top of page

No: 5 | Barış Acar


İllüstrasyon: Caner Yılmaz

Merhaba,


Belki yeniden birine mektup yazmaya başlarız. 


Sözünü ettiğim, kâğıt, kalem, zarf, pul, posta kutusu şeklinde gelişen eski düzeneğe nostaljik bir özlem değil, daha ziyade adrese vurgu. 


Günümüzde İnternet ve sosyal medya üzerinden gelişen iletişim ortamının, adres duygusunu törpüleyen bir yönü var. Ortaya konuşma, yönsüz konuşma, alıcısı tekilleşememiş bir konuşma biçimi hakim. Elbette bu saptama yönsüz konuşmanın alıcısı olmadığını söylemiyor. Aksine yönsüz konuşmanın çok düzgün belirlenmiş bir alıcısı var. Tam anlamıyla bir “özne konuşması” yönsüz konuşma: Özneye bir konuşma ve özne üreten bir konuşma. Belirli bir topluma (bir jargon üretmeye dönük) ya da belirli bir kitleye (ürün pazarlamak niyetinde) olan bu konuşma kipi, her seferinde bir yüklem için bir “özne” üretiyor. Belirli bir konumu olan, belirli görevlerle yüklemlenmiş, sabit bir özne. Belki de özneliğin tek varoluş kipi. Zira sözün içeriğindeki müziği görmeyen bir konuşma bu. İçinde şarkı söyleyen bir ses olmayan, önceden konuşulmuş, didaktik, tekdüze, konuşmayan bir konuşma. 


Felaketler konuşmak için olanaklar aynı zamanda. Öznelik pozisyonlarını sarstıkları, “özne”nin ipliğini pazara çıkardıkları için. 


Çığlık söz değil, ses çünkü. 


Belki yeniden birine mektup yazmaya başlarız, içine şarkılar söyleyebildiğimiz. 


Sevgiyle,

bottom of page