Şahin Kaygun'un çalışmalarından kapsamlı bir seçki sunan Oblique başlıklı sergi 8 Eylül – 22 Ekim 2022 tarihleri arasında Yekhan Pınarlıgil'in küratörlüğünde Galerist’te izleyiciyle buluştu. Sergiyle birlikte Kaygun’un fotoğraflarına, sanatsal yaklaşımına ve sunduğu ilhama ortak oluyoruz
Yazı: Refik Akyüz
Şahin Kaygun, İsimsiz, 1970'ler, 60 x 90 cm. Burçak Kaygun ve Galerist'in izniyle
Şahin Kaygun, fotoğrafın hayatımda daha ciddi bir yer bulmaya başladığı bir zamanda ölüm haberini okuduğum ama o günkü olanaklarla işlerinden çok da fazla haberdar olamadığım bir sanatçıydı. Bu durum 1998 yılında, Geniş Açı’yı çıkartırken Şahin Kaygun’un adının yaşatılması ve Türkiye’de fotoğrafla ilgilenenlerin onu daha yakından tanıması için yaptığımız kapsamlı dosyaya hazırlanırken değişmeye başladı. Çok sonraları, aradan 15 seneye yakın zaman geçtikten sonra önce Elipsis Galeri’deki -mütevazı bir retrospektif niteliğindeki- Gizli Yüz sergisi, arkasından da aynı yıl İstanbul Modern’de izleyicilerle buluşan retrospektifi, Şahin Kaygun adını tekrar daha geniş kitlelere hatırlattı ve işlerini üretmesinin üzerinden geçen onca zaman içinde yaptıklarının hâlâ ilham verici olduğunun bilinmesini sağladı. Bu sergilerin ardından bir sessizlik gelse de bugünlerde Galerist’te görülebilecek olan ve Elipsis Galeri’deki serginin de küratörü olan Yekhan Pınarlıgil tarafından hazırlanan Oblique sergisi, kendisinin işleri üzerine araştırma niteliği taşıyan bir sergi olarak dikkat çekiyor.
Şahin Kaygun, Oblique sergisi yerleştirme görüntüsü, Galerist'in izniyle
Oblique, Kaygun’un farklı dönemdeki işlerinden bir seçki. Sergi metninde bu adlandırmanın kaynağı şöyle açıklanıyor: “Oblique ya da Türkçede söyleyebileceğimiz şekilde eğik çizgi, Şahin Kaygun’un fotoğraflarında sıklıkla kullandığı, kompozisyona güçlü ve dramatik bir ifade vermesini sağlayan ve çok farklı şekillerde beliren grafik bir öge. Bazen fotoğraflanan nesnelerin kurgudaki yerleri eğik bir çizgi doğrultusunda oluyor, bazen oblique objektifin görüntülediği bedenin duruşunda beliriyor, bazen arkadaki dekorda, bazen de boyayla eklediği bir şeklin yüzeyinde.” Dolayısıyla bu seçki, Kaygun’un fotoğraflarında varolan diyagonal örüntünün üzerine gidiyor; daha doğrusu farklı dönem, tarz ve teknikteki işlerinde görülen bu grafik öğeyi ön plana çıkaracak şekilde bu özelliğe sahip fotoğrafları bir araya getiriyor.
Galeriye girdiğinizde karşınıza ilk gelen duvarda, farklı boyutlarda 26 fotoğrafın kendi içinde kümeler oluşturacak şekilde birlikte sergilendiği bir yerleştirme yer alıyor. Burada sanatçının çeşitli dönemlerindeki farklı serilerinden seçilmiş özgün siyah beyaz baskılar, kendisinin müdahale ettiği biricik polaroidler ve negatiflerinden yapılmış yeni arşivsel pigment baskılar, bağlamları gözetilerek kümelendirilmiş. Bu duvardaki fotoğrafların bir araya gelme sebebi, fotoğrafların konularından bağımsız olarak, serginin çıkış noktası da olan, içlerinde barındırdıkları formlar. Aslında bu form arayışı, Kaygun’un fotoğraflarında her zaman varolan, onun grafik tasarımla olan ilişkisiyle de bağlantılı bir yaklaşıma dayanıyor.
Şahin Kaygun, Oblique sergisi yerleştirme görüntüsü, Galerist'in izniyle
Kaygun’un fotoğraflarında, ele aldığı ne olursa olsun, genelde büyük bir yalınlık mevcut. Kaygun’un farklı teknikler kullanarak bu yalınlığın içindeki konuyu öne çıkarması ama bunu çoğu zaman göze batmayacak bir oranda grafik bir yerleştirme ile yapması dikkat çekici. Bunu sağlamak için, rastlantıyı büyük ölçüde yok edecek kararlı bir planlılık ile çalışıyordu muhakkak ki Kaygun. Tekdüzeliğe kaçmadan ve izleyiciyi şaşırtıcı bir şekilde yaptığı bu yerleştirmeler, fotoğraflarına uzun süre baktırmayı başarıyor. Bu grafik yaklaşımın nedenlerini anlamak için onun sanatçı kişiliğinin oluşumunun temellerine inmemiz manâlı olabilir.
