top of page

No: 34 | Ceylân Önalp


İllüstrasyon: Caner Yılmaz

“Siz bu mektubu okurken ben çok uzaklarda olacağım…” Küçükken yazdığım notlara çoğunlukla bu cümleyle başlardım. Bunlar ister aile bireylerine yazıp evde bir yerlere sakladığım küçük notlar olsun, ister imalı kısa şiirler, ya da alelacele çizilmiş minik resimler, benim için fark etmezdi. Gizlediğim yerden gün ışığına çıkan notlar içinse tek diyeceğim: Masumum, sayın hakim! 


Kıssadan hisseye, son bir buçuk aydır süregelen mektupları okudukça benim de ufak bir not yazma zamanım geldi diye düşündüm. Ama maalesef, bugüne kadar yazılan o leziz mektuplar gibi olamayacağım. Bunun için özür de dilemeyeceğim. Hatta sosyal medyadaki tabiriyle #sorrynotsosorry sevgili okuyucular. 


Çünkü bence, sanat nasıl ruhu genişletirken hafifletiyorsa, icabında ilaç niyetine kullanılmalıysa, aşırı doz kaygı ve ciddiyet de bir o kadar daraltıp ağırlaştırıyor. Hepimiz yaşamakta olduğumuz süreçten kendimizce etkileniyoruz. Aksi zaten mümkün değil. Peki, yaşayacak mıyız doktor? Tabii ki. 


Çare, belli aralıklarla ortalığı kırmadan dökmeden saçmalamak, bünyeye günlük çeyrek doz karikatür alımı ve akşamüstü bir adet geyik tablet, ama efervesan olsun lütfen. 


Korkmayın, çarpmaz. Aksine saçmalamak, yaşam döngüsünde en az sanat ve ciddiyet kadar önemli bir yere sahiptir. 


Hatta bunun en kolay ve eğlenceli yolu içinden geçtiğimiz şu dönemde hayatlarımıza girmiş kilit cümleleri peş peşe sıralamak olabilir mesela. Kendi başına söylendiğinde belli bir anlam içeren kelimeler ya da cümleler, ardışık sıraya dizilince ziyadesiyle saçma hale gelebilir. Ya da hafifleyebilir. Hatta bir kısmı hiç utanmadan kendilerini haiku bile zannedebilir. Okurken belli bir sıraya uymak zorunda değilsiniz. Bugün rüzgâr nereden esiyorsa... 


Maksat bir tutam gülümseme. 


O halde başlayalım mı?


Sokak yasağı

Alerji yapar bünye

Hap-şu! Çok yaşa!


Al, ıslak mendil

Hapşırdın elini sil

Hasta değilim ki! 


Sosyal mesafe

Sarı çizgiyi geçme,

Oldu, söylerim!


Çamaşır suyu

İyi kafa yapıyor,

Severek ayrıldık.


Hafta sonu kapıda,

“içim ürperiyor

ya evde yoksan!”


Aslında gülümsüyorum,

Maskeden belli olmuyor. 

bottom of page