top of page

Bir bedenin yüzeyi

İlker Cihan Biner, sanatçı Hakan Sorar’la geçtiğimiz aylarda Pg Art Gallery’nin dijital bir platform aracılığıyla sunduğu sanal fotoğraf sergisi Through the Skin üzerinden sanatçının üretim pratiklerini konuştukları bir söyleşi gerçekleştirdi


Söyleşi: İlker Cihan Biner


Hakan Sorar



Hakan Sorar yolun başında. Patriyarkal toplum düzeninde bedenin konumunu sorguluyor. Ancak bunu yaparken kendi deneyimlerini dışarıda bırakmıyor. Çalışmalarını hazırlarken de tehlikeli bir alanın içinde. Risk alıyor ve dijital sahada üretimlerini yapıyor.


Hakan Sorar ile Pg Art Gallery’de gerçekleşecek Through the Skin sergisini konuştuk. 30 Mayıs’ta başlayan sergi dijital platformda gerçekleşiyor. Lafı uzatmadan söyleşiye bağlanalım. Ortaya koymaya çalıştığın estetik pratikler ile yaşam mücadelen arasında doğrudan bağlantılar kurduğunu görüyorum. Öncelikle bizlere sanatsal üretimlerine nasıl başladığını anlatabilir misin?

Bedenimin yüzeyine dair dertlerim çocukluk döneminde yeşermeye başladı. Bu noktada üretmenin kendimi ifadenin tek yolu olduğunu düşünerek yazmaya/çizmeye başladım. Çizme/karalama dürtüsü daha sonra fotoğrafa ve dijital çizimlere dönüştü. Çocukluğumda dahi ortaya koyduğum görsel bir hikâyenin aktarımları beni hep büyülemiştir.


Geçmişte sanata ilişkin bir eğitim hayal etmiştim. Fakat kendimi kabul ettirmenin en kolay yolunun itaatten geçtiği yanılgısıyla hem toplum hem de ailem için daha uygun görülen mühendislik eğitimime başladım.


Bedenim/kimliğim ve kararlarım üzerinde yeni bir tahakküm böylece filizlendi. Bu bağlamda karşı koymak için yeterince güçlü olmadığımı da kabul etmeliyim.

Mühendislik alanında lisans ve lisansüstü eğitimimi tamamladıktan sonra özel bir şirkette beyaz yakalı olarak çalışmaya hazırdım. Üniversite eğitim süreci ve beyaz yakalı olarak çalıştığım dönemde, kendimi ifade aracım yine estetik üretim oldu. Çeşitli atölye ve kurslarda fotoğraf ve sanat eğitimleri aldım. Çalışmaya devam ederken Sanat ve Tasarım Fakültesinde İletişim Tasarımı ve Göstergebilim Lisansüstü eğitimine başladım. Bazı yayınlar için fotoğraflar çektim. Sergilerde yer aldım. 2019 yılının sonunda, kurumsal hayatıma veda ederek tüm gücümle sanatsal pratikler üretme kararı aldım.


Sanatsal üretimlerim de bellek ve kent kavramlarına yoğunlaşarak; beden, kimlik, cinsiyet, beden-mekân, beden- nesne ilişkisi gibi meselelere özel bir ilgi duymaya başladım. İnsan figürü ile mimari öğeleri birleştirdiğim kompozisyonlarda, insan ile çevresi arasındaki ilişkiyi araştırırken kullandığım instant filmler ile yakalanan andaki formu bozmayı, dondurulan anı manipüle etmeyi, parçalamayı, eklemeler/çıkarmalar yapmayı ve böylece yeni bir gerçeklik yaratma fikriyle beden ve mekân üzerine sorgular üretmeye çalıştım.

Fotoğraflarımın yanı sıra beden ile nesne arasındaki çizginin muğlâklaştığı dijital çizimlerimle çeşitli iktidar mekanizmalarınca denetlenen bedeni, bedenin imkân sahasını, biricikliğini ve abject meselelerini gündemime alarak, bedensel derdimin toplumsal alandaki yansımalarını izliyorum, araştırıyorum ve üretmeye devam ediyorum.



Hakan Sorar, Through the Skin Serisi No:18, Dijital fotoğraf,

Fine Art Baskı, 70 x 70 cm, 2020



“Beden” çalışmalarının merkezinde duruyor. Eserlerini meydana getirme süreçlerinden biraz bahseder misin?

Bu noktada, öncelikle beden üzerine eğilen Through the Skin serisinden bahsetmem faydalı olacaktır.


Beden ile derdimi görsel bir hikaye yoluyla aktardığım Through the Skin, ilk aşamada çok kişisel bir dert ile yola çıktığım bir fotoğraf ve dijital kolaj serisi. Seri ideal beden formlarını yansıtmıyor. Eril normatif değerlere karşı olan bedenime ve yönelimime dair sorular üretiyorum. Kendimle çatıştığım bir süreç yaşadım. Derimi kat kat örttüğüm, saklandığım, çıplaklıktan ve dokunmaktan korktuğum bir dönemdi. İşte böyle bir duygu durumu sonrası üretme fikrim yeşermeye başladı. Ardından kişisel sorunlarımın toplumsal alandaki izdüşümlerini aramam ile devam etti.


