top of page

Blue Kısmet

Viable’un ilk konuk sanatçı programı dahilinde davet edilen sanatçı Eline Tsvetkova ve Metin M. İlktekin ile Blue Kısmet sergisi üzerine konuştuk


Röportaj: Yasemin Güney Erten



Eline Tsvetkova, Fotoğraf: Nazlı Erdemirel



Viable, ilk konuk sanatçı programında, Londra’da yaşayan Hollanda-Bulgaristan asıllı sanatçı Eline Tsvetkova’nın sergisi Blue Kısmet’i ağırladı. Sergi 18 Şubat-12 Mart tarihleri arasında Beyoğlu’nda bulunan iki farklı mekânda izlendi. Oldukça parlak ahşap parkelere eşlik eden modası geçmiş renkli fayanslar, birbirine geçmiş işlevsiz pirinç borular... Sanatçının Bulgar aile arşivi, İstanbul’dan topladığı fotoğraflarla ve çeşitli objelerle karışıyor ve bir buluntu nesne kurgusu oluşuyordu...


Hem Cihangir’deki İttihad Sigorta Pasajı’nda bulunan vitrinde hem de Boğazkesen caddesinde bulunan Viable’ın ana mekânında izlenebilen sergide iç mekan objelerin sıralı dizilimi bir hedef doğrultusunda kurgulanıp kurgulanmadığı veya metruk bir dekor olarak bırakılıp bırakılmadığı şüphesini açığa çıkarıyordu. Sergilemede özellikle seçilen nesneler, kimi ortamların bir kolajı olarak ortaya çıkıyor ve herhangi bir hiyerarşiyi veya lineer gerçeklik düzlemine tabi olmaksızın birbiri içine geçmiş bir hafıza sarmalı oluşturuyorlardı. Sergi hakkında merak ettiklerimizi sanatçı Eline Tsvetkova’ya, Viable’ı daha yakından tanımak adına merak ettiklerimizi ise Metin M. İlktekin’e sorduk.



Eline Tsvetkova, Blue Kısmet sergi dışarıdan görüntüsü, Viable izniyle



Blue Kısmet Türkiye’de gerçekleştirdiğiniz ilk sergi. İşlerinizi sergilediğiniz ülkelerin eserleriniz üzerinde nasıl bir etkisi var? Ülkelerin benzeri olmayan kültürel bağlamlarına konumlanmak nasıl bir süreç? Türkiye’deki sosyal, tarihi, kültürel dinamikler eser üretiminizi ne anlamda etkiledi?


Çalıştığınız ve işlerinizi sergilemek üzere olduğunuz alanı tanımak çok önemlidir. Yine de bunu söylerken, birinin sadece rasyonel bir şekilde bulunduğu ortamı tanımasını kastetmiyorum. Bulunduğunuz ortamın kültürel miras ve politikasını okumak ve duymak bir adım, kurumların/birlikteliklerin kişinin sisteminde işlemesine izin vermek ve onları hissetmek başka bir adımdır. Ve en nihayetinde yaratmak gelir. İstanbul'da ilk ayımı çeşitli mahallelerde dolaşarak, eğlenceli sohbetler yaparak, fotoğraf çekerek ve malzeme toplayarak geçirdim. Bina cephelerine baktım: mozaik desenler, pencere parmaklıkları, ev girişlerinin üzerinde altın boyalı ev isimleri, güneşten solmuş reklamlar ve kırmızı harfli mağaza başlıkları. Ve en sevdiğim yer: Perşembe Pazarı. Aynı kırmızılar ve maviler, orada karşınıza çıkan tüm dükkanlar tarafından kullanılıyor. Bu renkleri sadece binaların üzerinde değil, içinlerinde de buluyorsunuz. Güçlü, baskın, yüklü renkler. Tomtom’daki mekânda, fizikî perspektifi azaltmayı sağlayan, keskin bir kontrast oluşturan bu iki kırmızı ve mavi türünü kullandım. Bu renklerin önünde, nesneler düzleşir ve mimari içinde resimlere dönüşürler. A Decorated Room with Invaded Ideas ile Sofya, Üsküp, Viyana, Zürih ve Amsterdam’da sergiler ve yayınlar yaptık. Bu projenin içinde çok fazla zaman harcadığımız başka bir husus da insanların içlerinin ve dışlarının günümüz tüketim toplumu içerisine nasıl bir yaşam ve kültür tarihi ektiğiydi. İstanbul'a geldiğimde caddeye bakan mekânlar ve atölye olarak kullanabileceğim geçici bir alan aramak için Viable ile vakit geçirdim. Yedi katlı boş bir binada yaklaşık iki hafta geçirdim. Çalıştım, boyadım, odaları belgeledim ve soğuktan dondum (ısıtma ve akan su yoktu). İlk kez termal içliklerle tanıştım, bunca yıldır boşuna soğukla savaştığımı fark ettim. Bu dönemden sonra Beyoğlu'ndaki bu dükkân alanına geçtim. Nihayet ıssız odalar ile açık alanlar, iç düşünce ve dış eylem arasında hareket ediyordum...



