Unlimited Kitap Kulübü #9: Servet-i Fünûn Dönemi’nde Beyoğlu
- Unlimited
- 4 saat önce
- 7 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 2 saat önce
Unlimited Kitap Kulübü’nün bu edisyonu, Gürbey Hiz’in seçkisiyle Servet-i Fünûn Dönemi’ndeki kültürel dönüşümü, Beyoğlu’nun belleği ve gündelik yaşam biçimleri üzerinden yeniden okuyor. Bu vesileyle kitap kulübünün ilk buluşması 15 Kasım’da saat 15.00’te Pasaj Zivo’da gerçekleşiyor. Gürbey Hiz’in katılımıyla ve Berfin Küçükaçar'ın moderasyonunda gerçekleşecek söyleşi, Hüseyin Cahit Yalçın’ın Hayâl İçinde’si üzerinden Servet-i Fünûn Dönemi’nde Beyoğlu’ndaki gündelik yaşamı tartışmaya açacak
Derleyen: Gürbey Hiz

Temmuz 2024'ten bu yana sürdürdüğümüz Unlimited Kitap Kulübü her edisyonunda, düşündüren, soru soran, yeni bir söz söyleyen, irdeleyen, merak ettiren, ilham veren yayınlardan editörlerimiz tarafından oluşturulan bir seçkiyi paylaştı.
İlk kez davetli bir isim tarafından hazırlanan Unlimited Kitap Kulübü, bu edisyonunda Servet-i Fünûn Dönemi’nde Beyoğlu’nun kültürel belleğini ve bölgedeki gündelik yaşamı çeşitli yayınlar aracılığıyla yeniden düşünmeye davet ediyor. Unlimited Kitap Kulübü’nün ilk buluşması, bu seçkiden hareketle 15 Kasım’da saat 15.00’te Pasaj Zivo’da gerçekleşiyor. Gürbey Hiz’in konuşmacı olarak yer alacağı ve Berfin Küçükaçar moderasyonunda gerçekleşecek bu buluşma, seçkinin de ilk kitabı olan Hüseyin Cahit Yalçın’ın Hayâl İçinde’si üzerinden Servet-i Fünûn Dönemi’nde Beyoğlu’ndaki gündelik yaşamı tartışmaya açacak. Söyleşi kitabı değil, kitaptan yola çıkarak o dönemdeki ve bölgedeki yaşamı odağına alacak; bu nedenle katılım sağlamak için kitabı okumuş olma zorunluluğu bulunmuyor.
📚 Unlimited Kitap Kulübü #9: Servet-i Fünûn Dönemi’nde Beyoğlu
📖 Kitap: Hayâl İçinde
🎤 Seçkiyi derleyen ve konuşmacı: Gürbey Hiz
💬 Moderatör: Berfin Küçükaçar
📍 Mekân: Pasaj Zivo (Passage Petits-Champs, Kat:2, Beyoğlu/İstanbul)
📅 Tarih: 15 Kasım 2025, Cumartesi
🕑 Saat: 15.00

Hayâl İçinde
Hüseyin Cahit Yalçın
Yayınevi: Hitabevi Yayınları
Yayın yılı: 2019
1890’ların sonunda Servet-i Fünûn dergisinde tefrika edilen Hayâl İçinde, Hüseyin Cahit Yalçın’ın bireyin iç dünyasına eğilen ilk anlatılarından biridir. Modernleşme sürecindeki İstanbul’un çelişkili atmosferini Beyoğlu ve çevresi üzerinden hissedilir kılan romanda Yalçın, dönemin edebî anlayışına paralel biçimde, dış dünyadan çok ruhsal çözümlemelere yönelir.
Romanın kahramanı Hüseyin Nazmi, Beyoğlu’nda düş ile gerçek, gelenek ile yenilik arasında salınan bir yaşam sürer. Beyoğlu sokakları, kentin hem cazibesini hem de yabancılaşmasını temsil eden bir sahneye dönüşür; karakterin içsel dağınıklığıyla şehrin karmaşası birbirine karışır.Nazmi’nin aşkı, yalnızlığı ve anlam arayışı, bireyin kendi benliğiyle kurduğu karmaşık ilişkiyi yansıtır. Romanın dili, romantik bir duyarlılıkla gerçekçi gözlemleri birleştirirken, Beyoğlu’nun değişen yüzünü yalnız bir seyirci gibi izleyen entelektüel figürün zihinsel çatışmalarını da görünür kılar. Hayâl İçinde, bu yönüyle yalnızca bir aşk ya da ruh hali hikâyesi değil, geç Osmanlı kent yaşamında “modern birey” fikrinin edebiyattaki yankılarından biridir.

