top of page
Yazarın fotoğrafıBuğra Poyraz

Küçük Şehzade ve Hanım Sultanların çeyizi 

Büyümüş de Küçülmüş, Sadberk Hanım Müzesi Koleksiyonu’ndan Çocuk Kıyâfetleri sergisi, 30 Haziran’a kadar izleyiciyle buluşuyor. Sergiyle birlikte, sevgili araştırmacı Suraiya Faroqhi’nin derslerine ve beslediği meraka uzanıyoruz


Yazı: Buğra Poyraz


Elbise ve potini, Osmanlı, İstanbul, 19. yüzyılın sonu, ipek kumaş, şifon, kurdele, sırma, pul, deri

Dahiliye Nazırı ve Bursa Valisi Ahmet Münir Paşa ile Pervin Hanım’ın kızı Memduha Hanım’ın (1890-1985) muhtemelen 1893-1894 yıllarında giymiş olduğu potinle takım elbisedir.


Zannederim ki İzmir’den İstanbul taşındığım günden bugüne kadar geçen 15 yıl içerisinde, aralıksız çalışmayla eşzamanlı olarak kendim için yaptığım en büyük iyilik, çok küçük yaştan beri istediğim Tarih eğitimine başlamak oldu. İstanbul Bilgi Üniversitesindeki Tarih Yüksek Lisans Programı zengin içeriğine ek olarak bana çok kıymet verdiğim anılar ve dostlar kazandırdı.


İletişimimi mutlulukla sürdürdüğüm ve faaliyetlerini takip ederek hâlâ öğrencileri olduğumu gururla söylediğim hocalarımın arasında, ne mutlu bana ki Osmanlı tarihi alanında yaşayan en büyük araştırmacılardan olan Suraiya Faroqhi de vardı. Suraiya Faroqhi’nin o iki sömestr boyunca okulumuzda yüksek lisans seviyesinde verdiği zorunlu ve seçmeli derslerin tamamını aldım ve bu derslerden en ilginci hiç şüphesiz Ottoman Material Culture başlıklı zorunlu dersti.


Suraiya Hoca bu derste bizi etnografya müzelerinden ve koleksiyonlardan topladığı çeşitli kataloglar vasıtasıyla tarihi bir yolculuğa çıkarırdı. Bir hafta tekstil ürünleri, bir hafta giyim, bir hafta cam, bir hafta mutfak eşyaları, bir hafta çini… Ayrıca Suraiya Hoca’nın Tarih bölümü öğrencilerine yönelik olarak gerçekleştirdiği okul gezileri de heyecanla beklenirdi. Hem İstanbul’daki birçok mekânı hem de Edirne’yi onunla gezdim. Derslerde öğrencilerine her zaman “siz”, “efendim” şeklinde hitap etmesindeki zarafet bu gezilerde de ortaya çıkardı. Hiç yorulmadan, hızlıca yürür, ısrarla öğrencilerin müze giriş biletlerini ve çaylarını öderdi, bizleri de mahcup ederdi. Şehir dışındaki turlar için de bir şekilde bir sponsor bulurdu. Hatta benimle birlikte Mughal (Babür) tarihi dersini alan öğrencilerinin hepsi için bir kaynak bulmuş ve Hindistan’a götürmüştü, ben o dönemde yurt dışında yaşadığım için bu gruba katılamamıştım.


Üniforma, Osmanlı, İstanbul, 20. yüzyılın başı fötr, ipek kumaş, saten, sırma

Ottoman Material Culture dersiyle ilişkili ama katılımın zorunlu olmadığı bu gezilerle tanıdım Vehbi Koç Vakfı Sadberk Hanım Müzesini. Suraiya Hoca ile iki kez bu büyüleyici binayı ziyaret etme şansına sahip oldum. 


Vehbi Koç Vakfı Sadberk Hanım Müzesi, 14 Ekim 1980 tarihinde Türkiye’nin ilk özel müzesi olarak ziyarete açılmış. Açıldığı zaman yaklaşık üç bin esere sahipken bugün 20 bini aşkın esere sahip. M.Ö. 6. bin yıllarından Bizans dönemi sonuna kadar Anadolu’da yaşayan uygarlıkların maddi kültür varlıklarını yansıtan arkeolojik eserler Sevgi Gönül Binasında yer alan Arkeoloji Bölümünde, Osmanlı ağırlıklı İslam eserleri, Osmanlılar için yapılmış Avrupa, Uzakdoğu ve Yakındoğu eserleri, Osmanlı dönemi dokumaları, kıyâfetleri ve işlemeleri ise Azaryan Yalısı’nda sergilenmekte.


Çocuklarına Refakat Eden Türk Kadını Nicolas de Nicolay & Léon Davent 1567, bakır gravür,Ömer M. Koç Koleksiyonu.

