top of page

Genç sanatçılar dosyası: Gizem Konyar

Genç sanatçılar dosyası kapsamında Gizem Konyar ile sanata bakışı ve kendi pratiği üzerine konuştuk


Gizem Konyar


Gizem Konyar 1988 yılında Adana’da doğdu. 2010 yılında Gazi Üniversitesi Müzik Eğitimi Bölümü’nde flüt, piyano, koro şefliği eğitimi aldı. Mezun olduktan sonra farklı yerlerde koro şefliği, korropetitörlük, elementer müzik ve hareket eğitmenliği yaptı. Şu anda eğitmenliğe devam ediyor. Sanat yolculuğu 2019 yılında zanaata ilgisiyle başladı. Ürettiği işlerde kumaşın içine işleyebilecek farklı malzemeleri bir araya getirerek geçirgen ve hareket eden, dokunsal, sürekli birbirini dönüştüren, görünenin içinde ve ötesinde bağlantılar kuran vücut çalışmaları yapıyor. Farklı yüzeylerdeki bu çalışmalarla bedenin dönüşümüne odaklanıyor. Ürettiği işler salt bir çizim ya da nakış olmak yerine, bu 2 yöntemin buluşma noktasında bir yerde bulunuyorlar.


Sanatı nasıl tanımlıyorsunuz?


İnsanın hayal gücünün ötesinde bir şey sanat. Tüm benliğinle hissedebildiğin ve bunu içselleştirerek tüm sezgilerinle yaratabildiğin. İçini aynaladığında ortaya çıkabilecek bir bilinçaltının biçim bulmuş hali.


Sanatla ne zaman karşılaştınız ve sanat hayatınıza nasıl dahil oldu?


Aslında sanatla karşılaşmam müzik eğitimimle başladı. Pandemi döneminde sıkıntı ve arayıştan markette gördüğüm bir dikiş makinesini heves edip aldım. Kendi kıyafetlerimi diktim. Sonra nakışlı tablolar yapmaya başladım. Yaptığım işleri galerilere gönderdim. Yurt dışındaki açık çağrılara başvurdum. Kuzu ve Köylü Kadın adlı çalışmam Kore’de davet edildiğim Cheongju Bienali’nde ödül alınca, işin sanat kısmını daha çok düşünmeye başladım.


Gizem Konyar, Buluşma, 2022, Buluntu sandık kumaşı üzerine makine dikişi ve koyun yünü, 81x59 cm


 

Dikişin ön tarafının değil arkasının görüntüsünün bilinçaltının bir yansıması olduğunu düşünüyorum.

 

İşlerinizde ne tür medyumlar kullanıyorsunuz ve bunları tercih etme sebepleriniz nelerdir?


Birçok ortamda ve teknikte çalıştım. Sanat pratiğimin içerik ve malzeme odaklı olduğunu söylemeyi seviyorum. Söylemek istediklerimi en iyi şekilde ifade etmenin yolunu bulmaya ve buna en doğru hizmet eden malzemeleri, teknikleri kullanmaya çalışıyorum. Teknikle aşırı ilgilenmiyorum ve tekniği kendi içinde bir amaç olarak görmüyorum.


Ağırlıklı olarak buluntu malzemeler, sandık işi kumaşlar, sargı bezi, koyun yünü, kenevir, keten ve tekstil parçalarıyla çalışıyorum. Bence bu yaklaşım bana iyi hizmet etti. Serbest makine dikişi ile çalışmalarımı destekliyorum. Farklı yüzeylerde dikiş denemeleri yapmak beni heyecanlandırıyor. Malzemelerime yeni parçalar ve buluntular eklemeyi ve onları denemeyi seviyorum. Kendimi çok daha spontane ve anlamlı bir şekilde ifade etmenin yolunu bulma süreci yaşadım, hala da yaşıyorum.


