top of page

Kadın meselesini sahiplenmek

Geçtiğimiz aylarda temeli atılan Baksı Kültür Sanat Vakfı Hüsame Köklü Kadın Eğitim Merkezi hakkında merak ettiklerimizi projenin mimarlarına soruyoruz. İlk konuğumuz Hüsamettin Koçan


Hüsamettin Koçan


2005 yılında Bayburt’ta kurulan Baksı Kültür Sanat Vakfı, ödüllü projesi Baksı Müzesi'nin ardından Baksı Kültür Sanat Vakfı Hüsame Köklü Kadın Eğitim Merkezi'ni hayata geçiriyor. Baksı Müzesi'nin faaliyete başlamasının hemen ardından olgunlaşan proje, kendi alanlarında etkin bir grup kadından oluşan Baksı Kültür Sanat Vakfı Hüsame Köklü Kadın Eğitim Merkezi Girişim Kurulu tarafından yönetiliyor. Bu yeni girişimin motivasyonunu ve proje sürecini Hüsamettin Koçan'a sorduk.


 

Hüsame Köklü Kadın Eğitim Merkezi’nin motivasyonu nedir? Neden bu projeye ihtiyaç vardı?

Kanımca pederşahi dünyanın en büyük günahı, kadını üretim alanının dışına doğru itmek olmuştur. Bazı durumlarda sosyal erozyon, göçler, salgınlar ve siyasetin gelecek algısı problemi; kadın için mevcut üretim kanallarının dahi tıkanmasına alan açmıştır. Kuşkusuz, kültürel yabancılaşma kadın ve erkek arasındaki ilişkinin bir mutluluk öyküsü olmaktan çok; kadın adına, ekonomi adına, kültür adına son derece üretim karşıtı bir ortamın doğmasına neden oluyor. Bizim vakıf olarak motivasyonumuz, üretim dışı bırakılmış kadının becerisini, sahiplenme duygusunu ve sürdürülebilirlik kapasitesini ekonomiye ve kültüre katmak ve daha mutlu toplum arayışımızda çözümleyici olarak kadını devreye sokmak. Böylece çağcıl olmayan gerekçelerle bir türlü yararlanmayı başaramadığımız bu büyük atıl gücü harekete geçirmektir. 

 

Bu projeyi Bayburt’ta gerçekleştirmek istemenizin nedenleri nedir? 

Bu projeyi Bayburt’ta gerçekleştirmemizin nedeni, son zamanlarda köyde yaşayanların eğitim sistemi ve -bana göre- siyasi tercihler nedeniyle kente göç etmeleri için gerekli ortamın hazırlanmasıdır. Örneğin, bizim köyde arazinin %75’i bu nedenle hozandır. Doğaya terk edilmiş bu arazilerde eskiden mutluluk haylamaları vardı, ekip biçmenin neşesi ve sesi duyulurdu.

Bu durumda kadın şehre gidince biz de kadını takip ettik. O neredeyse biz de oradayız. Nitekim bugün Bayburt mimarisine, geleneksel mimarlığa büyük katkıda bulunacak projemizin müellifi de Tabanlıoğlu Mimarlık’ın kurucu ortağı olan Melkan Gürsel Tabanlıoğlu da bu gerekçelerle projeyi yarattı ve gerçekleşmesi için kurumsal her türlü desteği sağladı, sağlıyor. 

 

Proje kimlerin desteğiyle hayata geçiriliyor? Hüsame Köklü Kadın Eğitim Merkezi’ne dışarıdan destek olmak isteyenler neler yapabilir?

