top of page

Resmin ardındaki hikâyeler

Galeri 77, Bayram Demir ve İlker Kayalı’nın yapıtlarının bir araya geldiği Bir Günün Hikâyesi, Bir Ömrün Hakikati başlıklı sergiye 28 Haziran'a dek ev sahipliği yapıyor


Solda: Bayram Demir, Zıtlıkların Anlamı, 2024, 8 renkli kapitone örme jakar kumaş, 113x140 cm Sağda: İlker Kayalı, Fotoğraftan Sonra, 2025, Tuval üzerine akrilik, 70x97 cm


Şiir ve edebiyatla iç içe bir yaratım sürecini benimsemiş iki genç sanatçının dünyalarını bir araya getiren Galeri 77, Bir Günün Hikâyesi, Bir Ömrün Hakikati başlıklı sergide, Bayram Demir ve İlker Kayalı’nın eserlerini izleyiciye sunuyor. Farklı disiplinlerden beslenen bu iki sanatçı, bireysel hafıza ve kolektif mitoloji arasındaki kesişimlerde biçimlenen anlatılar kuruyor. Hikâye anlatma geleneğini görsel dile taşıyan sergi; sessizlikle başlayan duyguları, söze dönüşememiş iç sesleri ve evrensel simgeleri aynı anlatı mekânında buluşturuyor. Resmi, bir anlatım biçimi olarak yeniden düşünmeye, izleyicisini resmin ardındaki hikâyeleri keşfetmeye ve hatta onların tamamlayıcısı olmaya davet eden sergi, 28 Haziran'a dek Galeri 77’nin Karaköy’deki mekânında devam ediyor.


ree

Bir Günün Hikâyesi, Bir Ömrün Hakikati, Sergiden görünüm


Bayram Demir’in tuvalleri bir tür semboller mabedidir. Arketipler, figürler, evrensel imgeler... Onun resminde kişisel olan; kolektif bilincin, tarihsel yüklerin ve mitolojik katmanların içinden çıkar. Gerçeklik, metafizik bir süzgeçten geçer; zaman döngüselleşir, mekân sembolikleşir. Her resim bir ayin gibidir, kelimesiz ama yoğun. Sanatçı, eski çağlardan bugüne gelen hikâyeleri yeniden kurar; ipliklerle örülmüş bir sunakta, gözyaşında bir inci gibi, buğday tanelerinde bir ritüel gibi...*


ree

Bir Günün Hikâyesi, Bir Ömrün Hakikati, Sergiden görünüm


İlker Kayalı ise hikâyeyi zihnin labirentinden çıkarır. Onun resimleri, bir insanın iç dünyasında geçen suskun ama çarpıcı anları görselleştirir. Hafıza, duygular ve geçmişin izleriyle dolu bu anlatılar; maskelerle, silüetlerle, ev içi manzaralarla örülür. Kayalı’nın tuvali, bir günlüğün sayfası gibidir; ama düzenli bir anlatım değil, dağınık çekmecelerden fırlayan anı kırıntıları gibidir. Her resim, “bir günün hikâyesi”dir, anlık, dürüst, eksik ve gerçek.*


Demir’in sembollerle dolu evreniyle Kayalı’nın sessiz monologları bir araya geldiğinde, resim sadece bir görsel yüzey değil, bir anlatı alanına dönüşür. Bu iki farklı ses, aslında ortak bir geleneğin çağdaş iki anlatımıdır: hikâye anlatma geleneği. Biri masalsı, biri otobiyografik; biri evrensel mitoslarla konuşur, diğeri iç sesle fısıldar. Ancak her ikisi de resmi bir cümle gibi kurar, başı vardır ama sonu yoktur.*


Bir Günün Hikâyesi, Bir Ömrün Hakikati, Sergiden görünüm

*Serginin katalog metninden alıntı


Yorumlar


Bu gönderiye yorum yapmak artık mümkün değil. Daha fazla bilgi için site sahibiyle iletişime geçin.

All rights reserved. Unlimited Publications.

Meşrutiyet Caddesi No: 67 Kat: 1 Beyoğlu İstanbul Turkey

Follow us

  • Black Instagram Icon
bottom of page