İşimden gerçekten istediğim şey, ifade edebileceği çeşitli tüm duygulara sahip olması. Dikişin ön tarafının değil arkasının görüntüsünün bilinçaltının bir yansıması olduğunu düşünüyorum. Dikişlerin yoğunluğunu arttırmak için işime daha fazla ritim eklemem gerekiyordu ve işin arka yüzü tüm bunları daha iyi ifade ediyor.


Sizi besleyen, ilham veren konular, isimler ve medyumlar nelerdir? Bunlar çalışmalarınıza nasıl yansıyor?


Gündelik hayatın içinde, bizi yüceltenden, aşağılayandan, mahvedenden, bayağı olandan ve bunların insanlar üzerindeki varlığından esinlenerek çalışıyorum. Kadınların yaşamları boyunca taşıdıkları yüklere, beden imajı takıntılarına, kadın istismarına, kadın vücudunun deformasyonuna ve dönüşümüne odaklanıyorum. İmgeye dayalı çalışmalarım, yakınlığı, kimliği ve insan varoluşunun sorularında yer alan karmaşık duyguları keşfediyor. Bu sorgulamalar, hem benliği hem de onun kültürel mirasını yeniden yapılandırmak ve kutlamak için şimdiyi geri almanın bir yolu olarak bedenin kendisine atıfta bulunuyor.


Sanatınızı aktarma sürecinde ve sonrasında nelerle karşılaşıyorsunuz? İşlerinizin ortaya çıkış sürecinde ve kişisel olarak veya grup içinde işlerinizi sergilerken ne tür olumlu ve olumsuz durumlarla karşılaşıyorsunuz? Bu süreçteki deneyimlerinizi bizimle paylaşabilir misiniz?


Resim bölümü mezunu değilim. Tekstil bölümü okumadım. Her şeyi ama her şeyi kendim araştırdım. Kendi kendimi yetiştirdim, denedim, kitaplar okudum. Sanatçı, yaptığı işin bölümünü bitirmeli, okumalı gibi bir algı oluyor bazen. Bunların yanında yaptığım işi hobi olarak gören bir kesim var mesleğimin farklı olması sebebiyle. Bu algıyı kırmak biraz zor oldu. Sanatta kalbin niyeti çok önemli. Ben de o niyette ilerliyorum.


Gizem Konyar, Ayla, 2021, Serbest makine dikişi ve kadın çorabı, 25x35 cm

Gizem Konyar, Anne, 2022, Kağıt üzerine serbest makine dikişi ve kadın çorabı, 35x50 cm


Sanatı parasal anlamda değerli kılan unsurlar neler olabilir? Genç bir sanatçı olarak çağdaş sanat piyasasına dair eleştirileriniz nelerdir?


Sanatçının adını duyurmuş olması, birçok eserinin sergilenmiş veya satılmış olması sanatının maddi değerini arttırıyor her zaman. Sergilendiği yer de çok önemli ama benim bu noktada en çok dikkatimi çeken şey estetik anlayışı. Bir de işin içinde tanınmış bir küratör ve galeri olması lazım Türkiye’de tanınabilmeniz için. Çok iyi işler yapıp tanınmamış birçok genç sanatçı var. Sosyal medyanın gücünün de önemli bir yeri var. Türkiye’de açık çağrı yok ilginç bir şekilde ve bunun için de bir çaba yok.


Yakın zamanda gerçekleştireceğiniz sanatsal etkinlikler, üretmeyi planladığınız yeni bir seri, katılacağınız sergiler yahut başka planlarınız var mı?


4 Ocak’da Büyükdere35’de Bizim Büyük Varoluşumuz sergisi oldu. Nisan ayında Ankara’da, Platform A’da, Dilek Karaaziz Şener’in küratörlüğünü yaptığı Olası Evhamlar sergisi vardı. Ramazan Can, Aykut Öz, Hüseyin Arıcı gibi çok beğendiğim sanatçılarla aynı sergide olmak beni çok mutlu etti. Yeni bir seri olan Gördüğünüz Bu Kalıntılar’dan birçok çalışmam bu sergide yer aldı.


bottom of page