top of page

SALT’ın yeni atölye programı çevrimiçi olarak başlıyor


SALT’ın, salgın döneminde sanat üretimi ve paylaşım modellerini yeniden düşünmek, yerleşmiş pratiklerin sorgulanmasına aracılık etmek üzere gerçekleştirdiği sohbetler üzerinden tasarladığı yeni atölye programı Çalışma Grupları 6 Ağustos’ta çevrimiçi olarak başlıyor

SALT Araştırma, 2019, Fotoğraf: Mustafa Hazneci, SALT


“Hiyerarşik olmayan, ortak bir öğrenme süreci” olarak hazırlanan, kurum ile sanatçı, küratör ve araştırmacılar arasında üretim ve sergileme ötesinde bir iş birliği alanı oluşturan Çalışma Grupları’nın, çeşitli araştırma gündemlerinin SALT desteğiyle dışarıdan katılım ve tartışmaya açıldığı bir platform olarak işlev göstermesi hedefleniyor.


Çevrimiçi ortamda, sınırlı sayıda kayıtlı katılımcıyla kapalı oturumlar olarak yürütülecek Çalışma Grupları, literatür ve arşiv taramasının yanı sıra okuma, çeviri ve tartışma seanslarından oluşuyor. Araştırmaları başlatanların davet ettiği uzmanlar içeriğin zenginleşmesine katkı sağlarken her çalışmanın son oturumunun sonuçların değerlendirmesine ayrılması planlanıyor.


Batu Bozoğlu’nun Acının Fotoğrafları: American Board of Commissioners for Foreign Missions Arşivi’ni Okumak, Burak Delier’in Ölüm/Hayat Olasılıkları adlı atölyeleriyle Ağustos ayında başlayacak olan Çalışma Grupları; Can Altay, Sena Başöz, Hera Büyüktaşçıyan, Deniz Gül, Sibel Horada, Gülsün Karamustafa, Ali Miharbi, Hasan Özgür Top ve Oda Projesi’nin (Özge Açıkkol, Güneş Savaş ve Seçil Yersel) atölyeleriyle yıl sonuna kadar sürecek. Program içerikleri ve atölyeler kapsamında herkese açık olarak düzenlenecek çevrimiçi konuşma ve sunumlar saltonline.org ve kurumun sosyal medya kanalları üzerinden paylaşılacak.


Çalışma Grupları atölye programının detayları şu şekilde:



Sivas Hastanesi, 1910, United Church of Christ (UCC), American Research Institute in Turkey (ARIT), SALT Araştırma


Çalışma Grupları: Batu Bozoğlu atölyesi

Acının Fotoğrafları: American Board of Commissioners for Foreign Missions Arşivi’ni Okumak

6 Ağustos, 13 Ağustos, 20 Ağustos, 27 Ağustos


SALT’ın Çalışma Grupları’nın ilki, sanatçı Batu Bozoğlu tarafından başlatılıyor. Çevrimiçi ortamda düzenlenecek dört oturumluk atölyede Bozoğlu ve kayıtlı katılımcılar, SALT Araştırma bünyesindeki American Board of Commissioners for Foreign Missions (ABCFM) Arşivi üzerinden I. Dünya Savaşı ve sonrasındaki yıkım ve dönüşümlerin sivil hayata etkilerini incelerken, savaşta ailesini ve evini kaybeden, travmalarını kayıt altına alma imkânı bulunmayan bireylerin yaşadıkları dönemin toplumsal ve siyasal gelişmeleriyle değerlendirilmesi amaçlanıyor.


Beş kişilik atölyeye katılım başvurusu için 2 Ağustos Pazar gece yarısına kadar bu formun doldurulması gerekirken, değerlendirme sonucunda kabul alan başvuru sahipleriyle 5 Ağustos Çarşamba gün içerisinde iletişime geçilmesi planlanıyor.


Program


6 Ağustos 19.30 | Grup Tartışması: Arşivle Tanışma

13 Ağustos 19.30 |Grup Tartışması: Travmanın İzi

20 Ağustos 19.30 | Sunum: Nazan Maksudyan, Amerikan Kaynaklarında Merzifon Anadolu Koleji’nin Savaş Yılları

27 Ağustos 19.30 | Değerlendirme: Travmayla Yüzleşme


Nadide Kısa Anıtı’ndan bir kare, Plaza Eylem Platformu (Burak Delier’in katkılarıyla), Video ve haber: Gökhan Şahin, 2019


Çalışma Grupları: Burak Delier Atölyesi

Ölüm/Hayat Olasılıkları

8 Ağustos, 22 Ağustos, 5 Eylül, 19 Eylül, 3 Ekim, 17 Ekim, 31 Ekim


Çalışma Grupları’nın ikinci programında, sanatçı ve akademisyen Burak Delier’in başlattığı araştırma tartışmaya açılıyor. Çevrimiçi ortamda düzenlenecek yedi oturumluk atölyede Delier ve kayıtlı katılımcılar, ölüm ve hayat biçimleri arasındaki bağlantıları siyaset, ekonomi, toplumsal ilişkiler ve sanat pratikleri üzerinden irdelerken, metin okumaları, yorumlamalar, mekân incelemeleri ve performatif öğrenme yöntemleri eşliğinde, ölümle karşılaşma anlarının yaşam için ne gibi olasılıklar barındırdığına bakılıyor.


