GMW MIMARLIK tasarımı Taşkent Uluslararası Havalimanı, Amerika menşeli mimarlık ödülü International Design Awards 2019’da "Mimari Tasarım" başlığı altındaki "Kemerler, Köprüler, Viyadükler ve Giriş Kapılar" alt kategorisinde gümüş madalya ödülünün sahibi oldu
Dünya çapında akıllı, sürdürülebilir ve çok disiplinli tasarımların önemini vurgulamak amacıyla bu yıl 13.kez düzenlenen International Design Awards 2019’a dünyanın birçok ülkesinden çok sayıda proje başvurdu. Yarışma bünyesinde finale kalan projeler, “Mimari Tasarım”, “İç Mimarlık”, “Grafik Tasarım”, “Moda Tasarımı” ve “Ürün Tasarımı” kategorileri altında yarıştı.
1949'da Londra'da kurulmuş olan GMW ARCHITECTS'in kıdemli ortağı Ali Evrenay Özveren önderliğinde 2000 yılında kurulan, 2011 yılından itibaren Dicle Demircioğlu ve Pinar Ilki'nin de katılımlarıyla yönetilen ve bugüne kadar havalimanı projelerinin yanı sıra tren istasyonları, ofis, alışveriş ve eğlence merkezleri gibi bir çok projeye imza atan GMW MIMARLIK'ın tasarımı Taşkent Uluslararası Havalimanı projesi daha önce de Architecture MasterPrize (AMP) 2019’da “Ulaşım Projeleri” kategorisinde Honorable Mention ödülüne layık görülmüş aynı zamanda mimarlık dünyasının prestijli ödüllerinden biri olarak görülen World Architecture Festival (WAF) Awards’ta da “Future Projects - Infrastructure” kategorisinde finalist olmuştu.
Proje kapsamında, GMW MIMARLIK tasarlayıp hizmete sunduğu Taşkent Uluslararası Havalimanı'nda yaklaşık 90,000 m² terminal alanı, iki adet 10,000 m²’lik yönetim ofisleri, 6,000 m²’lik yeme-içme hizmetleri binası, 20,000 m²’lik bakım hangarı ile tüm kara ve hava bölgesinin altyapı tasarım hizmetleri bulunuyor. Önceki projelerinde olduğu gibi bu projede de yolcu konforunu en ön planda tutarak; güvenlik, işletme etkinliği, terminalin ticari başarısı, büyütülebilirlik, esneklik ve sürdürülebilirlik gibi işlevsel kavramları yerine getirmeyi amaçlayan GMW MIMARLIK, Taşkent Uluslararası Havalimanı projesi için üç farklı tasarım yaklaşımı hazırlayarak, idare tarafından da seçilen alternatif ile yarışmaya katılıp finalist oldu.
Tasarımda Özbekistan’ın Khiva, Semerkant, Buhara gibi şehirlerindeki mimari mirasından ve yerel bir simge olan Hüma kuşundan yola çıkılarak çağdaş yapım yöntemleri ve teknoloji ile kültürel kimlik öğeleri bir araya getiren projede kütleden iç mimariye kadar tüm tasarım kararlarında yöreye özgün öğelerle kullanıcıların nerede olduklarını hissettikleri, akılda kalıcı özgün bir dil yaratılması amaçlandı.
GMW MIMARLIK’ın Özbekistan’ın zengin mimari mirasından ve doğasından esinlenerek tasarladığı alternatifler, idare tarafından ilgiyle karşılanırken, bu kapsamda Semerkant, Buhara ve Hive’de renk ve doku bakımından pek çok önemli mimari eserleri barından bir ülkenin başkentinin kapısını tasarlamanın çok büyük bir sorumluluk ve gurur olduğunu belirten GMW MIMARLIK, Taşkent Uluslararası Havalimanı için tasarladıkları tüm alternatif konsept projelerde, özgün ve çağdaş bir mimari tasarım ve yapı - yapım teknolojisi açısından uygulanabilir olma hedeflerine öncelik verdi. Bunun yanı sıra yerel mimari mirastan yararlanarak ve kültürel değerlere saygı göstererek toplumsal ihtiyaçlara uygun çözümler geliştirmeyi ve güncel uluslararası standart ve normlara uyarak çağdaş bir havalimanının tüm ihtiyaçlarını gözeten projeler üretmeyi göz önünde bulunduran GMW MIMARLIK proje tasarımında Özbekistan’ın doğal çevresi, ipek yolu, hüma kuşu ve ipek yolu üzerindeki tarihi hanlardan esinlenerek bu çıkış noktalarının projenin iç mekandaki kütlelerinin oluşum sürecine katkı sağlamasını hedefledi.
Bu bağlamda, iç mekanda Hive’deki Kalta Minor minaresine, Orta Asya’nın mimari mücevheri sayılan 10. yüzyılda inşa edilmiş İsmail Samani’nin mozolesine ve Uluğ Bey medresesine referanslara yer veren proje, çatı ışıklıkları ile derin iç mekanlara gün ışığı alırken, ışıklıkların yönleri yolculara içgüdüsel olarak yönlendirme sağlıyor. Geceleri ışıklıklardan gökyüzüne yayılan iç mekan ışığının, form ile kontrast oluşturarak binanın formuna vurgu yaptığı projedeki Havaalanı terminalinin önünde oluşturulan meydanın ise, kafeler ve oturma alanlarıyla birlikte şehrin dokusuna uyum sağlayacak şekilde bol ağaçlı olmasıyla; tarihi su kanallarına verdiği referanslarla sadece yolcu, karşılayıcı ve uğurlayıcı için değil, aynı zamanda tüm şehir halkı için bir çekim merkezi haline dönüşmesi amaçlanıyor.
Comments