İzmir'in yeni sanat durağı: Arkas Sanat Göztepe
- Unlimited
- 7 saat önce
- 3 dakikada okunur
Arkas Holding, İzmir’in kültürel belleğine yeni bir halka ekledi. Sadrazam Kamil Paşa tarafından 19. yüzyılda yaptırılan, İzmir’in ilk kadın ortodontisti Ayşe Mayda ve eşi Seniha Mayda ile özdeşleşmiş Ayşe Mayda Köşkü tarihi köşk, kapsamlı bir restorasyon sürecinin ardından Arkas Sanat Göztepe adıyla sanatseverlerle buluştu. Açılış tarihi, merhum Ayşe Mayda’nın doğum gününe denk gelerek bu yeni sanat mekânına anlamlı bir sembol kattı
Tarihi köşkten çağdaş sanat merkezine
Geç Osmanlı ve erken Cumhuriyet dönemlerinin mimari özelliklerini yansıtan köşk, uzun yıllar boyunca İzmir’in en seçkin ailelerinden birine ev sahipliği yaptı. Bugün ise orijinal dokusu korunarak çağdaş sergi standartlarına uyarlanan yapısıyla kentte sanatın yeni adresi oldu.
Mimar Seda Özen tarafından yürütülen restorasyon süreci, yapının kültürel mirasını korurken aynı zamanda çok işlevli bir sanat merkezine dönüştürülmesini sağladı. Giriş binası, sergi salonları, atölyeler ve yeniden düzenlenen bahçesiyle Arkas Sanat Göztepe, yaşayan bir kültür alanı olarak kurgulandı.

Daimi koleksiyon: Türk Resim Sanatının izinde
Merkezin açılış sergisi, Arkas Koleksiyonu’ndan seçilen 140 yıllık bir Türk Resim Sanatı panoraması sunuyor. Geç Osmanlı’dan Cumhuriyet’in ikinci yarısına uzanan bu seçki, sanatseverleri hem tarihsel bir yolculuğa hem de estetik bir keşfe davet ediyor.
Hoca Ali Rıza’nın İstanbul peyzajları, Şeker Ahmet Paşa’nın doğa betimlemeleri, Nazmi Ziya’nın ışık oyunları, İbrahim Çallı ve Şevket Dağ’ın figüratif çalışmaları koleksiyonun öne çıkan parçaları arasında yer alıyor. 20. yüzyıl modernizmine uzanan bölümde ise Nejad Devrim, Eren Eyüboğlu, Nurullah Berk, Nuri İyem ve Burhan Doğançay gibi isimlerin eserleri sanat tarihindeki dönüşümün izlerini ortaya koyuyor.

Koleksiyonun en ilgi çekici yapıtlarından biri, İtalyan asıllı Osmanlı saray ressamı Fausto Zonaro’nun otoportre olarak da değerlendirilebilecek tablosu. Bu eser, dönemin çok kültürlü sanat ortamına da ışık tutuyor.
Batı sanatına odaklanan Arkas Koleksiyonu içinde Türk resim sanatının ilk kez bu ölçekte bütüncül bir şekilde sergilenmesi, koleksiyon tarihinin de dönüm noktalarından biri kabul ediliyor. Sergi, bir önceki yıllarda düzenlenen Gelenek ve Modernite sergisinin devamı niteliğinde, Osmanlı’dan Cumhuriyet’e geçişin estetik aynası olarak öne çıkıyor.
Sanatın yanında lezzetli bir sosyal alan
Köşkün selamlık bölümünde açılan Monreve Patisserie, sergi ziyaretçilerine sanatla iç içe bir sosyal alan sunuyor. Fransız pastacılık geleneğini çağdaş tatlarla buluşturan mekân, sergi öncesi veya sonrası sanatseverler için buluşma noktası olmayı hedefliyor. Arkas Sanat Göztepe, sanat deneyiminin uzandığı gerçek bir yaşam alanı haline geliyor.
Atölyelerden bahçeye: Yaşayan bir sanat mekânı
Arkas Sanat Göztepe, sergi salonlarının ötesinde, çocuk ve yetişkin atölyeleri, mağazası ve düzenlenmiş bahçe alanıyla sürekli yaşayan bir kültür alanı olma iddiasında. Çocukların sanatı deneyimleyerek öğrenmesine olanak tanıyan programlardan yetişkinler için tasarlanmış atölyelere kadar farklı etkinliklerle sanatın üretim boyutuna da yer açılıyor.
Arkas’ın sanat haritası: Altı merkez, tek misyon
Arkas Sanat Göztepe ile birlikte Arkas Holding’in İzmir’de hayata geçirdiği sanat merkezlerinin sayısı altıya yükseldi. 2011’de Fransız Konsolosluğu binasının Arkas Sanat Merkezine dönüştürülmesiyle başlayan bu yolculuk; Arkas Deniz Tarihi Merkezi, Bornova’daki Mattheys Köşkü, ardından Arkas Sanat Urla ve Arkas Sanat Alaçatı ile devam etti.
Lucien Arkas’ın “Varlık paylaşmak için olmalı” sözleri, bu yatırımların arkasındaki temel motivasyonu özetliyor: Sanat üretimlerini koruyan, kent belleğini yaşatan ve herkesin erişimine açık mekânlar yaratmak.
Sıradaki durak: Bayraklı’da Centre Pompidou iş birliği
Arkas Holding’in kültür-sanat odaklı yatırımları devam ediyor. 2026’da İzmir Bayraklı’daki Mistral binasında açılması planlanan Lucien Arkas Sanat Merkezi, Paris'te yer alan sanat merkezi Centre Pompidou iş birliğiyle Türkiye’de bir ilke imza atacak. Dünyaca ünlü modern ve çağdaş sanat eserleri Pompidou koleksiyonundan seçilerek İzmir’e getirilecek. Böylece İzmir, uluslararası kültür-sanat sahnesinde yeni bir konum kazanacak.