top of page

Mini-Fest


İstanbul Devlet Opera ve Balesi, Modern Dans Topluluğu İstanbul’a (MDTist) ev sahipliği yapan Fulya Sanat Merkezi’nde 23-24 Mayıs tarihlerinde gerçekleşen Mini-Fest, son olarak 2014 yılında düzenlenmesinin ardından, iki teknik ders, üç atölye çalışması, bir özel gösterim ve altı yeni koreografiden oluşan performanslarla yeniden düzenlendi.

Evrim Akyay, One by One

İlk günün Boogie ve Hip Hop atölyeleri arasında sahneyi Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nde öğrenimlerinin birinci yılını tamamlayan 13 Çağdaş Dans Anasanat Dalı öğrencisi aldı. Koreografi, konsept ve yönetimi Gizem Aksu’ya ait Hippies for Sale, 2010’lu yıllarda gençliklerini Türkiye’de yaşayan bir grup insana dayalı parçanın müzikleri Hilight Tribe ve Berna Efeoğlu’na ait. Mini-Fest program kitapçığındaki Hippies for Sale parça künyesine bir manifesto eşlik ediyor:

"sarıl, titre ve zıpla . . . . .İçindeki hippiyi boyutlar ötesi yolculuğa davet et."

Boogie ve Hip Hop atölyeleri Cem Bilgin’in katkılarıyla düzenlendi. Dansçı olarak MDTist’in dış çemberinde çalışmalarını sürdüren Cem, Mini-Fest’in topluluğun yaratıcı dans dünyasındaki yerini değerlendirmede neden bir fırsat olduğunun örneği.

Dansçı ve koreograflar için beden, sanatın kendisi ve her sanat alanında olduğu gibi felsefe ve maneviyat da beden vasıtasıyla yolunu buluyor.

Yeni yoga eğitmeni ve eski Hindu geleneğinin tutkunu, MDTist dansçılarından Huri Murphy yoga pozlarını bu sefer özellikle dansçılar için uyguladı. Mini-Fest’in ikinci ve en yoğun gününün sabahı saat on buçukta, loş sahne ışığı altında ambient müzik eşliğinde Fulya Sanat sahnesi bir yoga stüdyosuna dönüşürken Huri derse katılan 15 kişilik grubu adeta canlandırdı.

Altı On Dokuz

Saat iki buçuğa doğru son teknik derse girerken katılımcıların sayısı ikiye katlanmıştı. MDTist dansçısı ve genç koreograf Kamola Rashidova’nın kompozisyon dersinden sonra, topluluğun Sanat ve Proje Yönetmeni Beyhan Murphy ders için sahnedeydi – ders programında başka bir eğitmen gözüktüğü için bu son dakika değişikliği herkese bir süpriz oldu.

Önümüzdeki sene Murphy danstaki 40. yılını kutlayacak ve sahne üstündeki dinamizm ile enerjisi hala genç dansçıları aratmayacak seviyede. Gülüyor, haykırıyor, saygın tecrübesiyle dansçıları yönlendiriyor, kollar ve bacaklar havada uçuşuyor ve tempoyla hareket ediyor; hayat dolu karizmasıyla, sahne ve kulislerinde yoğrulduğu 1970’ler Londra’sını anımsatıyor. Parlak renkleri ve göze çarpan fırça darbeleriyle MDTist onun tuvali. Mini-Fest programında yer alan genç koreograflar ile ülkenin dört bir yanındaki dansçı ve koreograflar ve de uluslararası dans camiası, modern dansa adadığı yirmi üç sene için Beyhan Murphy’e minnettar.

Sahne zifiri karanlık. Deniz Özaydın’ın yeni parçası Eko kasvetli buna karşın gizemli bir havaya sahip. MDTist dansçısı Beril Şenöz parçanın varoluşsal ruh haline derinlemesine dalıyor. Sis makinasından çıkan bulutlarla yaratılan transandantal hava içerisinde yedi dansçı, sahnede tanrısal haller üstleniyor. Deniz Özaydın’ın sekizinci koreografik eseri döngüsel anlatısıyla tüyler ürpetici nitelikteydi.