Yeteneği, doğup büyüdüğü Adana’da, ortaokuldaki resim öğretmeni tarafından keşfedilen Kaygun, üniversite çağına geldiğinde İstanbul’a gelerek bugün Marmara Üniversitesi’ne dönüşmüş olan İstanbul Devlet Tatbiki Güzel Sanatlar Yüksek Okulu’nda Grafik Sanatlar Bölümünde okur. Fotoğrafa olan ilgisi, grafik işlerinde fotoğrafı temel alıp sıklıkla kullanmasıyla başlar. İlerleyen dönemlerde ise grafiksel öğeler fotoğraflarında her zaman kayda değer bir şekilde mevcut olur.
Şahin Kaygun, Oblique sergisi yerleştirme görüntüsü, Galerist'in izniyle
Sergiye dönersek… Oblique, başta aktardığım yoğun giriş duvarından sonra daha sade bir tasarımla devam ediyor. Kimi zaman tüm bir duvarda tek bir fotoğraf, bazen birbirini tamamlayan birkaç fotoğrafla karşılaşıyoruz. Örneğin galerinin ikinci bölümüne geçtiğinizde, karşınıza bir duvarın tamamına sıvanmış olarak çıkan -bir duvarın üzerine dizilmiş kuşlardan oluşan- fotoğraf, muhtemelen sanatçının kendisi tarafından basılmış küçük denebilecek orijinal siyah beyaz baskısı ile bu kez çerçeveli olarak bu duvarın hemen yanında sergileniyor.
Sergide, Kaygun’un büyük boşluklarda oransal olarak çok küçük bir şekilde yer alan objeleri vurguladığı Beyaz Fotoğrafları’ndan yine büyük ama bu kez bir siyah alandaki insan vücudunun kıvrımlarını ışıklandırmayla ortaya çıkardığı Siyah Fotoğrafları’na, içinde yalnızlık barındıran asker fotoğraflarından Sanat İnsanları’na, Salzburg fotoğraflarından Ölü Kuş serisinden fotoğraflara, siyah beyaz ve polaroidlerindeki nülerine, temaya uygun geniş bir seçki yer alıyor.
Oblique, Türkiye’de fotoğrafın sınırlarını esneten sanatçılardan biri olan Kaygun’un belli bir tema çerçevesindeki fotoğraflarını bir araya getirmesine rağmen, sanatçının kariyerinin farklı dönemleri ve serilerinden örnekler barındırması nedeniyle mini bir retrospektif gibi de tanımlanabilir. Fotoğrafların bir araya getiriliş biçimi, sergi tasarımındaki yerleştirme oranları, ön plana çıkarılan işlerin seçimi gibi küratoryal kararlar, Kaygun’un bir sanatçı olarak tutarlılığını işlerinin sergileme biçimine de yansıtıyor. Sergideki -kitaplarından veya daha önce açılmış sergilerinden bilenler için bile sürpriz olarak ortaya çıkan- bazı işler, sergi öncesinde sanatçının arşivinde kapsamlı olarak çalışıldığı ve seçkinin bu araştırmaya bağlı olarak yapıldığını düşündürüyor.
Şahin Kaygun, Oblique sergisi yerleştirme görüntüsü, Galerist'in izniyle
Fotoğrafçılığının dışında ressamlığı da olan, resim bilgisini fotoğrafa müdahale için de kullanan, polaroidlere gelişme aşamasında yaptığı müdahaleleriyle kafasında canlandırdığı imgelere ulaşmaya çalışan, sinemada ise sanat yönetmenliğinden yönetmenliğe uzanan bir kariyere sahip bir sanatçı Kaygun. Bu nedenle onu sadece fotoğrafçı, ressam, sinemacı veya grafik tasarımcı olarak tanımlamak haksızlık olur. Sanatın farklı alanlarında deneysel işler üretmek, farklı mecraları bir araya getirmek ve bu farklı mecraları bir araya getirirken birbirlerini beslemelerine olanak tanımak, onun sanatsal yaklaşımını özetler nitelikte.
1992’de, bir yıllık mücadelenin sonunda yenildiği kanserden kaybettiğimizde sadece 41 yaşında olan Kaygun için yakın arkadaşı olan Zeynep Avcı şöyle yazmış: “Derler ya, ‘En verimli döneminde kaybettik…” Düşünüyorum da, öyle olduğunu sanmıyorum. Henüz en verimli döneminde değildi. Bana öyle geliyor ki, arayışının en hızlı aşamasındaydı.”
Oblique, benim kuşağımdan sanatseverler için zamansal olarak tanışma olasılığımızın olduğu ancak artık hiçbir zaman tanışamayacağımız fakat yine de ilham almaya devam edebileceğimiz ve çoğu zaman kendimize yakın bulacağımız bir sanatçının sanatsal yaklaşımının bir boyutunu yansıtması açısından kaçırılmaması gereken bir sergi. Umarım Şahin Kaygun’u anlamak için farklı yönlerini ele alacak pek çok başka serginin de bir başlangıcı olur.
Kommentare