Osmanlı Başkentinde Bir Levanten Semti Galata - Pera
Rinaldo Marmara
Yayınevi: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Yayın yılı: 2019
Rinaldo Marmara’nın Osmanlı Başkentinde Bir Levanten Semti Galata-Pera adlı kitabı, İstanbul’un modernleşme sürecinde kozmopolit yapısıyla öne çıkan Galata ve Pera bölgelerini tarihsel, kültürel ve sosyolojik bir çerçevede ele alır. 19. yüzyıl boyunca Osmanlı’nın Batı’yla kurduğu ilişkilerin gündelik yaşama, mimariye, ticarete ve toplumsal alışkanlıklara nasıl yansıdığını inceleyen kitapta Marmara, Levanten toplulukların varlığını yalnızca bir etnik kimlik meselesi olarak değil kültürel bir aradalığın ve kent hafızasının temel unsurlarından biri olarak değerlendirir.
Galata-Pera’nın tiyatroları, otelleri, elçilik binaları, kiliseleri ve kafeleri üzerinden şekillenen bu anlatı, Beyoğlu’nun çok dilli, çok inançlı dokusunu ayrıntılı biçimde görünür kılar. Bu yönüyle Osmanlı Başkentinde Bir Levanten Semti Galata - Pera, İstanbul’un Avrupa’ya açılan yüzünün hem tarihsel bir kaydını hem de bugünün kent kimliğini anlamaya dönük bir arka planını sunar.

İstanbul Eğleniyor 1. Cilt 1870-1955
Özlem Kumrular
Yayınevi: İBB Yayınları
Yayın yılı: 2022
Özlem Kumrular’ın iki ciltlik İstanbul Eğleniyor dizisi, kentin tarihini toplumsal eğlence biçimleri, gündelik ritüeller ve toplumsal değişim ekseninde ele alır. Serinin ilk cildi, 1870–1955 yılları arasındaki döneme odaklanarak Osmanlı’dan Cumhuriyet’e uzanan süreçte İstanbul’un dönüşen eğlence kültürünü izler. Kumrular, arşiv belgeleri, gazete ilanları, afişler ve fotoğraflardan yola çıkarak tiyatrodan kabareye, ramazan eğlencelerinden Cumhuriyet balolarına kadar uzanan bir panorama kurar.
Yayının birinci cildinde Beyoğlu, Galata ve Pera çevresi yalnızca bir eğlence merkezi değil toplumsal sınıflar, cinsiyet rolleri ve kültürel kimliklerin yeniden tanımlandığı bir karşılaşma alanı olarak resmedilir. Kumrular, eğlencenin biçimsel tarihini anlatmanın ötesinde, kentin değişen sosyolojik dokusunu, kamusal alanın dönüşümünü ve modernleşme sürecinde bedensel ifade biçimlerinin nasıl yeniden şekillendiğini inceler. Bu yönüyle İstanbul Eğleniyor, hem görsel bir tarih çalışması hem de İstanbul’un toplumsal belleğini izlenebilir kılan kapsamlı bir kaynak niteliği taşır.

Çaykovski İstanbul’da
Emre Aracı
Yayınevi: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Yayın yılı: 2017
Emre Aracı’nın Çaykovski İstanbul’da adlı kitabı, Rus besteci Pyotr İlyiç Çaykovski’nin 1886 yılında yaptığı kısa İstanbul ziyaretini merkeze alarak müzik tarihiyle kent tarihini kesiştiren bir anlatı kurar. Aracı, bestecinin günlüğünden, mektuplarından ve dönemin basın kayıtlarından yola çıkarak bu yolculuğun hem bireysel hem de kültürel izlerini takip eder. Kitap, Çaykovski’nin İstanbul’a gelişi anlatısı üzerinden 19. yüzyıl sonu Beyoğlu’nun müzikal ve toplumsal atmosferini de görünür kılar.
Bu dönemde Beyoğlu, Levanten toplulukların, elçilik orkestralarının ve saray müzisyenlerinin buluştuğu bir merkezdir. Aracı, Galata ve Pera’daki konser salonları, tiyatrolar ve müzikli toplantılar aracılığıyla İstanbul’un Avrupa müzik kültürüyle kurduğu teması detaylandırır. Çaykovski’nin kente dair gözlemleri, Boğaz’dan Beyoğlu’na uzanan bir güzergâhın duygusal haritası olarak belirir. Çaykovski İstanbul’da, bir sanatçının geçici ziyaretinden yola çıkarak müziğin kent belleğiyle kurduğu kalıcı ilişkiyi ortaya koyar. Böylece İstanbul’u yalnızca bir fon değil seslerin ve karşılaşmaların biçimlendirdiği bir kültürel peyzaj olarak okur.

