifli tarafları?

Serkan: İşin üretimi sırasında görev dağılımındaki dar boğazları gidermeye çalışmak çok zorlayıcı. İşler henüz hayal aşamasındayken yapılan sohbetler ise çok keyifli.

Erdal: Keyifli yanı, tek başına yapamayacağın işlerin gerçekleştiğini görmek. Zor tarafı ise motivasyonu dengelemek.

Çağrı: Kolektif olarak tek başımıza üstesinden gelemeyeceğimiz işler üretebiliyoruz ve çalışma süreci daha keyifli oluyor. Zor yanı ise ortak karar almak diyebilirim, bu bazen karmaşık bir süreç olabiliyor.

Çalışırken ne tür müzikler dinliyorsunuz?

Serkan: Deneysel, Klasik, Garaj Rock, Pop, Indie... Sevdiğimiz parçaları listemize eklemekten ve sık sık, ard arda dinlemekten sıkılmıyoruz. Mevsimlerimizin soundtrack’leri olduğunu söyleyebilirim. Fakat en çok arkadaşımız Mert Öztekin’in (aka RamboMozart) oddviz için özel olarak hazırladığı seçkileri dinliyoruz.

Çağrı: Çok karışık gerçekten de. Stüdyoda herhangi biri seçtiği bir müzik listesini açıyor ve bir başkası değiştirmek isteyene kadar o listeden devam ediyoruz.

Mert Öztekin’in (aka RamboMozart) oddviz için özel olarak hazırladığı seçkilerden, Fotoğraf: Mine Kaplangı

Özellikle kolektif olarak sizlere ilham veren bir sanat projesi var mı?

Serkan: Zaman zaman dahil de olduğum HAZAVUZU kumpanyası ortak üretim pratikleri ile bana hep ilham olmuştur. Ama en büyük ilham kaynağımın sosyal medyada sahip olduğumuz paylaşım alanlarımız olduğunu kabul etmem gerekiyor.

Erdal: Kopuntu adında bir oluşum var.

Çağrı: Elbette karşılaştığımız bir çok eserden, projeden ilham alıyoruz. Fakat özellikle bir tek bu eser/proje diyemem.

Kolektifte iş bölümü nasıl gerçekleşiyor?

Serkan: Geçmiş çalışmalarımız dolayısı ile her birimizin uzmanlıkları var. Bu uzmanlıkların hepsini tek bir potada eritmeye çalışıyoruz. Operasyon, mühendislik, lojistik, araştırma-geliştirme, sanat yönetimi, mimari ve 3 boyutlu yazılım kullanımı, fotoğrafçılık, fotogrametri ortaya koyduğumuz becerilerimizden bazıları.

Çağrı: Herkes en iyi yaptığı iși yapıyor. Genel işleri ise yoğunluğumuza göre paylaşıyoruz.

En sevdiğiniz restoran hangisi?

Serkan: Fıccın

Erdal: Özdeveli pide.

Çağrı: Moda da bir esnaf lokantası, Yıldız.

Logonuzda neler oluyor?

Serkan: ODD

Çağrı: Record ve fast forward simgeleriyle ‘odd’ yazıyor.

Çevrenizdeki en motive edici kişi kim?

Serkan: Ben olmak isterim.

Erdal: Serkan Kaptan!

Çağrı: Çevremde olan herkes motive edicidir, zaten o yüzden çevremdeler.

oddviz kolektif atölyesinden, Fotoğraf: Mine Kaplangı

Geleceğe dair en fantastik hayaliniz nedir?

Serkan: Yapay zekalı dijital bir çocuğum olsun isterim.

Erdal: Retrospektif Sergi

Çağrı: Singularity (Tekillik)

Son zamanlarda en çok ne üzerine okuyorsunuz, araştırıyorsunuz?

Serkan: Ana okumamı büyümenin sınırları (The Limits to Growth) ve oyunbozanlar üzerinden yapıyorum. Kurulu düzenden memnun değilim.

Erdal: Yeni dijital teknikler öğrenme ve geliştirme üzerine araştırıyorum.

Çağrı: Yaptığımız işlerle ilgili teknik üzerine ve bir de digital citizenship (dijital vatandaşlık) konusunda okumalarım oldu son zamanlarda.

En sevdiğiniz yönetmen?

Serkan: Stanley Kubrick’i ve Reha Erdem’i severim.

Erdal: Stanley Kubrick.

