top of page

İlk gençliğin melankolisi ve Ghostly Kisses

Ghostly Kisses projesini geçtiğimiz günlerde İstanbul dinleyicisiyle buluşturan Margaux Sauvé ile proje üzerinden, geçmişte yaşadığı depresyonları, İstanbul’a dair ilk gözlemleri ve son dönemde dinlediği şarkıları konuştuğumuz kapsamlı bir söyleşi gerçekleştirdik


Röportaj: İhsan Dindar


Margaux Sauvé


Kendi anlattığı üzere 2015 yılında içinde bulunduğu depresif durumun bir yansımasıyla şarkılar yazmaya başlayan Margaux Sauvé, dream pop olarak adlandırılan besteleriyle geniş kitlelerin dikkatini çekmeyi başardı. İlk göz ağrısı Ghostly Kisses projesiyle müzikal üretimine devam eden ve son olarak da 2022’nin başlarında Heaven, Wait adını taşıyan albümünü dinleyiciyle buluşturan Magaux Sauvé, pandemi sürecine takılan İstanbul buluşmasını da nihayet gerçekleştirdi. Üstelik önceki ertelemelerin acısını çıkarırcasına Salon’da üç gün üst üste büyük bir ilgiyle karşılanan Ghostly Kisses projesini Margaux Sauvé ile konuştuk. Geçmişte yaşadığı depresyonlar, İstanbul’a dair ilk gözlemleri, son dönemde dinlediği şarkılar ve daha fazlasını tüm içtenliğiyle yanıtlayan Sauvé ile yaptığımız röportaj yayında.


Yaşadığımız bu zor iki yılın ardından nihayet ilk performanslarınız için Türkiye’desiniz… İstanbul’da olmaya dair neler hissediyorsunuz? İlk izlenimleriniz ne oldu?


Evet, bu Türkiye’ye ilk gelişimiz. Dediğiniz gibi 2020’den bu yana konserlerimiz sürekli erteleniyordu. Nihayet gerçekleşme zamanı geldi. İstanbul’u daha da fazla keşfetmek için çok heyecanlıyım. Kültürel açıdan ne denli zengin olduğunun farkındayım. Fırsatımız oldukça keşfetmeye çalışacağım.


Salon’da üç gecelik bir programla İstanbullu müzikseverlerin karşısındasınız. Belli ki büyük bir ilgi de söz konusu.. Sorularıma Ghostly Kisses projesinin müzikal yolculuğunuzdaki yerini sorarak devam etmek istiyorum.


2015’te şarkılar yazmaya başlamıştım. O dönemlerde şarkı söylemeye de başlamıştım. Ben aslında bir kemancıyım. Şarkı yazmak ve söylemek bundan daha sonra başlayan şeyler. Ancak sonrasında şarkı yazma sürecime hiç ara vermeden devam ettim.


Sesiniz ve besteleriniz arasındaki bağ dikkat çekiyor. Sesiniz ve müzikal altyapılarınız arasındaki armoni hakkında neler söyleyebilirsiniz?


Şarkı yazmak benim için duygularımın dışavurumunun bir yolu. Bunu yaparken de hayatımdaki bazı elementleri kullanıyorum. Müzik de bunları dışarıya yansıtabildiğim bir şey. Bence, ben melankolik bir insanım. İlk gençlik yıllarıma bakacak olursak depresyon etkilerini de görmek mümkün. Şarkı sözlerimi yazarken kesinlikle bu dönemin etkisi ve nostaljisi var.


Tüm dünyada etkisi azalsa da devam eden bir pandemi süreci var. Sizi nasıl etkiledi? Hayatınızı değiştirdi mi?


Kapanmalar esnasında bolca şarkı yazacak vaktim oldu. Başlarda yapacak başka bir şey olmadığı için şarkı yazmak olumlu bir süreçti. Bu açıdan çok iyiydi. Ancak şimdi yeniden dışarıya çıkabilmek, gezebilmek mutluluk verici. Pandemi sürecinde insanlar bizi farklı platformlardan dinlemeye devam etmişti. Şimdi onlara buluşmak çok güzel.


Peki ya Dream pop... Bu kavramı nasıl tanımlarsınız? Sizin için ne ifade ediyor?


Aslında kendisini iyi ifade eden bir terim. İçinde pop var. Ancak bununla birlikte içinde düşsel ve romantik bir yapı da söz konusu. Bu tam olarak da Ghostly Kisses’ın ne olduğunu tanımlıyor.


Popun bugünü ve yarınını nasıl görüyorsunuz? Bir yandan da ana akım popüler müziğin listelerdeki yerinin eskiye nazaran daha az olduğunu da görmekteyiz…


Güzel bir soru… Bence günümüzde farklı akımlara daha kolay bir erişimimiz var. Bence herkes için yeterli farklı yer bulunmakta. İlk gençlik yıllarımda farklı türlere erişim pek de kolay değildi. Ancak günümüzde bu durum değişmiş durumda. Buna çok olumlu bakıyorum.


İki konserlik bir seri için Türkiye’ye gelmiştiniz ancak seri sonrasında üç konsere çıktı. Bu ilgiyi bekliyor muydunuz?



Bizim için çok heyecan vericiydi. Birbirimize çok uzak coğrafyalardayız. Ama Quebec ile İstanbul arasında bir bağ kurduk. Bu sayede hem İstanbul hem de kültürünüz hakkında daha çok şey öğrenme fırsatı bulduk.

Margaux Sauvé, Heaven, Wait albümünden

2022’nin Ocak ayında yeni albümünüz Heaven, Wait dinleyiciyle buluştu. Daha önceki albümlerinizden esintileri koruduğu aşikâr. Albümünüz hakkında neler söylemek istersiniz?


Bence Heaven, Wait albümümüz uzun yılların sonunca oluşan birikimin bir dışavurumu. Albümün oluşum süreci benim açımdan da çok öğreticiydi.


Peki bu albüm gelecekteki çalışmalarınız için öncü bir adım olabilir mi?


Bunu gerçekten ben de bilmiyorum. Bu tip süreçle çok da planlarla işleyen şeyler değil. Nasıl ilerleyeceğimizi biz de zaman içerisinde göreceğiz.


Bu dönemde bir müziksever yönünüzle neler dinlediğinizi merak ediyorum. Etkileşim içerisinde olduğunuz müzikler var mı?


Spotify’da Reves adlı bir playlistim var. Oraya son dönemlerde dinlediğim şarkıları ekliyorum. İçinde Fransızca ya da elektronik türde müzikler de bulunuyor.


Son olarak Quebec’in havasının duygusal ve müzikal halinizi ne yönde etkilediğini sormak istiyorum…


Quebec’te kış demek -20’li dereceleri görmek ve yoğun kar yağışı demek. Günışığından da büyük oranda mahrumuz. Ben kişisel olarak bu dönemi yazarak geçiriyorum. Yaz aylarının hayalini kurarak kendimi motive ediyorum. Örneğin İstanbul’un şu anki havası bizim için baharın sonlarındaki hava gibi.


Sizi o halde Temmuz’da da İstanbul’a bekleriz…


Deniz kenarında tamamıyla yanarım herhalde.


bottom of page