Blue Kısmet sizin için ne ifade ediyor? Kısmet bu coğrafyada sıkça kullandığımız; kültürümüze, içimize yerleşmiş bir kelime. Dolayısıyla göreni hemen kendine çeken, merak uyandıran bir tarafı var.


Kısmet, İngilizcede bile kök vermeye başlamış bir kelime. Bulgaristan’da “kısmet” kelimesi gündelik konuşmalarda birine şans dilemek için kullanılıyor. Kader. Yazgı. “Kısmet” kelimesinin kendine özgü bir yazgısı olması ne ilginç. O bir seyyah. Arapça Qisma, Türkçe kısmet, Bulgarca късмет. Ve yine de, sokağa çıkma yasakları ve karantinalarla dolu bu günlerde kısmet ne anlama geliyor? Kendini soyutlamanın ve temkinli iletişim kurmanın kısmeti nedir? Birlikte poz veren insanların eski grup fotoğraflarını mavinin tonlarında sergilemeye karar vermemin sebeplerinden biri de bu. Mavi, güneş cephelere yapıştırılan afişleri bozarken en son kaybolan renklerden biri. Bu poster baskıların kaderi. Sonra merak ettim, birbirimize yakın olma ve birbirimizi tasvir etmekteki kaderimiz nedir? Yakalanan tüm bu anlar, mümkün olmadığını bilsek bile bir tür ebedileştirilmeyi amaçlamaktadır. Her şey kaybolur ve anılar lekelenir. İşte bu kısmettir.



Eline Tsvetkova, Blue Kısmet sergi görüntüsü, Viable izniyle



Üretiminizi buluntular üzerinden gerçekleştirmek size nasıl bir ifade alanı açıyor? Buluntuların nasıl bir gücü var? Bir anlamda buluntular biz daha onlara müdahale etmeden bir şeyler anlatıyor: Bir zamanı temsil ediyor, göçüp gitmiş insanların anısını yaşatıyorlar. Teknik seçiminizden ve üretim sürecinizden bahsedebilir misiniz?


Bir nesne karşımıza çıksa veya biz onu bilinçli bir şekilde arıyor olsak bile bulduğumuz her objede belirli bir seçicilik bulunuyor. İşlerimde kullandığım materyaller bu iki senaryo ile karşıma çıkıyor. Tesadüfe inanmıyorum. Çevremizde çok fazla bilgi var. Gözünüzü yakalayan ve zihninizi meşgul eden şeyin sizin için bir anlamı var. Kieslowski'nin Üç Renk üçlemesindeki sembolizminden bahsederken söylediği bir şeyi açıklamak gerekirse, dünya sembollerle damgalanmıştır ve mesele, basitçe, onları fark etmektir. Bunun anlamı, çok sayıda imge arasından seçilen bu sembolleri görme ve deşifre etme meselesidir. Bu yüzden bit pazarlarında zaman geçirmekten çok hoşlanıyorum. Benim çalışma yöntemim, öncelikle insanların ne sattığına dair genel resimlere bakmak için bir tur atmak ve sonraki birkaç tur kafamda neler kaldığını görmek. Bir motif yakalamaya çalışıyorum: Hem benim hem de materyal bolluklarından kurtulmaya çalışan satıcıların.



Eski fotoğraflar size neler söylüyor? Siz onlar aracılığıyla bize neler aktarıyorsunuz? Eski fotoğrafların kendi kişisel tarihinizde belirli bir yeri, anlamı var mı?