Çağrı: Andrei Tarkovsky, Charlie Chaplin, Alfred Hitchcock ve Stanley Kubrick.

oddviz dışında en çok vaktinizi alan uğraşlar neler?

Serkan: ‘birbuçuk’ adında bir kolektif ile aylık toplantılar düzenleyerek Ekoloji ve Sanatın keşisme noktalarını araştırıyoruz. Şimdiye kadar ‘Su’, ‘Metabolizma’, ‘Biyoçeşitlilik’, ‘Sınırlar’ ve ‘Gıda’ başlıkları üzerinden toplantılar düzenledik. Toplantı metinlerine sitemizden ulaşabilirsiniz (birbucuk.org).

Erdal: Uzun yıllar sonra ilk defa bir haftadır bilgisayar oyunu oynuyorum.

Çağrı: Son zamanlarda vize başvuruları çok vaktimi aldı.

Son zamanlarda en çok dinlediğiniz müzik grubu?

Serkan: Allah-Las ve King Gizzard & The Lizard Wizard dinliyorum.

Erdal: John Zorn diyebilirim.

Çağrı: Omega adlı eski bir macar rock grubu var, son favorim onlar.

En çok ...... ve ....... şehirlerinde iş yapmak isterdik. Çünkü.......

Serkan: En çok Güney Amerika’da veya Uzak Doğu’da bulunan şehirlerde iş yapmak isterdim, karmaşık olduklarını düşünüyorum.

Erdal: Seyahatin zor olduğu ve ücra şehirlerde derdim. Çünkü belgeleme motivasyonlarımızın başında geliyor.

Çağrı: Uzak ve egzotik şehirlerde iş yapmak isterim, değişiklik bana enerji veriyor.

Kahve mi çay mı?

Serkan: Moka-pot ile pişen ve küçük fincanda içilen sabah kahvesi.

Erdal: Siyah çay.

Çağrı: İkisi de, ama olmazsa olmazım siyah çay.

Kesinlikle ....... takip etmeniz lazım, enfes bir insan.

Serkan: Nazım Hikmet Richard Dikbaş’ı mutlaka takip etmeniz lazım: duyarlı, üretken ve sosyal medyayı beceriyle kullanan bir insan olduğunu düşünüyorum.

Erdal: Güçlü Öztekin

Çağrı: Serdar Kuzuloğlu (Dünya Halleri, Haftanın Özeti)

Bir şehir efsanesi?

Serkan: Yavaş yavaş ısıtılan sudaki kurbağa efsanesi.

Erdal: Kargaların ömrünün 200 yıl olduğunun sanılması.

Çağrı: Bayat balıkla birlikte yoğurt yersen zehirlenirsin.

Haberleri nereden takip ediyorsunuz?

Serkan: Twitter’da 5 hesabım var, toplamda 2000 kadar hesabı takip ediyorum. Ayrıca Açık Radyo’da Ömer Madra ve Murat Can Tonbil’in sunduğu Açık Gazete programını 10 senedir kesintisiz dinlemekteyim.

Erdal: Karşıma ne çıkarsa.

Çağrı: Düzenli olarak Vice ve Wired’i takip ediyorum.

Bienali gezdiniz mi? En etkilendiğiniz iş, eser?

Serkan: Tüm mekanları gezemedim, ama gezdiğim mekanlardan özellikle Galata Rum Okulu’nda sergilenen Jonas Freeman & Justin Lowe’un Scenario in the Shade adlı yerleştirmesini beğendim.

Erdal: Ben de en çok Galata Rum Okulu’ndan Olaf Metzel’in Sammelstelle isimli yerleştirmesini ve Andrea Joyce Heimer’in resim serisini beğendim.

Çağrı: Yoğunluk’un atölyesinin dönüştürüldüğü The House ve Galata Rum Okulu’ndaki Leander Schönweger’e ait Our Family Lost adlı yerleştirmeleri beğendim.

En sevdiğiniz Türk besteci kim?

Serkan: Ahmet Kaya en sevdiğim Türkiyeli besteci ve genç dostlarımızdan Gurur Gelen aka Pullahs. Videolarımızın seslerini de Gurur bestelemektedir.

Erdal: Tanburi Cemil Bey

Çağrı: Dimitrie Kantermiroğlu

Bu kitap kesinlikle film olmalı dediğiniz bir kitap var mı?

Serkan: Reşat Nuri Güntekin’in Miskinler Tekkesi

Çağrı: Thorgal adlı bir çizgi roman okuyorum su an, iyi bir fantastik aksiyon film olurdu bence.

