Rüzgârla yayılan bir buluşma: Bozcaada Gathering
- Unlimited
- 18 Haz
- 3 dakikada okunur
1 - 30 Haziran 2025 tarihleri arasında gerçekleşen Bozcaada Gathering, adayı bir buluşma mekânı değil birlikte düşünmenin, yeniden hatırlamanın ve üretmenin mümkün olduğu çok katmanlı bir deneyim alanı olarak ele alıyor. Festival, LINK ve Bir Bağ Meselesi sergileriyle; disiplinlerarası iş birliklerinin, yerel bağların ve kamusal alanların iç içe geçtiği bir çağrının izini sürüyor

Bozcaada Gathering, LINK, Bir Bağ Meselesi, Oturumlar, 2025
Bozcaada Gathering, adaya bir ay boyunca yayılan, zamanın çizgisel değil dairesel aktığı, ritmi rüzgârla belirlenen bir festival. Sergiler, konuşmalar, gösteri sanatları, müzik performansları, çocuk atölyeleri ve kamusal mekânlara yayılan deneyim alanlarıyla, her şey adaya yavaşça karışıyor.
Festivalin bu yılki iki ana sergisi; LINK ve Bir Bağ Meselesi. Her biri, adayı bir araştırma alanı olarak ele alıyor; bazen bir bağbozumu hikâyesi, bazen bir taş duvarda asılı düşünce olarak karşımıza çıkıyor.
LINK, bilim insanları ve sanatçılar arasında kurulan ortaklıklarla, Doç. Dr. Ebru Nalan Sülün mentörlüğünde, Dr. Özgür Kavurmacıoğlu ve Derin Uludağ yürütücülüğünde şekilleniyor. Arkeolojiden müzeciliğe, biyolojiden edebiyata uzanan disiplinlerarası eşleşmeler; adaya dair çok katmanlı anlatılar kuruyor. Kamusal alanlarda yer alan bu sergi, Bozcaada’nın belleğini fiziken dönüştüren bir tür ortak düşünme alanı. Projenin kavramsal çerçevesi remind-refound-reform başlıklarıyla geçmişin, bugünün ve tahayyül edilen geleceğin birbirine bağlandığı bir hat kuruyor.
Soldan sağa Berk Kır, Beste Kopuz, Çağrı Saray ve Didem Erbaş'ın LINK sergisinde yer alan yapıtları
Prof. Dr. Turan Takaoğlu, Prof. Dr. Çiğdem Gül, Prof. Dr. Murat Tosunoğlu, Prof. Dr. Haluk Şahin, Doç. Dr. Ebru Nalan Sülün, Dr. İrem Tüfekçioğlu, Dr. Vildan Onur, Dr. Ümit Hamlacıbaşı, M. Hakan Gürüney ve Zeynep Boratav Aslanbay, bilimsel donanımları, araştırmaları ve deneyimleriyle sürece eşlik ediyor. Bu çokdisiplinli ortaklıklar, Berk Kır, Beste Kopuz, Çağrı Saray, Didem Erbaş, Erdal İnci, Eymen Aktel, Gizem Ünlü ve TUNCA'nın üretimlerinde yankı buluyor.
Soldan sağa Erdal İnci, Eymen Aktel, Gizem Ünlü ve TUNCA'nın LINK sergisinde yer alan yapıtları
Bu eşleşmeler yalnızca bilgi aktarımı değil; adada yeniden düşünmeye, birlikte üretmeye dayalı bir araştırma alanı açıyor. Bütün çalışmalar, adanın farklı yüzeylerine yerleşerek hem görsel hem düşünsel bir harita oluşturuyor. Çağrı Saray’ın mimari formlarla hafızayı ilişkilendiren yerleştirmesi, Berk Kır’ın zamanla yüzleşen dijital baskı çalışması, Erdal İnci’nin döngüselliği vurgulayan video işi ve Eymen Aktel’in mitolojik karakterler üzerinden insan–mekân–zaman ilişkisini sorgulayan müdahaleleri; adanın katmanlı tarihine farklı pencereler açıyor.