Dünkü İstanbul’da Hovardalık
Ahmet Rasim
Yayınevi: Arba Yayınları
Yayın yılı: 1987
(İlk basım Fuhş-i Atik ismiyle, 1922)
Ahmet Rasim’in Dünkü İstanbul’da Hovardalık adlı eseri, 19. yüzyıl sonu ile 20. yüzyıl başı arasındaki İstanbul’un sosyal dokusunu, özellikle gece hayatı, eğlence kültürü ve mahalle yaşamı üzerinden anlatır. İlk kez 1922’de Fuhş-i Atik adıyla yayımlanan metin, yazarın keskin gözlemleri ve mizahi üslubuyla dönemin kent hayatına içeriden bir bakış sunar. Rasim, gazinolardan kahvelere, meyhanelerden tiyatrolara uzanan sahnelerde İstanbul’un hem taşkın neşesini hem de ahlaki çelişkilerini kayda geçirir.
Kitapta Beyoğlu ve Galata çevresi, modernleşmenin etkilerini en açık biçimde hissettiren mekânlar olarak belirir. Rasim, bu semtlerdeki eğlence biçimlerini, kentin gündüz-gece, gelenek-yenilik, Doğu-Batı karşıtlıklarını bir arada yaşadığı alanlar olarak resmeder. Anlatı, kişisel anılarla toplumsal bir panoramayı iç içe geçirerek sosyolojik bir belge olmanın ötesine geçer. Bu yönleriyle Dünkü İstanbul’da Hovardalık, hem bireysel bir tanıklık hem de Beyoğlu’nun değişen yüzünü kayıt altına alan canlı bir şehir kroniğidir.

Mai ve Siyah
Halit Ziya Uşaklıgil
Yayınevi: İletişim Yayınları
Yayın yılı: 2018
(İlk tefrika basım: Servet-i Fünûn, 1896)
Halit Ziya Uşaklıgil’in 1896 yılında Servet-i Fünûn dergisinde tefrika edilen Mai ve Siyah romanı, bireyin hayal kırıklıkları, idealler ve toplumsal gerçeklik arasındaki çatışmayı merkeze alır. Romanın baş kahramanı Ahmet Cemil, edebiyat aracılığıyla yeni bir hayat kurma arzusu taşıyan, fakat dönemin ekonomik ve kültürel koşulları içinde bu arzunun giderek sönümlendiğine tanık olan bir genç yazardır. Eser, bireysel umutların toplumsal sınırlara çarpışını, yazarın karakterinin iç sesi ve kırılgan duygu dünyası aracılığıyla aktarır.
İstanbul burada yalnızca bir arka plan değil, hayal ve hayal kırıklığının birlikte örüldüğü bir sahnedir. Beyoğlu, dönemin edebî çevrelerinin, gazete bürolarının ve kültürel karşılaşmalarının yoğunlaştığı bir mekân olarak öne çıkar. Şehrin bu karmaşık yapısı, Ahmet Cemil’in içsel arayışlarını yansıtan bir ayna gibidir; ışığı ve karanlığıyla, yani “mai”si ve “siyah”ıyla karakterin ruh hâline eşlik eder. Mai ve Siyah, bu noktada modern Osmanlı aydınının toplumla, sanatla ve kendisiyle kurduğu gerilimli ilişkinin erken bir temsili olarak okunabilir.

İstanbul Mimarlık Rehberi Bölüm 2: Galata
Afife Batur
Yayınevi: Mimarlar Odası Yayınları
Yayın yılı: 2015
Afife Batur editörlüğünde hazırlanan İstanbul Mimarlık Rehberi Bölüm 2: Galata, kentin tarihsel katmanlarını Galata ve çevresi üzerinden inceleyen kapsamlı bir kaynak görevi görür. İstanbul’un bu özgün bölgesini, Bizans’tan Cumhuriyet’e uzanan mimari süreklilik ve dönüşüm içinde ele alan yayın, her bir yapıyı, plan, tarihçe, işlev ve üslup özellikleriyle belgelerken Galata’nın hem ticari hem kültürel bir merkez olarak geçirdiği evrim ayrıntılı biçimde görünür kılar.
Kitapta Galata Kulesi’nden Karaköy rıhtımına, Bankalar Caddesi’nden Tünel çevresine uzanan alanlar, çok katmanlı bir kentsel hafıza haritası olarak ele alınır. Fotoğraflar, çizimler ve tarihsel belgeler eşliğinde sunulan içerik, kentin modernleşme sürecinde şekillenen çok kültürlü yapısını somut mimari formlar üzerinden okuma imkânı verir.