İstanbul’un en özel mekanı neresi sizce ve neden?

Serkan: Karaköy. Hayatım boyunca kendimi en çok Karaköy’de iken İstanbul’da hissetmişimdir.

Erdal: Vapurlar, İstanbul’u görmenin en iyi yolu olduğu için.

Çağrı: Bence de kitlesiyle, denizi ve manzarasıyla, çayıyla martılarıyla, İstanbul’un en özel mekanı vapurlar.

oddviz olarak 5 sene sonra ....... olmak isteriz.

Serkan: oddviz olarak 5 sene sonra daha adaletli ve barışçıl bir Türkiye’de hala birlikte çalışıyor olmak isteriz.

Erdal: -Ne ara 5 yıl oldu, demek

Çağrı: Deneyselliğimizi, enerji ve heyecanımızı kaybetmeden aynen devam ediyor olmak isteriz.

Oto sansür hakkında ne düşünüyorsunuz?

Erdal: Keşke daha az yapsam diyorum. Sadece üretimde değil, gündelik hayatta da.

Çağrı: Birçok şey düşünüyorum ama söyleyemeden kendimi sansürlüyorum

Serkan: Oto sansür her yerde... Çocukluk yıllarından itibaren kendimizi sansürlemeye yönlendiriliyoruz.

Son zamanlarda gezdiğiniz en iyi sergi hangisiydi?

Serkan: Ada Tuncer’in Yeldeğirmeni - TAB Galeri’deki Kesmek adlı sergisini çok beğendim.

Erdal: Arter’de gezdiğim Chapman Kardeşlerin Anlamsızlık Aleminde adlı sergileri

Çağrı: Lucy Skaer’in KW Berlin’de gezdiğim Avalaible Fonts adlı sergisi.

Unutamadığınız bir kolektif anısı var mı?

Serkan: Çanakkale’nin bir köyünde 7 köpek ve 5 kedi ile geçirdiğimiz 2017 yılbaşı! Ben, Erdal, Çağrı, Buşra Tunç, Furkan Temir ve Elif Demirci (aka Datafobik) ile birlikteydik, ne kadro ama...

Erdal: Mardin’de çekim yaparken drone’umuzu düşürmem ve sonrasında yaşanan koşturmaca.

Çağrı: Kuruluş aşamamızda birlikte gittiğimiz güneybatı kamp turu.

En etkilendiğiniz mimar?

Serkan: Onur Yaser Can

Erdal: Herzog & De Meuron

Çağrı: Alvar Aalto, Frank Lloyd Wright ve Tadao Ando aklıma gelen ilk isimler.

Global olarak şu aralar çok tartışılan ........ konusu bizlerin de çok ilgisini çekiyor.

Serkan: Küresel iklim değişikliği, savaşlar, göçler, küresel finans ve halkla ilişkiler konuları kişisel olarak ilgimi çekiyor.

Erdal: Sızdırmalar, oyunbozanlar...

Çağrı: AR ve VR’ın ani gelişimi ve bunlar hakkındaki tartışmalar ilgi alanımızda.

Keşke daha ....... işler yapabilsek.

Serkan: Keşke daha fazla çekim yaparak, daha serbest işler yapabilsek . Drone uçurmanın veya fotoğraf çekmenin daha kolay olduğu bir ortam diliyorum.

Erdal: Cesur

Çağrı: odd

oddviz kolektif (Erdal İnci, Çağrı Taşkın ve Serkan Kaptan), Fotoğraf: Mine Kaplangı

Birbirinize tavsiyeleriniz ne olurdu?

Serkan: Erdal ve Çağrı’ya tavsiyem yok. Diğer herkese birlik olmaları tavsiyesini veriyorum, kolektif çalışma ve komünal yaşam.

Erdal: Tavsiyeyi azaltmak.

Çağrı: Atölyeye çıkarken biraları unutmamak!

İstanbul’u en iyi anlatan duygu?

Serkan: Endişe ve heyecan

Erdal: Heyecan

Çağrı: Kaos

Bu senenin en unutulmaz anı?

Serkan: Oyuncak drone’u atölyedeki tavan pervanesinin üzerine indirdiğim an.

Erdal: Hotel isimli işimizin Time’da haberleştirilmesi (These Artists Are Adding a New Dimension to Photography).

Çağrı: Romanya’da kara kışın ortasında açık havuza ısıtılmış sanarak atlamam.

bottom of page