top of page

Kendi görme biçimimizi yaratmak


Karaköy’ün bağımsız sanat mekanlarından Space Debris, Cansu Gürsu’nun dördüncü kişisel sergisi Yanmanı zevkle izledim’e 18 Kasım’a dek ev sahipliği yapıyor. Ziyaretçilerin işlerle etkileşimde bulunacakları şekilde tasarlanan sergiyi Melike Çömlek değerlendirdi

Cansu Gürsu, Yandı Bitti Kül Oldu, 2017, 52X38 cm, tuval üzerine karışık teknik (mürekkep, sulu boya, akrilik, pastel, sprey boya,

kara kalem, kolaj), Sanatçı ve SPACE DEBRIS izniyle

Serginin küratörü Sine Ergün, son kitabıyla Avrupa Birliği edebiyat ödülünü almış bir yazar ve edebiyatçı. Sergiye en önemli katkısıysa her bir iş için yazdığı özgün edebi anlatılar. Anlatılarda Cansu ve Sine’nin de ortak okuduğu ve etkilendiği metinlerin izleri de var, hatta öyle ki işlere ismini veren başlıklardan biri çağdaş yunan şiirinin önemli isimlerinden Yannis Ritsos’un aynı şiirinden geliyor. Bu edebi anlatıların tüm serginin hikayesini tamamladığına, hatta onları canlandırıp kitap niteliğinde bir seri oluşturduğuna şahit oluyoruz. Bu hikaye serisiyle birlikte ikisinin de sergiye eşlik eden anlatılar için yaptıkları broşürde okuyucuya teklif edilen okumalar da bulunuyor. Okumanın ve izlemenin kendisini beslediğini daha önce belirten ikili, bu sergi için Peter Handke’nin Solak Kadın’ından Lou Salome-Andreas’in Arayışlar adlı kitabına, Engin Geçtan’ın Hayat’ından Kurtlarla Koşan Kadınlar adlı kitaba, Rollo May’in Yaratma Cesareti ve Lou Salome-Andreas’ın Arayışlar’ına kadar birçok okumadan etkinlendiklerini de ekliyor.

Cansu Gürsu, Görülen göreni görüyor, çap 63 cm, 2017, Tuval üzerine karışık teknik (mürekkep, füzen, akrilik, sprey boya, kibrit,

pastel, kolaj), Sanatçı ve SPACE DEBRIS izniyle

Cansu Gürsu’ya ait serinin bu kadar özdeşleşen anlatılarla eşleşmesi tesadüf değil. Çünkü Sanatçı ve küratör ilk defa bir araya gelmiyorlar. Cansu Gürsu’nun daha önce iki kişisel sergisini, direktörü olduğu maumau da konuk eden Sine Ergün bu yüzden sanatçıyı iyi tanıyan en yakın çalışma arkadaşlarından biri. Serginin en vurgulu kısmını resimlere eklemlenen edebi anlatılar oluşturuyor. Bu edebi anlatılar işlerin künyesi olmaktan çok onları bir araya getirip eserlerin arkasına saklı kocaman bir hikaye serisinin metinleri şeklindeler. Bahsettiğimiz bu seri Karar benim adlı tabloyla başlıyor ve Gel tanışalım artık isimli iş ile son buluyor.

Cansu Gürsu, Gel Tanışalım Artık, 120 x 100 cm, 2017, Tuval üzerine karışık teknik (akrilik, kara kalem, sprey boya, füzen,

pastel, kolaj), Sanatçı ve SPACE DEBRIS izniyle

Sanatçının farklı malzemeleri bir arada kullanması ve malzemeyi kullanma biçimine atfettiği anlam serginin en dikkat çeken noktalarından biri. Bu seyirciyle daha çok bağ kurmasını sağlayan etkenlerden sayılabilir. Sergide tuval ve kağıt üzerine; mürekkep, füzen, akrilik, sprey boya, kibrit, pastel gibi farklı malzemeleri görüyoruz. Kullandığı malzemelerdeki çeşitlilik, gerçeklik, farklı parçaları katması ve yapıta farklı öğeler sokarak doku zenginliği yaratmasında gizleniyor. Bu malzeme çeşitliliği bile kendine özgün imgelerini oluşturmasına yardımcı oluyor. Yalnız bunu yaparken ne kolajın resmin tamamını ele geçirmesini istediğini, ne de eserin içinde kaybolup gitmesine izin verdiği görülüyor. Sanatçının yaptığı tek tek aidiyeti yok edilmiş, tek başlarına daha etkisiz anlam üretecek yapıların belli bir tema çerçevesinde buluşmasını sağlamak olmuş. Sanatçının farklı malzemeler kullanması işlere bakan kişinin maskesini eline almasına cesaret veriyor.