Bu fotoğrafları sergilerken niyetim evrensel bir his yaratmak ve birliktelik tasviri göstermekti. Fotoğraflar birbirlerinden apayrı yerlere, zamanlara ait olmalarına ve birbirlerinden farklı insanları göstermelerine rağmen bunu hissettirmiyorlar. Bulgaristan ve Türkiye arasında, bu bölgenin imgelerini kullandım, Aile arşivimdeki fotoğrafları, bulduğum/buluntu fotoğraflarla beraber hepsinin birbirine karıştığı büyük bir valizin içinde saklıyorum. Olan şey şu ki, bunlar benim tarihimin bir parçası haline geliyor, bu rastgele kronolojiden tuhaf ortak bilinç ortaya çıkıyor.



Eline Tsvetkova, Blue Kısmet sergi görüntüsü, Viable izniyle



Duvarlarda mavi tonlarında eski fotoğraflar, yerlerde kırmızı parkeler… Farklı buluntular aracılığıyla bir alan yaratıyorsunuz. Mekâna yerleştirilmiş eserlerinize değil, eserler aracılığıyla yarattığınız mekâna bakıyoruz. Bu alan size ne ifade ediyor?


Geçenlerde bir gün ortak bir arkadaşım aracılığıyla Tomtom’daki mekânın yakınlarında oturan biriyle tanıştım. Bu kişi yarım kalmış, kırmızı, parlak parkelerin ne zaman düzgün bir şekilde yerleştirileceğini merak ediyordu. Gün içinde Metin’le serginin cam kapısının altından mekânın içine kaydırılmış iç tasarım şirketlerinin kartvizitleriyle karşılaştık. Başka birisi daha bitmemiş işlerden rahatsız olmuş gibiydi. Öte yandan, pasajdaki yerleştirmeyi kurarken komşumuz mekânı boyama ve kurma aşamalarımızı gözlemledi. Dükkânını yenilerken bizim kullandığımız mavi tonunu kullanacağını söyledi. Bununla ifade etmek istediğim, izleyicinin yorumunun, bu mekanlarda gösterilen nesnelerin özüne büyük katkı sağladığı. Bazı odaların ve mimarinin üzerimde ne gibi bir etkisi olduğu üzerine sonsuza dek konuşabilirim. Ancak bu cam vitrinli dükkânlarda, şeffaf ancak kapalı alanlara bakarken yaşadıklarımıza odaklanmayı tercih ederim. Dükkânlar “toplumsal” alan illüzyonunu yaratırlar. İçlerine girmeniz istenir ancak sadece belirli zamanlarda ve gözetim altında bunu yapabilirsiniz. Gerisi sadece görüntüdür.



Küratör Metin M. İlktekin ile çalışmak nasıl bir deneyimdi? Kürasyon süreci nasıl gelişti? Viable bünyesinde konuk sanatçı programına katılmak nasıldı?


Metin ve ben birbirimizi yaklaşık 4-5 senedir tanıyoruz, Zürih’te tanışmıştık. Zürih ikimizin de büyüdüğü şehir. İkimiz de oraya çalışmak için döndüğümüzde Balkan kültüründe yetişmenin etkileriyle harmanlanmış ana dilimizi (Hollandaca) konuşurken birbirimizde teselli ve mizah bulduk. Çevremiz üzerinden kurduğumuz böylesine küçük nüanslar ve katmanlı çağrışımlar, kaçınılmaz olarak birlikte çalışmamıza neden oldu. Çok fazla konuşmadan birbirimizin evrenini iyi anlayabiliyoruz. Bu şekilde birlikte çalışabilmek çok değerli. Dolayısıyla, küratöryel süreç gelişimimiz hakkındaki sorunuza cevap vermem gerekirse, bunun dostlukların ve kısmetin bir sinerjisi olduğunu söyleyebilirim.



 


Eline Tsvetkova ile ilk konuk sanatçı programınızı gerçekleştirdiniz. Konuk sanatçı programınız nasıl işliyor? Sizin çatınız altında bu programa katılmak isteyenleri nasıl bir süreç bekliyor? Konuk sanatçılara nasıl bir alan açıyorsunuz/nasıl olanaklar tanıyorsunuz?


