top of page

Göz ardında/önünde kent


Open Space Misafir Küratör Programı’nın ilk katılımcısı Rita Aktay tarafından düzenlenen sanatçı konuşmaları Göz Ardında/Önünde Kent, farklı görsel aygıtlar üzerinden oluşturdukları metodolojiler ile kente bakan üç sanatçıyı/kolektifi 21 Eylül 2019’da 15:00-17:30 saatleri arasında SALT Galata’da bir araya getiriyor

☕️ 3 dakikalık okuma

3 Ağustos - 30 Eylül tarihleri arasında Open Space Misafir Küratör Programı kapsamında İstanbul'da sanat kurumları ile birlikte çalışarak projesini geliştirecek olan Aktay, Frederic Jameson’ın bilişsel haritalama teorisinden yola çıkarak, çağdaş sanatın küreselleşme ve kentleşmenin İstanbul sakinlerinin yaşamları üzerinde oynadığı rolü kitlelere nasıl aktardığını ve politik görüşlerini nasıl etkilediğini araştırıyor. Genç küratörün çalışmasına paralel olarak düzenleyeceği Göz Ardında/Önünde Kent isimli sanatçı konuşmalarında Oddviz Kolektifi, Serkan Taycan ve Alper Şen (Artıkişler Kolektifi) bir araya geliyor.

Farklı tekniklerle çalışan sanatçılar konuşmalarında “Sürekli çoğalan görsel teknolojiler bize nasıl görme biçimleri sunuyor? Bu teknolojiler güncel sanatta farklılaşan yaklaşımlarla birleştiğinde kent ile nasıl ilişkilenme biçimleri yaratıyor, nasıl olasılıklar türetiyor? Bakmak, görmek, kaydetmek, montajlamak, yeniden üretmek gibi eylemler üzerinden sürekli değişen şehre dair nasıl düşünce biçimleri geliştirebiliriz?” gibi sorulara cevap arayacaklar.

Kentin duyarlı dokusunu ve sokağın maddesel hafızasını fotogrametri ile sanal ortamda yeniden üreten Oddviz Kolektifi, bir objenin bir çok imajını montajlayarak 3D fotogerçekçi bir modelini oluşturabilen fotogrametrinin yarattığı yeni görme ve arşivleme biçimlerini kent üzerinden irdeleyerek, bir yandan bir belgeselcilik pratiği geliştirirken, diğer yandan da sanal ortamda deneysel yerleştirmeler kurgulayarak yeni mekansal deneyimler yaratıyor.

Serkan Taycan ise belgesel fotoğrafçılık ile kent çeperindeki yapılaşmayı kadrajına alırken, bu süreçte geliştirdiği yürüme pratiği ile kadrajın kısıtlamalarını yıkarak daha yakın temaslı farkındalıkların aracılığını yapıyor. 13. İstanbul Bienali için geliştirdiği, Karadeniz’den Marmara’ya uzanan dört günlük yürüyüş rotası İki Deniz Arası ile merkez ve çeper arasındaki ilişkiyi, beden ve göz arasındaki ile birlikte yeniden kurguluyor.

Artıkişler Kolektifi video merkezli görsel araştırma pratikleri üzerinden alışılagelmiş belgeselciliğe kuşkulu bakarak, kolektif imaj üretiminin yollarını arıyor. Etkinlik için Kolektif’ten Alper Şen, İstanbul’un Artığı projesi, sanatçı Margharita Moscardini ile yaptıkları İstanbul City Hills çalışması ve Andrea Luka Zimmerman ile ürettikleri Taşkafa belgeseli üzerinden şehir merkezinin haritasını, kavramını ve duygusunu çeperde arayan görsellikleri sorguluyor.

Kameraya seslenen doğanın göze seslenenden farklı olduğunu vurgulayan Walter Benjamin’e göre kameranın yaptığı kayıt, var olanı daha iyi görüp içinden henüz var olmayanı çıkarmak adına önemli bir yer tutuyor. Göz ardı edilen şehirsel olgulara kameralarını doğrultan bu üç sanatçı/kolektif, bir şeyleri göz önünde bulundurabilmek adına toplanan imajlardan kenti anlamak, yaşamak ve yaratmak için bir arayüz oluşturuyor.

bottom of page