Sinemanın İstanbul’da İlk Yılları: Modernlik ve Seyir Maceraları
Nezih Erdoğan
Yayınevi: İletişim Yayınları
Yayın yılı: 2017
Nezih Erdoğan’ın Sinemanın İstanbul’da İlk Yılları: Modernlik ve Seyir Maceraları adlı çalışması, 1890’ların sonlarından 1920’lerin başına uzanan dönemde sinemanın Osmanlı başkentinde nasıl bir toplumsal ve kültürel olguya dönüştüğünü inceler. Kitap, sinemayı modernleşmenin gündelik yaşamda yarattığı dönüşümleri anlamanın da bir aracı olarak kullanır. Erdoğan, arşiv belgeleri, gazeteler, afişler ve tanıklıklar üzerinden İstanbul’da sinema deneyiminin doğuşunu; seyircinin, mekânın ve izleme biçimlerinin oluşumunu tarihsel bağlamıyla anlatır.
Galata, Pera ve Şehzadebaşı gibi bölgeler, sinemanın erken dönem mekânları olarak öne çıkar. Beyoğlu’ndaki tiyatroların sinemaya dönüşmesi, gösteri kültürünün değişimiyle birlikte yeni bir toplumsal temas alanı yaratır. Erdoğan, sinema salonlarını birer “modernlik laboratuvarı” gibi değerlendirir; burada farklı sınıflardan, inançlardan ve cinsiyetlerden bireylerin ortak bir seyir deneyimi etrafında bir araya gelişini irdeler. Sinemanın İstanbul’da İlk Yılları, erken sinema tarihini kent tarihiyle buluşturan analitik bir metin olarak, hem görsel kültür hem de modern şehir yaşamı açısından temel bir referans niteliği taşır.

1924 Bir Fotoğrafın Uzun Hikayesi
Beşir Ayvazoğlu
Yayınevi: Kapı Yayınları
Yayın yılı: 2006
Beşir Ayvazoğlu’nun 1924: Bir Fotoğrafın Uzun Hikâyesi adlı kitabı, tek bir fotoğraftan yola çıkarak erken Cumhuriyet döneminin siyasal, toplumsal ve kültürel iklimini çözümleyen bir inceleme niteliğindedir. Yazar, 1924 tarihli bu grup fotoğrafını bir arşiv belgesi olmanın ötesine taşıyarak, o karede yer alan kişilerin kimlikleri, aidiyetleri ve temsil ettikleri fikir dünyaları üzerinden dönemin Türkiye’sine çok katmanlı bir bakış sunar. Fotoğraf, hem bir hafıza nesnesi hem de bir dönemin zihinsel atmosferine açılan pencere olarak ele alınır.
Ayvazoğlu, anlatısını kişisel hikâyelerin ötesine geçerek, bir ulusun kimlik inşası sürecine bağlar. Fotoğraftaki figürlerin izinde ilerlerken dönemin edebiyat, basın, sanat ve düşünce çevreleriyle kurdukları ilişkileri ortaya çıkarır. Bu yaklaşım, kitabı bir “kültürel biyografi” formuna yaklaştırır. İstanbul bu bağlamda, değişen ideallerin, eskiyle yeninin, gelenekle modernliğin kesiştiği bir zemin olarak belirir. 1924: Bir Fotoğrafın Uzun Hikâyesi, hem tarihsel bir belge okumayı hem de bir imgenin hafızadaki yankılarını takip etmeyi mümkün kılar; görsel bir ayrıntının toplumsal bellekteki uzun sürekliliğini inceler.

Eski Galata ve Binaları
Celal Esad Arseven
Yayınevi: Çelik Gülersoy Vakfı
Yayın yılı: 1989
(İlk basım 1913)
Celal Esad Arseven’in Eski Galata ve Binaları adlı eseri, 1913’te kaleme alınmış, İstanbul’un mimari tarihine dair erken dönem araştırmaların önemli örneklerinden biridir. Yazar, Bizans’tan Osmanlı’ya uzanan süreçte Galata’nın fiziksel ve kültürel dönüşümünü, yapı tipleri, sokak dokusu ve kent morfolojisi üzerinden ele alır. Çelik Gülersoy Vakfı tarafından yeniden yayımlanan bu çalışma, hem bir mimarlık incelemesi hem de bir kent belleği kaydı niteliği taşır.
Arseven, Galata’nın tarihsel katmanlarını yalnızca mimari formlarla değil, aynı zamanda toplumsal yaşamın izleriyle birlikte yorumlar. Ceneviz surları, kuleler, kiliseler, hanlar, iskeleler ve konut yapıları üzerinden ilerleyen anlatı, semtin ticaretle, denizle ve kültürel çeşitlilikle kurduğu karmaşık ilişkiyi inceler.