En başta bir sanat projesi olarak işleyen Viable bünyesinde Eline ile gerçekleştirdiğimiz kendi kendini idame ettiren konuk sanatçı programımız, klasik bir sanat sergisi dışında tamamlayıcı ve dinamik bir yapının sadece bir parçası.


Eline'nin durumunda, bir yandan iş üretmesi için onu belirli zanaatkârlarla tanıştırıp ve malzeme bulmasına yardımcı olurken, diğer yandan da İstanbul'un yaratıcı sahnesine bağlanmasına yardım ettik. Çalışmalarını klasik bir beyaz küp alanı dışında sunmak isteyen biriyle çalışmak istedik. Eline’in önceki çalışmalarının doğası pandemiyi kabul ederek ortak bir vizyonda birleştiğinde birlikte bir sergi yapma fikriyle çıktı. Kolektif bir kararla devam etmeye karar verdik ve böylece onu bir sergi için çalışmaya başlaması için İstanbul'a davet ettik.


Viable’ı “bir sanatçı, küratör ve tasarım kolektifi olarak sunulan bir sanat platformu” sözleriyle tanımlıyorsunuz. Platformun kuruluş süreci ve yapısı hakkında neler söyleyebilirsiniz? Temsil edeceğiniz sanatçıları seçerken öncelik göstereceğiniz etkenler nelerdir? Gelecekte neler yapmayı planlıyorsunuz?


Gelecekte neler var? Viable’ı tanımlamak konusunda şu anda hala “beta sürümündeyiz”. Rolleri değiştirmeyi çok seviyoruz: sanatçı kim, küratör kim? Kolaşlaştırıcı kim, yapımcı kim? Bunlar arasındaki çizgilerin ara ara bulanıklaşmasını istiyoruz.



Eline Tsvetkova, Blue Kısmet sergi görüntüsü, Viable izniyle



Bildiğim kadarıyla Viable pandemi sırasında kurulan bir platform. Mekânlarınızla karşılaştığımız anda pandemi şartlarını ve beraberinde gelen kısıtlamaları göz önünde bulundurduğunuzu anlıyoruz. Şeffaf yapıları dışardan geçen herkesi oraya davet ediyor. Eserler dört duvar arasına hapsolmuyor, adeta dışarı taşıyor. İlk amacınız “yeni normal” sürece uygun sergileme alanları oluşturmak olsa bile, mekânların dışarıya açık yapılarının pandemi sonrası da değerli olacağını düşünüyorum. Viable’ın konumlarının mimari yapılarından bahsedebilir misiniz?


Klasik galeri düzeninde eser sergilemenin kendine özgü bir akışı var, tıpkı pandemi öncesi olduğu gibi. Mesela, çevrimiçi sanat eseri sergileme örneğini ele alalım. Bizim durumumuzda, Eline’nin işlerini pandemi dostu bir şekilde sergilemenin sanatsal bir karar olduğunu söyleyebiliriz - İstanbul'da teknik olarak 7/24 açık olarak görülebilen kapsayıcı bir alan.


Viable için kartvizitimiz, Blue Kismet’in ikinci mekânı olan pasaj. Pasaj, eşi olmayan, tamamen işleyen bir hanın içinde yer alıyor. Her dükkânın kendi amacı var. Bu alanı yıl boyunca değişen konular ve sanatsal müdahaleler ile kullanmak istiyoruz.


_______________________________________________________



Viable, Kerim Zapsu'nun, klasik galeri yapısının dışında işleyen dinamik bir mekânı teşvik etmek için Metin M. İlktekin ile iş birliği yaparak oluşturduğu bir sanat platformudur. Kendilerini bir sanatçı, küratör ve tasarımcı kolektifi olarak sunan Viable, eserlerin ihtiyaçlarına ve uygun koşullarına göre birçok sergi düzenlemiştir. Platform, çağdaş sanat ortamı ile yerel topluluk arasında kültürel görünürlük alanı açarak hem buluşmak hem de birleşmek için erişilebilir bir yer yaratan bir köprü olmayı amaçlar. Bundan böyle, Viable’ın birden fazla ittifak ve ortaklık yoluyla alternatif bir finansman sistemi yaratma konusundaki ilgisi, sanatçıların ve organizatörlerin deneysel ve kapsayıcı çalışmalar yaratmaları için sürdürülebilir ve adil bir finansman mekanizmasına izin vermektedir.



bottom of page