top of page
Yazarın fotoğrafıMerve Akar Akgün

Sentezden ortaya çıkan bir uyum

TEV Türkiye Virtüözleri Oda Orkestrası, halka açık ilk konserini 31 Ekim 2024 tarihinde Kadıköy Belediyesi Süreyya Operası’nda gerçekleştiriyor. Cumhuriyet Konseri isimli etkinliği piyanist Birsen Ulucan ve kemancı Özcan Ulucan ile konuştuk


Röportaj: Merve Akar Akgün


Özcan Ulucan ve Birsen Ulucan


Cumhuriyet Konseri’nin içeriğini ve seçilen eserlerin bu özel günle bağlantısını nasıl açıklayabilirsiniz? Bu konserde dinleyicilere ne anlatmak istiyorsunuz?

Birsen Ulucan: Cumhuriyet, bizim için aydınlanma ve değerlerin tekrar gözden geçirilmesi anlamını taşıyor. Sanat ve bilimin öneminin farkına varıldığı bir dönemdir Cumhuriyet. Atatürk'ün "Milletvekili olabilirsiniz fakat sanatçı olamazsınız" sözünde ifade ettiği gibi, sanatçılar çok küçük yaşlardan itibaren yetenek ve çalışmayla kendilerini geliştirirler. Sanatçılar, toplumlara daima daha ideal bir dünyanın mümkün olduğunu hissettirebilirler.

Bu konserin repertuvarında Türk besteci Özkan Manav’ın bu orkestra için özel olarak bestelediği Horonlar eseri de yer alıyor. Bu da Cumhuriyet döneminde sanata verilen önemin bir yansımasıdır. Mustafa Kemal Atatürk, Adnan Saygun’a Özsoy Operası’nı sipariş ederken de Türk sanatını ve kültürünü desteklemiştir. Bu bağlamda, Özkan Manav’ın eserinin programda bulunması, Cumhuriyet’in sanata ve sanatçılara olan desteğinin sembolik bir temsili.


Mekân olarak Süreyya Operası’nın seçilmesiyle ilgili düşünceleriniz neler?

B.U: Süreyya Operası hem bizim için hem de Kadıköy için çok özel bir yer. Uzun yıllardır burada anlamlı konserler ve programlar düzenleniyor. Operanın tarihi ve kültürel dokusu bu konserin anlamını daha da pekiştiriyor. Kadıköylü olarak bu sahnede yer almak bizim için her zaman büyük bir mutluluk kaynağı olmuştur.


Türkiye Virtüözleri Oda Orkestrası, genç müzisyenlere profesyonel bir platform sunuyor. Türkiye’den müziğin uluslararası arenada tanıtılması anlamında nasıl bir rol oynadığını düşünüyorsunuz?

Özcan Ulucan: Sanat toplulukları, temsil ettikleri toprakları uluslararası arenada tanıtma sorumluluğu taşır. Türkiye Virtüözleri Oda Orkestrası da bu misyonu üstleniyor. Hem Türk bestecilerin eserlerini yurtdışına taşımak hem de dünya müzik mirasını Türkiye’de tanıtmak adına önemli bir görev üstleniyor. Bu topluluk, Türk Eğitim Vakfı’nın sanata verdiği desteği ve genç müzisyenlere sunduğu fırsatları en iyi şekilde temsil ediyor.


Birsen Hanım, yetenek sınavına tabi tutmadan oluşturduğunuz piyano sınıfı ile düzenli olarak konserler veriyorsunuz. Ne kadar zamandır devam ediyorsunuz? Bu oluşumun örnekleri var mı, sizin hayaliniz neydi?

B.U: Bu çalışmalara yaklaşık 13-14 yıl önce başladım. Yurt dışından döndüğümde, müzik sevgisi olan öğrenciler yetiştirmek istediğime karar verdim. Bu yüzden, yetenek sınavına bağlı kalmadan, müzik tutkusunu hissettirebilecek öğrencilere odaklandım. Çünkü benim amacım, piyanist yetiştirmek değil, müzik sevgisini aşılamak. Bu sayede, öğrencilerim müzikle daha derin bir bağ kuruyorlar. Bu anlayış, onlara sanatçı olma şartı olmadan da müziği hayatlarının bir parçası haline getirme imkanı sunuyor. Piyanist olma kapasitesine sahip öğrencileri ise kişisel girişimlerimle ve tüm profesyonel imkânlarımı kullanarak yönlendiriyorum. 


İki müzisyen kardeş olarak aynı sahneyi paylaşmak size ne gibi duygular yaşatıyor?

B.U: Çocukluğumuzdan beri birlikte sahne almanın getirdiği derin bir bağ var aramızda. Çalışmalarımızda ve sahnede birbirimizi anlama konusunda sezgisel bir uyum geliştirdik. Bu uyum, sahnede spontane anların ortaya çıkmasını sağlıyor ve dinleyicilere de bu duyguyu hissettirebiliyoruz.

Ö.U: Evet, bu derin bağ sayesinde fikirlerimizde zaman zaman farklılıklar olsa bile sahnede bir ahenk yakalayabiliyoruz. Bu, farklı fikirlerin sentezinden ortaya çıkan bir uyum ve dinleyicilere de keyifli bir performans sunmamızı sağlıyor.

Özetleyecek olursak, hayranı olduğumuz beyin cerrahımız Prof. Dr. Türker Kılıç’ın sözlerini hatırlatmak isteriz: "Makineler insan zekâsını, hatta çalışkanlığını geçmiş durumda, dolayısıyla insan sıfatına yakışan özelliklerimiz yaratıcılık ve iyiliktir"


Etkinlik programı

Ö. Manav - Horonlar, Yaylı Çalgılar Orkestrası için (2024) (TEV Türkiye Virtüözleri için bestelenmiştir)

F. Mendelssohn-Bartholdy - Keman, Piyano ve Yaylılar için Konçerto, Re minör

P.I. Çaykovski - Serenade, Yaylı Çalgılar Orkestrası için, Op. 48

 

 

Comments


Commenting has been turned off.
bottom of page