Ars Electronica İstanbul’da

Zorlu PSM, yaklaşık elli yıldır dijital sanat alanında üretim ve düşünceyi buluşturan Ars Electronica'ya Piksel.Creative Solutions iş birliğiyle İstanbul’da ev sahipliği yapıyor. 21-28 Ekim 2025 tarihleri arasında düzenlenen festival, sergiler, performanslar, atölyeler ve konserlerden oluşan kapsamlı bir program sunuyor

Veri&Kırılganlık, Sergiden görünüm, 2025

Zorlu PSM, Piksel.Creative Solutions iş birliğiyle medya sanatı festivali Ars Electronica İstanbul’a ev sahipliği yapıyor. Diageo Türkiye’nin desteğiyle gerçekleştirilen festival, 21-28 Ekim 2025 tarihleri arasında Zorlu PSM’nin farklı sahne ve alanlarını dönüştürerek izleyicilere dijital sanatın güncel olanaklarını deneyimleme fırsatı sunuyor. Mekânsal yerleştirmelerden ekran temelli işlere, ses ve ışık odaklı performanslardan atölye ve etkileşimli etkinliklere uzanan programıyla Ars Electronica İstanbul, sanatı, teknolojiyi ve toplumsal temaları bir araya getiren çok katmanlı bir platform olarak konumlanıyor.

---

Zorlu PSM olarak 13. sezonumuzda dünyanın en prestijli dijital sanat festivali Ars Electronica'yı İstanbul'a getirmekten büyük mutluluk duyuyoruz. Neredeyse 50 yıllık geçmişiyle dijital sanatların kalbinin attığı bu festivali, İstanbul'un kendine özgü dijital sanat DNA'sıyla buluşturarak organik bir diyalog kurguladık. 21-28 Ekim tarihleri arasında misafirlerimizi yapay zekâdan etkileşimli enstalasyonlara, kinetik heykellerden ses performanslarına uzanan çok katmanlı bir deneyime davet ediyoruz. Bu iş birliği, Zorlu PSM'nin 10 yıldır sürdürdüğü dijital dönüşüm yolculuğundaki en önemli dönüm noktalarından biri olarak, hem yerel sanatçılarımızı küresel platforma taşıyacak hem de Türkiye'yi dijital sanatın merkezlerinden biri haline getirme vizyonumuza güçlü bir katkı sağlayacak.

-Zorlu PSM Genel Müdürü Filiz Ova

---

Veri&Kırılganlık, Sergiden görünüm, 2025

Bu yılki edisyonda, mekânı titreşim ve rezonans yoluyla dönüştüren hipnotik kinetik heykeli Cycloïd-E ile Cod.Act; görünmeyen elektromanyetik dalgaları ışık ve ses aracılığıyla görünür kılan Marc Vilanova’nın Cascade’i; hiper-gerçeklik ve yapay zekâ ilişkisini sorgulayan Martyna Marciniak’ın Anatomy of Non-Fact’ı ve canlı alg kültürleriyle iklim krizini görünür hâle getiren Noor Stenfert Kroese’nin Fading Colours yerleştirmesi öne çıkan işler arasında yer alıyor. Universal Everything ise izleyiciyi hareket ve beden jestleriyle etkileşime giren dinamik bir dijital evrene davet eden interaktif işiyle festival programına katılıyor. Türkiye’den İmelda Kuyumcu–Gözde Betülay Yorulmaz ikilisi, Ceren Su Çelik ve Özcan Ertek gibi genç sanatçılar da yeni çalışmalarıyla festivalde yer alarak üretimlerini uluslararası bir platformda görünür kılacak.

Ars Electronica İstanbul’un programı, sergilerin yanı sıra canlı performanslar, konuşmalar ve atölyelerle genişliyor. Doğanın ritmini dijital formlarla buluşturan bit.studio’nun Flock Off performansı, festivalin dikkat çekici anlarından biri olarak öne çıkarken; söyleşi ve atölye programları, sanat ve teknolojinin kesişiminde yeni düşünme biçimlerine alan açıyor.

Veri&Kırılganlık, Sergiden görünüm, 2025

Festival, dijital sanatın yanı sıra müzik alanında da izleyicilere özel bir deneyim sunuyor. Ars Electronica İstanbul kapsamında, Two Lanes, 25 Ekim’de Zorlu PSM %100 Studio’da sahne alacak. Akustik piyano ile analog synth’leri bir araya getiren performansıyla dikkat çeken ikili, dinleyicilere özgün bir ses evreni vaat ediyor. 300 milyonu aşan dinlenmeleri ve BBC Radio 1 gibi uluslararası kanallardan gördükleri destekle elektronik müzik sahnesinde öne çıkan Two Lanes’in konseri, festival programının öne çıkan etkinliklerinden biri olarak yer alıyor. Konser biletine sahip izleyiciler, festival süresince Ars Electronica İstanbul kapsamındaki sergi ve atölyeleri ücretsiz olarak ziyaret edebilecek.

Ars Electronica İstanbul’un farklı mekânlara yayılan Veri&Kırılganlık sergisi, izleyiciyi dijital sanatın çeşitliliğiyle buluşturuyor. Meydan Fuaye Alanı’nda, Özcan Ertek’in kahve falı geleneğini yapay zekâyla bir araya getiren Future Visioning işi, teknoloji ile inanç arasındaki sınırları sorgularken; Universal Everything’in Symbiosis adlı video yerleştirmesi, dijital ve biyolojik varoluşlar arasında akışkan bir etkileşim kuruyor. Studio Alanı’nda Cod.Act ikilisinin kinetik heykeli πTon/2, mekanik bir organizmanın nefesini andıran hareketleriyle canlı ve makine arasındaki ilişkiyi yeniden tanımlıyor. Galeri Alanı’nda bit.studio’nun doğadaki kolektif hareketlerden ilhamla geliştirdiği Flock Off performansı, yapay zekâyı şiirsel bir anlatı formuna dönüştürüyor. Sky Lounge Alanı ise Marc Vilanova’nın ses ve ışık arasında kurduğu duyusal diyaloğu görünür kılan Cascade’ine, Martyna Marciniak’ın hiper-gerçeklik üzerine düşündüren Anatomy of Non-Fact’ına, Mathias Gartner & Vera Tolazzi’nin doğadaki rastlantısallığı matematiksel düzenle ilişkilendiren The Transparency of Randomness işine ve Noor Stenfert Kroese ile Amir Bastan’ın iklim krizine odaklanan Fading Colours yerleştirmesine ev sahipliği yapıyor. Türkiye’den İmelda Kuyumcu–Gözde Betülay Yorulmaz ikilisinin Fragmentation isimli videosu, Ceren Su Çelik’in Curse of Dimensionality işi ve Emre Meydan’ın ışık ile renk ilişkisini araştıran baskı serisi de festivalin üretim çeşitliliğini zenginleştiriyor.