Sekiz kişilik atölyeye katılım başvurusu için 2 Ağustos Pazar gece yarısına kadar bu formun doldurulması gerekirken, değerlendirme sonucunda kabul alan başvuru sahipleriyle 5 Ağustos Çarşamba gün içerisinde iletişime geçilmesi planlanıyor.


Delier’in araştırmasının amaçlarına ilişkin bilgi, kendisinin kaleme aldığı şu metinden edinilebilir: “Günümüzde biz modernlerin hayatı ancak ölüm ve son fikirleriyle anlaşılabilir. Bu, sadece bilim insanlarının son kırk sene içerisinde yoğunlaşarak söylemekte olduğu ‘türün ölümüne/sonuna doğru yol almakta oluşumuz’ bakımından değil, aynı zamanda ölümlerden geliyor oluşumuz (sömürgecilik, savaşlar, katliamlar, tehcirler, soykırımlar) bakımından da böyle. Bunun yanında, bugünkü dünyamızda salt biyolojik bir sorun olarak anlaşılan saf bir ‘doğal ölüm’ (eceliyle ölmek) fikrinin üzeri örtülmüş durumda; dünyamızda her ölüm az ya da çok insan yapımı. Ne yaşayanlar olarak biyolojik ölüme erişimimiz var ne de erişebildiğimiz ölümler saf ve doğal; fakat toplumsal, politik, ekonomik organizasyonlar üzerinden birçok ölüm biçimine erişimimiz var: ‘medeni ölüm’, ‘beşerî ölüm’ (Orlando Patterson), ‘çıplak hayat’ (Giorgio Agamben), çalışma hayatındaki biyolojik/fiziksel/sınıfsal ölümler ve zihinsel tükenişler, sağlık hizmetlerine, sağlıklı ve ucuz ve gıdaya ulaşma-ulaşamamaktan kaynaklanan ölümler...


Tıpkı yaşamakta olan birinin ancak ölüm endişesiyle karşılaşarak hayatını bir hayat kılabilmesi gibi, biz de tarihsel, toplumsal, politik, ekonomik organizasyonlar içinde ölüm ile karşılaşmalarımıza odaklanarak, bu karşılaşmaları yaşam kaynakları hâline getirebilmenin olasılıklarını arayacağız: Günümüzde güçlenen ölüm ve son fikrinin ‘kederli tutkusu’nu nasıl ‘mutlu bir karşılaşma’ya, hayat sevincine çevirebiliriz? Sanat bu çabamızda işimize yarabilir mi? Peki, kapatılma ile sanat arasındaki ilişki nedir? Mahpuslar neden yazar, resim yapar, duvarlarını süsler, bedenlerine dövme yapar? Hayat ve ölüm arasında bir eşik mekânı olan mezarlık, tam da bu aradalığı ile nasıl bir hayat/ölüm biçimine işaret eder ve sakladığı olasılıklar nelerdir? Geçmiş, şimdi ve geleceğin ölüm olasılıklarıyla kuşatıldığı günümüzde sinema nasıl bir açıklık, bir yaşam olasılığı üretebilir? Felakete doğru gitmekte olan topluluklar olarak, felaketten gelmekte olan topluluklardan neler öğrenebiliriz? Koronavirüs salgını sırasında şahit olduğumuz üzere, kısmi de olsa durmak mümkünse ve üretim makinesini yani kapitalizmi durdurmak hayat olasılığımız için bir zorunluluk hâline gelmişse, durmanın, durmamızın koşulları nelerdir?


Amacımız, hayat diye bize sunulan ölüm biçimlerini hayata çevirmenin yollarını ya da ölüm diye sunulanın nasıl bir hayata denk geldiğini araştırmak ve tartışmak; bunu da hayat/ölüm pusulasını merkezine alan bir yöntemle yapmayı planlamaktayız. Öğrenmenin özünde kendini dönüştürmek ve kendini dönüştürmenin de temel bir yaşam edimi olduğunu hatırlayarak araştırmayı yaşama açık, deneyimsel ve pratik bir süreç olarak kurgulamaktayız.”


Program


8 Ağustos 14.00 | Grup Tartışması: Toplumsal ölüm, toplumsal hayattır

22 Ağustos 16.00 |Sunum: Aslı Zengin, Ölümün Mekânsal Kıyıları

5 Eylül 14.00 | Grup Tartışması: Kapatılma ve Sanat İlişkisi

19 Eylül 14.00 | Sunum: Umut Tümay Arslan, Bir uzlaşmama sanatını nasıl hayal edebiliriz?

3 Ekim 14.00 | Grup Tartışması: Her Zaman Ölüm ve Hayat Arasında: Biyopolitika, Zombiler ve Vampirler

17 Ekim 14.00 | Grup Tartışması: Sondan sonra: Durmak başlamaktır?

31 Ekim 14.00 | Değerlendirme: Ne yaptık? Ne gördük? Ne duyduk? Ne öğrendik?





bottom of page