Cansu Gürsu, “Umarsız Penelope”, çap 50.5 cm, 2017, Tuval üzerine karışık teknik (mürekkep, füzen, bant, akrilik, sprey boya,

pastel, kolaj), Sanatçı ve SPACE DEBRIS izniyle

Serginin okumasında, Cansu’nun sanatçı, Sine Ergün’ün küratör olarak sanatı yaratıcı bir edim olarak kullanmaları ilk fark edilen özellik olarak karşımıza çıkıyor. İzleyiciye kendi soyut hafızası canlandıran bir deneyim yaratmak için sergiyi oluşturan tüm hikaye ince eleyip oluşturulmuş. Yanmak, burada ürkütücü bir eylem olarak gözükse de Sine Ergün’ün anlatıları ve Cansu Gürsu’nun çalışmalarını oluşturan ana perspektif. Bu perspektif kendi imgelerimizi yanmakla yok ettikten sonra bunların üzerine tekrar yeni görme biçimleri inşa etmemiz anlamına geliyor. Burada izleyici kendi görme biçimi ile sanatçıdan bağımsız, sergi yardımıyla yeni bir okuma yapmasını sağlıyor. Sanki Cansu kendi yaşadığı anın arkeoloğu gibi özenle işleri işlerken, çok iyi kurgulanmış bir bağlam içerisinde ve özünde var olan ifadeselliği ile anıları ve yaşanmışlığı izleyicinin kendi imgesini oluşturmasının hizmetine sunuyor. Burada imge ve yeniden yapılandırma bize Berger’in Görme Biçimleri’ndeki yorumunu bize hatırlatıyor.

Cansu Gürsu, çok uzakta görünüyordu halbuki, 2017, 51x51 cm, tuval üzerine karışık teknik(bant, füzen, pastel, sprey boya, kara kalem, kolaj, mürekkep, akrilik), Sanatçı ve SPACE DEBRIS izniyle

Berger, Görme Biçimleri kitabının ilk denemesinde imge kavramına “Bir imge, yeniden yaratılmış ya da yeniden üretilmiş görünümdür. İmge ilk kez ortaya çıktığı yerden ve zamandan -birkaç dakika veya birkaç yüzyıl için- kopmuş ve saklanmış bir görünüm ya da görünümler düzenidir. Her imgede bir görme biçimi yatar” cümlesiyle başlar ve daha sonra paragrafın sonuna ekler “Her imgede bir görme biçimi yatsa da bir imgeyi algılayışımız ya da değerlendirişimiz aynı zamanda görme biçimimize de bağlıdır.”

Cansu Gürsu, Amor Fati, 35.5 x 29.5 cm, 2017, Kâğıt üzerine karışık teknik (akrilik, sprey boya, füzen, pastel, kolaj),

Sanatçı ve SPACE DEBRIS izniyle

Kuşkusuz, kişisel yaşanmışlıkları çabuk unutuyoruz. Beden, düşünceler ve algıları yaşayıp tüketiyor. Arayışımız, bireysel olarak, bu anlamda biraz olsun imgeler yardımıyla kendi tarihimizi yeniden canlandırmak veya Amor Fati’de geçen ifade gibi bize dair yere dokunmak. Yanmanı zevkle izledim, Cansu Gürsu’nun kendi deneyimlerini işlemesi ve Sine Ergün’ün bu hikayeleri yazıya dökmesi kendi imgelemimizi, görme biçimimizi oluşturmaya iyimser bir arabuluculuk yapıyor. Kendi hafızamızın görünüşe çıkması ve yazıyla ifade edilmesine yardımcı oluyor. Eğer sergiyi tek bir cümleyle anlatmak gerekirse yine Yandı bitti kül oldu’daki anlatı bize eşlik ediyor; fark etmediğiniz, ya da dünyanızın dışında kalan, ayırdına varmadığınız şeyleri size yeniden yaşatacak bir sergi olarak Yanmanı zevkle izledim sergisi hafızamızda kalıyor.

Cansu Gürsu, Buradayım öylece duruyorum, 50 x 70 cm, 2017, Tuval üzerine karışık teknik (mürekkep, füzen, akrilik, sprey boya, kolaj, zımba, pastel), Sanatçı ve SPACE DEBRIS izniyle

bottom of page