Lea Glob'un yönettiği Apolonia, Apolonia Fransız ressam Apolonia Sokol'un 13 yıllık yaşamını belgelerken sanat dünyasına özgür ruhlu bir kadının gözünden bakıyor
Apolonia Sokol, Apolonia, Apolonia
Danimarka'nın Ishøj kentindeki Arken Müzesi'nde gerçekleşen ilk kişisel müze sergisi ve yakın zamanda yayınlanan belgeseli Apolonia, Apolonia ile Sokol, kariyerinde önemli çalışmalara imza atıyor. Aynı zamanda Apolonia Sokol'un arkadaşı olan Danimarkalı yönetmen Léa Glob'un yönettiği Apolonia, Apolonia, Fransız sanatçının hayatının 13 yılını kapsıyor. Belgesel, Sokol'un sanatsal ve kişisel gelişimini izleyicilere aktarıyor.
1988'de doğan Sokol, Paris, Château Rouge’da kültürel çeşitliliğe sahip bir ortamda, çevresinde sanatçılarla büyüdü. Bu bölgede ailesi, sanatın günlük yaşamının bir parçası olduğu deneysel bir tiyatro olan Lavoir Moderne Parisien'i işletiyordu. Sokol’un sanata bakışının şekillenmesinde önemli rol oynamış bu tiyatro aynı zamanda sanatın insanlığı anlamak için kullanılan bir araç olduğunu ona öğretmiş.
Sokol, çocukluğunun bir kısmını Danimarka'da geçirmiş olsa da daha sonra Lavoir Moderne Parisien'de yaşamak için Paris'e döndü. Burada yolları hem Glob hem Femen Hareketi'nin Ukraynalı kurucusu ve Apolonia, Apolonia'nın bir diğer ana kahramanı olan Oksana Shachko ile kesişti. O dönemler henüz 21 yaşında olan Glob, bir okul projesi için Sokol’u çekmeye başladı. Glob çektiği sahnelerde Shachko ve Sokol arasında kalıcı bir iş birliğinin ve dostluğun başlangıcına işaret eden ilk kıvılcımları yakaladı. Belgesel bu noktadan itibaren Sokol'un bugüne kadar uzanan kariyerini ele alıyor ve sanatçının hayatına savunmasız, şeffaf bir bakış sunuyor.
Apolonia Sokol, Fotoğraf: Suela J. Cennet. THE PILL'in izniyle
Sokol, Paris’deki École des Beaux-Arts’tan mezun olduktan sonra Amerika Birleşik Devletleri’ni gezerken yolları sanatçının sponsorluğunu üstlenen sanat koleksiyoneri ve satıcısı Stefan Simchowitz ile kesişti. Sokol ve Simchowitz arasındaki anlaşmaya göre Sokol ayda 10 resim üretecekti. Belgeselde Glob bu durum üzerine “Sanatçıyı satın almak çok daha ucuzken neden sadece sanat yapıtını satın alasın ki?” yorumunu yapıyor.
Bu yıl Pablo Picasso'nun Paris'teki eski stüdyosuna giden Sokol, İspanyol Kübist hakkında konuşurken sözünü esirgemeyerek “Mezarına tükürdüm.” dedi.
Glob 2022'de çekimleri bıraktığında Sokol, kendiyle yüzleşmeye başladı. 13 boyunca sanatçı, Glob'un kamera merceğiyle belgelenmiş, kataloglanmış bir hayat yaşadı; bu süreç boyunca herkesin bakışından uzaklaşıp içine döndüğü için çizdiği portreler daha kişisel hale geldi.
Apolonia Sokol, LE PRINTEMPS [Spring] Linda, Nicolas, Raya, Dustin, Simone, Nirina, Claude, Bella, Dourane, 2020, keten üzerine yağlı boya
Sokol, çalışmalarının sanatsal gelişimini Shachko'nun 2018'deki ölümüne bağlıyor. Shachko'nun aktivizm mirası, Sokol'u sanatını toplumsal yorum ve değişim için dinamik bir platform olarak kullanmaya teşvik ediyor. Shachko'nun vefat ettiği yıl Sokol, Suela J. Cennet tarafından kurulan, İstanbul merkezli galeri THE PILL ile çalışmaya başlıyor.
Sokol'un figüratif resimleri hem onun yaşamının bir uzantısı hem kendini yansıtma ve belgeleme yöntemi. Sokol, kendi anıları aracılığıyla, kadın deneyimi, arzu ve toplumsal beklentiler gibi temaları araştırıyor.
Sokol'un hayatını odağına alan film sanatçının doğum, kürtaj, halka açık gösteriler, eşcinsellik gibi konu seçimleri aracılığıyla Batı resminin kör noktalarını ve rahatsız edici erkek merkezliliği açığa çıkarırken günümüze tanıklık ediyor.