Sanat ve direniş konuşmaları: Burak Delier
- Barış Acar & Alp Doğu Eser
- 15 Tem
- 2 dakikada okunur
İki sanat tarihçisi, Barış Acar ve Alp Doğu Eser, Karşı-konuşmalar isimli video serilerinin yeni bölümünde Direnişin Formu ve Kendisi Olarak Sanat kitabının yazarlarından Burak Delier ile konuşuyor
Evet, ön planda direniş konuşuyor gibiyiz; kime, neye, nasıl ve nerede direndiğimiz epey bulanık bir biçimde. Lakin arka planda olan biten başka şeyler var.
Politikanın “ne”si ve “nasıl”ı büyük engel, ancak şimdi bunu konuşmayacağız. Orada yerleşmiş reel politika anlayışının çürümüşlükleri, mitolojinin tortularından dinlere uzanan mistifikasyonlar, bütün bir modernizm problemi, Rancière’in demokrasi ve Karatani’nin izonomi üzerinden anlattığı gibi hayal edilmiş ancak gerçeklikle arasında fersah fersah uzaklıklar olan uygulamalar var. Bunu konuşmanın sahnesini kuracağız.
Arka plandaki ikinci büyük saha, sanatın sahası. Uçsuz bucaksızlıklar içinde yapayalnız bir alan burası. Yapayalnız çünkü çerçevelenmemiş. Sanatçının işi değil bu. O, bu alanda sonsuza dek ve sonsuz şekilde olanakları yoklayacak. Lakin sanat tarihçisi de hiç olmadığı kadar bir başına. Birbirinden garip aktörlerle biçimlenmiş ve sonul derdi fayda olan burjuvayı bir kenara bırakıyorum. Sanatı çerçeveleyerek, kendi eyleminin suçunu ve cezasını üstlenmek pahasına, sanatın alanını korumak için harekete geçen düşünsel çaba yok denecek kadar az; ya kendi pratiğini unutmuş ya da kendine güvenmiyor hiç.
Direniş bugün alanların direnişi olduğu kadar kavramların da direnişi. Bu yüzden soru sormaya devam etmekten başka çare yok. Cevaplar değil belki ama sorular örgütleyebilir bizi. Yanlış ya da eksik bile olsa...
İlk çıpa şuraya: “Sanat yapıtı sıradan bir nesneden ne zaman ayrışır?” sorusuna verdiğimiz cevap bizim politik yönsememizi kurduğu gibi, sanat ve politika arasındaki ilişkiyi konuşmaya başlamak için de verimli bir nokta olabilir.
Sanat yapıtı sıradan bir nesneden sanatçının hüneri (ya da dehası) nesne üzerinde duyumsanır hale geldiği için mi ayrışır?
Sanat yapıtı sıradan bir nesneden orada bir hakikat dile geldiği için mi ayrışır?
Sanat yapıtı sıradan bir nesneden asla ayrıştırılamaz mı?
Sanat yapıtı bir nesne üzerinde midir?
Daha başlangıçta bu sorularla nasıl ilişkilendiğimizin politik vechesini görebiliyor muyuz?
Konuşacak söz çok, Livera Yayınları’ndan yayımlanmış Direnişin Formu ve Kendisi Olarak Sanat kitabımızda Memed Erdener, Alev Özkazanç, Ezgi Bakçay, Burak Delier, Barış Acar, Rafet Arslan, Nermin Saybaşılı, Güler Bek ve Fırat Arapoğlu’nun katkılarıyla bu konuda ilk soruları ortaya koyduk.
“Bir sanat tarihçisi eylemi” olarak tanımladığımız Karşı-konuşmalar’ın bu videosunda Alp Doğu Eser’le birlikte Burak Delier’i konuk ettik ve kitaptaki yazısından yola çıkarak sanatın direnişinde gizli olan politikayı aradık.
Görüntü alırken yaşadığımız teknik sıkıntılar nedeniyle videomuzu ancak konuşmada geçen ilgili görselleri ekleyerek editleyebildik. Önümüzdeki kayıtlarda sorunsuz olduğu kadar daha tatmin edici sonuçlara da ulaşmayı hedefliyoruz.
Dirençle kalın!

Direnişin Formu ve Kendisi Olarak Sanat ile ilgili detaylı bilgi için;



Yorumlar