Bu proje, bir kadın dayanışması projesidir. Bu nedenle sevgili Rana Erkan Tabanca’nın başkanlığını üstlendiği bir Girişim kurulu öncülüğünde Baksı Kültür Sanat Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı, Tabanlıoğlu Mimarlık temsilcisinin yer aldığı bir sorumluluk şemasının yetkilendirdiği İcra Kurulu ile mütevellimiz ve vakfın taşıyıcı gücü olan İktisadi İşletme Başkanı Oya Koçan gerekli girişim ve koordinasyonu birlikte yürütüyorlar. Tabii ki, çeşitli boyutta katılım şemaları oluşturuldu. Bu konudaki amacımızı paylaşan girişimciler ile proje kapsamı içerisinde gerekli maddi ve sürdürülebilirlik katkıları için temaslar kuruldu. Dışarıdan destek olmak isteyen dostlarımız, doğrudan Girişim Kurulu ile temas kurabilirler. 

 


Baksı Müzesi’nde her yaz gerçekleşen Ütopya Atölyeleri kapsamında Osman Dinç, Nancy Atakan, Gülçin Aksoy gibi birçok önemli sanatçı atölyeler düzenliyor ve bu atölyelere dışarıdan da katılım sağlanabiliyor. Buna benzer bir programı Hüsame Köklü Kadın Eğitim Merkezi için öngörüyor musunuz?

Bu isimlere lütfen şunu da ilave edelim: Bu sene Ali Kazma, Şeçkin Pirim, Mehmet Kavukçu, Ahmet Yiğiter, Nancy Atakan, Osman Dinç ayrıca Almanya Düsseldorf Akademi’den Yeşim Akdeniz çok güçlü bir katılım sağladılar. Ütopya Atölyeleri’nde olduğu gibi, akarsu üstünde konuşmalar da Kadın Eğitim Merkezi’nin dinamik kanadını oluşturacaktır. 

 

Atölyedeki üretim ve pazarlama süreci nasıl işleyecek; üretimlerin pazarlanmasında Hüsame Köklü Kadın Eğitim Merkezi’nin bir desteği olacak mı? Bu ürünleri satın almak mümkün olacak mı? 

Aslında bu proje, 2016 yılında uluslararası ICOM’un Baksı’daki toplantısında paylaşılmıştı. Tabii ki o dönemki paylaşım bugünkü alınan mesafenin ilk adımıydı ancak bir yanıyla çok önemliydi. Müze vakfının kadın meselesini sahiplenmesi ve kadın odaklı üretimi öncelemesi bakımından heyecan yarattı. Katılımcılar ürünlerimizi müze dükkanlarında pazarlayacakları konusunda çok istekli davrandılar. Hemen bu girişimin ardından, Kadın Eğitim Merkezi’nin bir eğitim boyutu var. Bu boyut öncelikli olarak yaşam kalitesini yükselticisidir, öteki yanıyla ise üretim boyutudur. Üretim bölümünün markalaşma ve emek yoğun üretim gibi fason üretim yer alacak. Bir başka boyut, evinden üretim modeli. 

Çok ayrıntıya giremediğimiz bu kısımda her şeyin odağında kadın ve çocuk olacak. Anne çocuk ilişkisinin üretim nedeniyle kopmaması için gerekli tüm altyapılar proje içinde yer alacak, dolayısıyla da çocuğun eğitimi ve anne çocuk ilişkisinin sürekliliği için gerekli olan her türlü altyapı oluşturulacak. 

 


Hüsame Köklü Kadın Eğitim Merkezi projesi içinde nasıl konumlanıyorsunuz? Projedeki rolünüzün ve sorumluluklarınızın ne olduğunu düşünüyorsunuz? 

Benim buradaki rolüm, kadının temsil alanının ve üretim alanının genişletilme konusundaki engelleri aşabilmek doğrultusunda kendimi etkisizleştirmek olacaktır. Belki şahsıma yönelik güven, iyi niyet ve yaptığım işlere gösterdiğim sadakat bağlarının oluşmasına katkısı olabilir diye düşünüyorum. Anlayacağınız bu projede yetkilerimi adım adım kadınlara devrediyorum. 

Comments


Commenting has been turned off.
bottom of page