Tüm çalışmalarımın sonunda bu seri kendi zaman ve mekânını yaratıyor. Çünkü anonim bedenler ile toplumsal alandaki çeşitli baskı mekanizmalarınca üretilen ve düzenlenen, normalleştirme, idealize etme, ıslah etme, şekillendirme, örtme ve tek tipleştirme pratiklerine gözümü dikiyorum. Meseleyi biraz daha açarsam; toplumsal alanda özne ile nesne olma arasında gidip gelen beden, onanmak için şekilden şekle giriyor. Nesne olma durumunu yeşerten toplumsal dil bedene çirkin, kusurlu, şişman, hastalıklı, yaşlı olduğunu söylüyor. Bu mekanizmalar ile özne özgürlük yanılsamasıyla kendini gerçekleştiriyor, kapıyor/örtüyor, saklıyor/saklanıyor, böylelikle oto sansürünü içselleştiriyor. Durum âdeta günlük rutin hâline geliyor. Bu süreci şahsen yaşıyorum. Öte yandan iktidar mekanizmalarını yarmaya çalıştığım için de farklı bedenlerdeki baskı pratiklerini gözlemliyorum.


Seride aynı zamanda abject meselesine odaklanıyorum. İktidar aygıtları aşkın olmadığı için canlı etin yüzeyine yöneliyor. Partiyarkal düzenleme diyebileceğim mekanizma kimi bedenleri yasaklayıp kapatarak pislikleşmeyi bir dışlama pratiği olarak kuruyor. Bu yüzden kendi bedenimle ilişkili deri ve kıl ayrıntılarına, yaralara, deliklere sanatsal üretimimde sık sık yer veriyorum. Farklı insan bedenleri üzerine yoğunlaşarak tek tip beden formunun ötesine geçmeyi amaçlıyorum. Seyirciyi kendilik deneyiminin biricikliğine ve bedenin abjecti meselesine dair sorgulamalar üretmeye davet ediyorum. Üretimimin tüm aşamalarında kişisel şahitliklerimin yanı sıra beden, kimlik, cinsellik ve queer kurama ilişkin pek çok yazılı kaynağın, bakma/görme ve kavrama biçimimi beslediğini söylemeliyim.


Eser üretim sürecim ise şöyle gelişti: Çeşitli okumalarla beraber hazırlıklar yaptım. Çektiğim fotoğraflar çoğu zaman kendi bedenim ve çevremdeki sıradan bedenler. O formların olduğu hal ve ayrıntılarını dijital olarak düzenleyip baskıya hazır hale getirdim. Farklı teknikler ile baskılayarak ilerledim. Dijital çizim işlerimde ise, tüm süreç başlı başına bilgisayar ortamında gerçekleşiyor.

Through the Skin serisinin sergiye hazırlık süreci ile alakalı olarak; sergideki tüm işlerin dijital ortamda üretildiğini söylemeliyim. Yani hiçbir eser fiziksel olarak üretilmedi, baskılar alınmadı ve çerçevelenmedi. Eserleri fiziksel olarak üretmek, galeri duvarlarına asmak ve galeri içi 3D taramalar ile bir dijital sergi hazırlamak yerine, tam anlamıyla sanal olarak kurgulanan bir dijital sergi oluşturmak istedik. Bu nedenle fiziksel bir sergileme mekânının ötesinde, Through the Skin serisine özel sanal bir mekân sanatçı/tasarımcı Ahmet Rüstem Ekici tarafından tasarlanarak 3D olarak modellendi. Eserler dijital ortamda bu sanal galeriye yerleştirilerek bir seçki yapıldı. Böylece fiziksel bir üretimin ötesinde tüm eserler ve mekân dijital olarak izleyici ile buluşup 360 derece izlenebilecek hale geldi.


Sergini oluştururken dijital sahada çalışmak yordu mu?

Dijitalleşmenin birçok alanda önem kazandığı, hızla yayıldığı ve bazı noktalarda fizikselin/plastiğin yerini aldığı bir dönemden geçiyoruz. Bu noktada sanatsal pratiği dijital yüzeye yayılmış bir sanatçı olarak, dijital/sanal bir sergi fikrine uzak değildim. Dijital sergi fikrinin, dijital mecranın potansiyeli ve tanıdığı özgürlük alanı ile yoğun ama keyifli bir sergi hazırlık süreci geçirdiğimi söyleyebilirim.



Hakan Sorar, Through the Skin Serisi No:26, Dijital Fotoğraf,

Instant Baskı, 42 x 45 cm, 2020



Geleceğe dair katılacağın ya da katılmak istediğin sanat etkinlikleri var mı?

Solo sergim sonrası Selanik Queer Arts Festival’de yer alacağım. İçinde bulunduğumuz pandemiden ötürü ilk kez dijital olarak gerçekleştirilecek festival, 20 Haziran’da izleyici ile buluşacak. Geleceğe dair, üzerine çok konuşulmayan konuları, özgür ve tereddütsüz olarak işleyebilecek, sergileyebilecek ve tartışma alanı açabilecek tüm platformlarda var olmak isterim.


Bu serginden beklentilerin neler? Kendini görsel hikâye anlatıcısı olarak tanımlayan bir sanatçıyım. Hikâyemi daha fazla insana anlatmak istiyorum.

 

Sergiyi buradan görebilirsiniz.

All rights reserved. Unlimited Publications.

Meşrutiyet Caddesi No: 67 Kat: 1 Beyoğlu İstanbul Turkey

Follow us

  • Black Instagram Icon
bottom of page