top of page
Zeynep Şen

Kurgusal dünyada benliği tanımlamak


Sırma Doruk ve Deniz Derin Akıncı’nın Mixer’de gerçekleşen Kavrama/Kapsama sergisi 29 Nisan’da son buldu. Sergi iki farklı sanatçının serilerini tek bir mekânda bir araya getirerek ilginç diyaloglar ve paralellikler yarattı. Her biri günümüzün tüketim kültürüne, toplumsal ön yargılarımıza ve benliğimizi anlama çabamıza odaklanan çalışmalar bilinçaltının ve kurgunun, bizleri ne denli etkilediğini eleştirel bir gözle ortaya koydu.

Deniz Derin Akıncı, Oğlana ve kıza, 2016, Buluntu nesne, ahşap, akrilik boya, 62x110 cm, 66x94cm

Sırma Doruk Kavrama/Kapsama sergisine video ve ses yerleştirmesi gibi farklı disiplinleri bir araya getiren işlerle katıldı. Doruk’un Kapsama serisi bilinç dışı olguları sembolik bir şekilde ele alarak psikanalitik bir yaklaşımı günlük hayatımızın içine dahil ediyor. Sanatçı işlerinde tüketim üzerine kurulu statü, toplumsal roller, cinsel kimlik ve güzellik gibi kavramları inceliyor. İnsanların toplumdan bağımsız, kendilerine ait deneyimleri olabileceğini fark edince içinde oldukları gerçekliği adlandırma, etiketlendirme çabası içine girdiklerine dikkat çekiyor. Serinin özelliğiyse sanatçının bu deneyimlerin oluşumunu otobiyografik bir yaklaşımla ortaya koyması.

Sırma Doruk, Deniz Derin Akıncı, Darwin haklıymış, 2017, Video projeksiyon, 13' 28''

Kapsama serisinde insanın içinde yaşadığı kavramlar zincirinin neresine ait olduğunu hangi şekillerde keşfetmeye çalıştığının pek çok örneği vardı. Bunlardan biri Pink Machine adlı çalışmaydı. Sanatçı düzinelerce anonim görüntüyü yıllardır biriktirdiği pembe deterjan kutularının içine hapsetmişti. Görüntüler Doruk’un hayatı boyunca sayısız defa tekrarladığı çamaşır yıkama işinin farklı tekrarlarını sergiliyordu. Bu şekilde sanatçı günlük bir olguyu, onun için ifade ettiğinden çok daha farklı bir bağlamda tekrar kurgulayabiliyordu. Bu sayede de Pink Machine toplumsal rollerin, öteki coğrafya ve toplumlarda nasıl değişebileceğini, insanların bu toplumların kapsamında alabilecekleri rolleri keşfe çıkıyor.

Farklı kapsamların günlük hayatı nasıl etkileyebileceğine bakarken sanatçı tekrar tekrar üretilip tüketilen imgeleri hologram ya da video gibi başka disiplinlerle birleştirerek de kullanıyor. Aralarında ünlü Venus de Milo heykeli gibi tanındık imgeler de olan bu çalışmalar insanların her gün gördükleri olgularla olan ilişkilerinin nasıl yeniden tanımlanabileceğinin bir timsalini oluşturuyor.

Deniz Derin Akıncı, Dişiller, 2014, Mika, pleksiglas, model diş, motor, 100x150 cm

Sırma Doruk insanların oluşturdukları kavramlar dünyası kapsamındaki yerlerini incelerken Deniz Derin Akıncı ise herkes tarafından kabul edilen bu kavramları eleştiriyor.

Bireyin nesneler üzerine düşünüp kavramlar oluşturduğu süreci inceleyen Akıncı çalışmalarında bilinenle, anlaşılan nesne arasındaki bağı keşfe çıkıyor. Sanatçı dilin, kavram kurarken hem olumlu yanlarını hem de egemen, hatta totaliter yanlarını inceliyor. Dilin, kavramlaştırmanın insanı belli rollere, ideallere ve algılara mahkûm ettiğini ortaya koyan sanatçı bilhassa cinsiyet, güzellik, ırk, tüketim gibi algılara bakarak topluma eleştirel bir gözle yaklaşıyor.

Akıncı çalışmalarında toplumun, bireye nasıl bir algı tanıdığını ve toplumu oluşturan bireyin etrafındaki kavramlar sınırının ötesine nasıl geçmeye çalıştığını eleştiriyor. Bu bağlamda Akıncı’nın hedef aldığı ilk şeyin topluma yerleşmiş olan önyargılar olması son derece etkileyici ve bu hedef aslında Doruk'un işleriyle buluştuğu önemli noktalardan biri olarak değerlendirilebilir.

(Duvarda) Deniz Derin Akıncı, Click, 2015, Buluntu nesne, ahşap, plastik, akrilik sprey, 30x39x10 cm

(Kaidenin üzerinde) Deniz Derin Akıncı, Taş bebek, 2015, Taş, plastik, 27x35x25 cm

Sırma Doruk, Family Portrait, 2017, Video, ses, projeksiyon, ahşap, akrilik, hazır obje, 10' loop, 80x17,5x4 cm

Comments


bottom of page