Kalıcı olarak sergilenen eserlerin yanı sıra, 24 Kasım günü yepyeni bir geçici sergi de kapılarını açtı. Büyümüş de Küçülmüş adlı bu sergi, koleksiyonun Geç Osmanlı ve Erken Cumhuriyet dönemlerine ait çocuk kıyâfetlerinden oluşan bir eser seçkisinden oluşuyor. Serginin koordinasyonu Hülya Bilgi’ye, küratörlük ise Dr. Lale Görünür’e ait. Serginin muhteşem tasarımı ise Dr. Umut Durmuş tarafından gerçekleştirilmiş.


Sergiye Büyümüş de Küçülmüş adının verilmiş olmasının çok yerinde olduğunu düşünüyorum. Nitekim sanki sultanlar için hazırlana gelen görkemli üniformalar, pelerinler, kaftanlar, şapkalar ve çeşitli giyim aksesuarları, sanki küçük şehzadeler ve hanım sultanlar için çocuk bedenine göre üretilmiş. Giysinin ebadı küçük olsa da ihtişamı hiç de küçük değil. Serginin titiz tasarımı da bu ihtişamın heyecanını oldukça başarılı bir şekilde ziyaretçiye sirayet ettiriyor. 


Sergilenen kıyâfetlerin zamanında kimler için üretilmiş olduğu tam olarak bilinmiyor. Ancak ziyaretçilere sunulan seçki oldukça çeşitli eserlerden oluşuyor. Sergilenen 72 eserin arasında küçük şehzadeler için hazırlanmış olduğu düşünülen üniformalar, istanbulin adı verilen tören üniforması, muhtelif kumaşlardan hazırlanmış dantelli, işlemeli, bezemeli kız çocuk elbiseleri, fötr üzerine işlemeli sünnet pelerinleri ve bebek elbiseleri bulunuyor. Ayrıca sergide güneş şemsiyeleri, çeşitli yaş gruplarına ait patik, terlik, pabuç, potin ve bot gibi aksesuarlara da yer verilmiş.


Sergide bebek yatak takımları, beşik, lohusa şerbeti ikram takımları gibi doğum ile ilgili maddi kültür varlıklarının yanı sıra, eğitim çağına gelen, yani 4-5 yaşındaki çocuklar için Âmin Alayı/Bed’-i Besmele töreni kıyâfet ve objeleri de bulunuyor. Ziyaretçiler hiç şüphesiz, özenle seçilen 72 eserin her birini incelerken, bunların kimler tarafından, nerede ve hangi durumda kullanıldığına yönelik bir merak dalgasına kapılıyor.


Solda: Cepken-yelek-tozluk, Osmanlı, İstanbul, 19. yüzyılın sonu-20. yüzyılın başı, kabaddi, saten, çuha, simli kordon, balıksırtı simli kaytan

Sağda: Cepken-yelek-şalvar(detay), İran, 19. yüzyılın sonu – 20. yüzyılın başı, fötr, ipek kumaş, simli kordon, gümüş tel


Açılış günü önce üst katları gezdim, daha önceki ziyaretlerimi zihnimde yeniden yaşamaya gayret ettim. Hızlıca bir turdan sonra, serginin kurulduğu alt kata indim ve eserleri teker teker ziyaret ederken “Suraiya Hoca burada olsaydı neler anlatırdı?” dedim kendime. Eminim ki buradaki her eser hakkında heyecanla anlatacağı çok şeyi olurdu. Kesinlikle başka şehirlerdeki müzelerde gördüğü ve tüm ayrıntılarıyla hatırladığı eserlerle karşılaştıracak, benzerlikleri, farklılıkları, hammaddenin elde edilmesindeki serüveni, iş gücünün ve işçiliğin detaylarını, akla gelinebilecek her türlü soruyu merakımızı canlı tutarak uzun uzun, keyifle anlatacak ve üstüne bir de çay ikram edecekti. Karşısında durduğunuz eser ve dönemin yaşamı hakkında bağlantılar kurarken hiçbir zaman kesin konuşmayacak, bir tarihçinin temkinliliğiyle presumably (muhtemelen) kelimesini bol bol kullanacaktı.


Teşekkürler Vehbi Koç Vakfı Sadberk Hanım Müzesi. Teşekkürler Suraiya Hocam.


Büyümüş de Küçülmüş Sadberk Hanım Müzesi Koleksiyonu’ndan Çocuk Kıyâfetleri sergisi, 24 Kasım 2023 – 30 Haziran 2024 tarihleri arasında, çarşamba hariç her gün 10:00 – 17:00 saatleri arasında ziyaretçilerini ağırlayacak.

Comments


bottom of page