Kamola Rashidova - Rahmaninov: String Quartet No. 1

Kamola Rashidova’nın salt müzikal saflık üzerine kurulmuş eserinin adı Rachmaninov — String Quartet No.1. Anlatılan bir hikaye, varılmak istenen bir hedef yok. Eser yalnızca sanatçının Rachmaninov sevgisinin bir ifadesi. Dansa Taşkent Devlet Milli Dans ve Koreografi Konsevatuvarı’nda başlayan Kamola, eğitimini Brüksel'de yer alan dünyaca ünlü dans okulu PARTS’ta tamamlamış. MDTist dansçısı koreografisinin ilk bölümü Romance’de Ayhan Karaağaç’la birlikte sahnedeydi. İkinci bölüm Scherzo’da koreografik yeteneği Buse Ercan ve Beril Şenöz’ün danslarında izlerken ruh hali bir dramatik uçtan diğerine hüner ve incelikte geçti.

Hal/Status

MDTist dansçıları Buse Ercan ve Mert Öztekin, İstanbul Devlet Opera ve Balesi’nde solist Ebru Cansız’ın 6’ 19’’ koreografisi için yoğun bir düet ile sahneyi alıyorlar. 6’ 19’’ insan ilişkilerinin faniliğinde zaman ile ağırlaştırılmış ve de sınırlı: Altı dakika on dokuz saniye. Yere yerleştirilen floresan ışıkların yarattığı incelik ile sade, süssüz kostümler ortaya çıkan neredeyse fütürist hava veriyor. 6’ 19’’ koreografın kendine özgü estetiği ile hayat bulmuş. Eser 20 Haziran’da Moda Sahnesi’nde yeniden seyirci ile buluşacak.

Gecenin tek solo performansı Tabula Rasa’nın koreografı ve icracısı Gizem Bilgen’in parçasının müziği Motion Trio’s Silence imzasını taşıyor. Sekiz dakika uzunluğundaki eser, koreografın sahne spotunun altında belirmesiyle başlıyor ve sanatçının kendi ifadesiyle “iki giz arasına sıkıştırılmış” bedeni sergileniyor. Bilgen, bedenin en temeldeki inatçılığını, durdurulamaz tekrarlar içinde sürekli olarak tasarımlamaya ve yaşantılamaya doğru ilerleyen olarak ortaya çıkarıyor.

Işıl Derya Güneş - Hâl/Status

Oldukça çağdaş, Balanchines’in Agon’u veyahut Cunningham’ın eserlerinin tarihi isyankar tavırlarını anımsatan dansçı ve koreograf Işıl Derya Güneş bir senedir MDTist ile birlikte ve Türk koreografisine yeni bir soluk getiriyor. Mendelssohn’un Op.13 No. 2 Yaylı Çalgılar için La Minör Dörtlüsü ile beden ışığın altında ve sahnenin karanlığında hareket edip, yere düşerken, ses çıkarıp oynarken Hâl/Status’un konsept ve koreografisindeki özel zeka, absürt ve fantastik olanı tanımlıyor. Özellikle Emre Olcay’ın performansı soyut olandan ifade edilebileni çıkarıp aktarırken göz alıcı.

Aradan sonra, altıncı ve son eser One by One elli dakika boyunca sahnede. Parça elli dakika boyunca hiç düşmüyor. Koreografisi Evrim Akyay’a ait eser, Melissa Ugolini ile fantastik bir düet, trajikomik bir güç gösterisi. Sahnede bulundukları süre boyunca dansçılar dönüp duruyorlar, birbirleriyle çalkalanıyor, ilişkilerin sözsüz anlamı üzerine gidiyorlar: Eril ve dişi, sen ve ben, benim ve bizim. Aralarında geçen, görünürde doğaçlama, diyaloglar bile birbirine geçmiş vücutların düğümü çözülürken keskin ve hızlı. İkilinin karşı konulamazlığıyla seyirciden yükselen gülüşme ve kahkalarla dansçıların birbirleriyle olan iletişimi hızlı ve sürükleyici.

Atölye, ders ve gösterimlere katılımların ücretsiz olduğu Mini-Fest sezon boyunca çalışmalarını sürdüren profesyoneller ve de kendini İstanbul’un dans dünyasında bulanlar için kaçırılmaz bir fırsat. Dahası yeni jenerasyonun kendilerini koreografi ve dans aracılığıyla ifade etmede kendi seslerini bulmaları için büyük bir potansiyele sahip. Anne ve kızların farklı alanlarda dersler verdiği, nişanlı çiftlerin beraber sahnede dans ettikleri ve genç ailelerin keyifli vakit geçirdikleri, birbirine bağlı, yakın bir ortam, sıcak samimi bir topluluk.

* Bu yazı hazırlanırken, İngilizce ve Türkçe metinlerin üretim ve çeviri süreci aynı anda gerçekleşmiş olup, her iki metin de çeviri için tasarlanmış ve yazım süreci çevirmen-yazar ortak çalışmasıyla gerçekleşmiştir.

bottom of page