top of page

Latife Tekin tüm yapıtlarıyla Can Yayınları’nda


Latife Tekin'in tüm kitapları Can Yayınları çatısı altında yayınlandı

Latife Tekin

Aşk İşaretleri dil ustası Latife Tekin’in dille hesaplaştığı, karanlık bir roman. Meselesi, yazarın kendi sözleriyle: “Etkileme, büyüleme, dille iktidar kurma, gücü ele geçirme… Hayatı anlamlandırarak başkaları hakkında konuşma önceliğinin insana geçirdiği güç, iktidar… Kimsenin cümle kuramadığı bir yerde, cümle kurup kabile reisi olmak…” İlk baskısı 1995’te yapılan, Tekin’in “dilsizliğe, sessizliğe övgü romanı” olarak tanımladığı Aşk İşaretleri, belki de bugün yayımlandığı günden daha güncel…

Unutma ve hatırlama gibi hayati önemdeki kavramları sorgulayan ve kent hayatından, toplum kurallarından uzakta, doğayla uyum içinde yeni bir yaşam tasavvuru üzerine kurulu olan Unutma Bahçesi, kolay yanıtlar vermeyi reddeden bir metin. 2004’te yayımlandığında Sedat Simavi Ödülü’ne değer görülen roman belki de en genel anlamıyla doğa ile kültür arasındaki ikiliği ve bu ikiliğin insanın derinlerinde yansıyan tezatlarını gözler önüne seriyor.

Bir nesir şiir, kısa, parçalı öykülerle örülen çetin bir anlatı ya da dişil dilin hâkim olduğu ekofeminist bir roman olarak da okunabilen Muinar ilk olarak 2006’da yayımlanmıştı. Latife Tekin, yüzyıllardır kabul edegeldiğimiz tabuları hedefe aldığı bu benzersiz metinde, gerek insanlar gerekse doğayla ilişkimizin hükmetmeyi değil uyumu esas alması gerektiğini gösteriyor.

Latife Tekin’in duru, dingin bir anlatım benimsediği Ormanda Ölüm Yokmuş doğa methiyesi olduğu kadar bir kültür eleştirisi olarak da okunmalı. Zira kent yaşamının insanda yol açtığı duygusal ve zihinsel sorunlar resmedilirken, doğayla uyum üzerine kurulu bir ilişki kurmanın kaçınılmazlığı da vurgulanıyor. Büyük bir ekolojik yıkım yaşadığımız, korkunç bir gürültünün yerkürenin tüm seslerini boğduğu, can çekişen doğayı kurtarmak için milyonlarca gencin kolları sıvadığı bugün, doğadan yabancılaşmanın kaydını tutan Ormanda Ölüm Yokmuş’un çağrısı, hiç şüphesiz daha da önem kazanıyor.

Rüyalar ve Uyanışlar Defteri’nde Latife Tekin’in yıllarca koyun koyuna yaşadığı defterine düştüğü notlar var. Onun ta en başından edebiyatını besleyen ve giderek kristalleşen söylemlerini, politik tavrını ortaya koymakla yakın tarihe not düşen bu metinler kirlenen siyaseti, iktidar peşindekileri, sesi kısılanları ve elbette insanın doğadan kopuşunu belgeliyor. Dağın etine girmiş iş makinelerinin, yanmış ormanlardan artakalan kül yamaçlarının, nükleer santrallerin yolduğu ovaların, kuşların terk ettiği gökyüzünün kaydını tutarak yaşamakta olduğumuz kaygı verici ekolojik yıkımı gözler önüne seriyor.

Kadınların ne zaman mağlup olduğu üzerinde düşünüp çocukluğun manifestosunu yazmaya girişen Tekin, hepimizi özellikle insan merkezli dünya görüşüne ve tüm dünyaya hâkim olan eril dile itiraz etmeye çağırıyor.

Latife Tekin’in muhalif tavrını en dolaysız şekilde sergilediği Rüyalar ve Uyanışlar Defteri, en başta edebiyatın özgürleştirici gücünü hatırlatıyor okurlara; tabulara, rant peşinde koşan siyasilere, siyanürlere, buldozerlere… kısacası haksız güce meydan okuyor.

bottom of page