Sanatçıların üretim süreçlerine, arkeolojiden müzeciliğe, deniz biyolojisinden mitolojiye uzanan alanlardan akademisyen ve araştırmacılar eşlik ediyor. Bu eşleşmeler yalnızca bilgi aktarımı değil; adada yeniden düşünmeye, birlikte üretmeye dayalı bir araştırma alanı açıyor. Disiplinlerin birbirine değdiği bu süreçte, Bozcaada sadece bir sergi alanı değil; bir düşünce biçimi hâline geliyor.

Bozcaada Gathering, LINK, Bir Bağ Meselesi, Oturumlar, 2025
Bir Bağ Meselesi, adanın toplumsal ve kültürel dokusunu göz hizasından okuyan bir başka anlatı hattı olarak izleyiciyle buluşuyor. Ada halkı, yerel aktörler ve sanatçılar arasında görünmeyen bağları yeniden kurmayı amaçlıyor. Yerel üreticilerle sanatçılar arasında kurulan ilişkiler, Bozcaada’nın bağları kadar canlı, katmanlı ve mevsimlik bir düşünme alanı sunuyor. Sergi yalnızca gözle değil; toprakla, ritüelle, gündelik pratikle hissediliyor. Adanın “hayalet bağları” olarak anılan terk edilmiş alanlar, sanatçılar tarafından dinleniyor, yeniden hayal ediliyor, kolektif hafızaya kazınıyor.
Sound of Vineyards projesinde olduğu gibi, bağların sesi, taşların gölgesi, yıkanan ellerin izi bile birer anlatıya dönüşüyor. Paylaşılan sofralar, yerleştirmelere eşlik eden ses kompozisyonları, bağların içine yerleştirilen eserler; her biri adada birlikte düşünmenin, birlikte var olmanın yollarını araştırıyor. Zamanında bir atölye olarak başlayan Bir Bağ Meselesi, bugün adaya ait gündelik bilgeliğin, mevsimsel hafızanın ve birlikte üretimin bir yansıması haline geldi.
Burada sergilenmek, bağda büyümek gibi bir şey: Yavaş, duyarlı ve doğrudan ışığa açık. Festival boyunca ada, sabit bir rota değil; sezgiyle, iz sürerek, kokuyla, ışıkla takip edilen bir haritaya dönüşüyor. Bor Sanat’ın yapısal desteği ve SIXT’in sağladığı lojistik katkıyla, adanın bağlarından kıyılarına uzanan bu çok katmanlı deneyim, hem yerel üretimi hem kolektif araştırmayı mümkün kılıyor. Bozcaada Arşiv Deneyi gibi projeler; semboller, haritalar ve totemler aracılığıyla adanın kültürel, tarihsel ve doğal dokusunu görünür kılıyor. Adanın sokakları, bağları ve kıyıları birer sergi mekânına, durup dinlenilecek düşünce istasyonlarına dönüşüyor.
Adada kalan
Festival, bireysel tüketimden kolektif üretime evrilen bir varoluş öneriyor. Her sergi, her karşılaşma, her esinti; izleyiciyi bir iz bırakandan çok, bir tanığa dönüştürüyor. Ada bu süreçte yalnızca bir ev sahibi değil; üretimin ortağı, anlatının aktörü. Burada bilgi yalnızca okunmaz; paylaşılır, yaşanır, tekrar düşünülür. Adalılar, sanatçılar, akademisyenler, bağcılar, çocuklar... Herkesin yavaş yavaş içine karıştığı bir koro gibi.
Haziran ayı boyunca Bozcaada’da yaşanan her şey, bir çocuğun el izinden, bir toprak yolun kıvrımına kadar, festivalin parçası hâline geliyor. Ve sonra, rüzgârla dağılıyor. Ama mutlaka bir şey kalıyor: Bir bağ, bir fikir, bir yön ya da sadece bir cümle: “Birlikte düşünmek mümkündür.”
Comments