Erken Cumhuriyet döneminin önemli sivil mimari örneklerinden biri olan ve Bozlu Art Project’in sanatsal etkinliklerine ev sahipliği yapan Şişli’deki tarihi Mongeri Evi, yarından itibaren Dr. Özlem İnay Erten küratörlüğündeki Hafıza Sarayları isimli sergiye ev sahipliği yapacak. Adını Antik Yunan ve Roma medeniyetlerinden beri kullanılan, bilginin mekânlar üzerinden görsel yolla hatırlanmasını sağlayan Hafıza Sarayı tekniğinden alan sergi, İtalyan asıllı mimar Giulio Mongeri'nin yaşamı ve Mongeri Evi'nin tarihine odaklanarak arşivsel bilgiler eşliğinde mekân ve bellek ilişkilerini sorguluyor. Sergi, Meliha Sözeri, Server Demirtaş ve Evren Erol’un yapıtlarını “Hafıza Sarayı” kavramı etrafında bir araya getiriyor
Mongeri Binası
Hafıza Sarayları isimli sergi, Sultan Abdülmecid döneminde (1839-1861) saray doktoru olan ve Türkiye’de modern psikiyatrinin kurumsallaşmasında önemli rolü olan Dr. Luigi Mongeri’den (1815- 1882) başlayıp, mimarlık tarihimizde iz bırakan önemli isimlerden biri olan oğlu mimar Giulio Mongeri’nin (1873-1951) İstanbul’dan İtalya’ya uzanan yaşam öyküsünü ve Cumhuriyet’in ilk yıllarında Sadıkoğlu Ailesi için yapılan Mongeri Evi’nin Pakize Tarzi Kliniği, Ataman Kliniği, Yüzyıl Işıl İlkokulu gibi isimler alarak zaman içinde geçirdiği değişimleri ortaya koyuyor.
Server Demirtaş, Düşünen Kadın Makinesi, 2013, motor, mekanik sistemler, delrin, polyester
145 x 48 x 56 cm
Küratör Dr. Özlem İnay Erten, sergide Giulio Mongeri’nin yaşamı ve Mongeri Evi’nin tarihini arşivsel bilgi ve belgeler eşliğinde sunmayı amaçladıklarını söyleyerek, sergi konseptini oluşturan “Hafıza Sarayı” kavramına Meliha Sözeri, Server Demirtaş ve Evren Erol’un yapıtları aracılığıyla güncel sanat pratikleri üzerinden bakmayı denediklerini belirtiyor. Erten, bu anlamda izleyicilerin alışılmışın dışında bir sergi ile karşılaşacaklarının altını çizerek, “ev” kavramının pandemi süreciyle birlikte herkesin zihninde farklı bir anlam kazanmasına da vurgu yapıyor ve serginin kurgulanmasıyla ilgili düşüncelerini şöyle özetliyor: Mekanların yaşam öyküleri de insanların yaşam öykülerine benzer mi? Mekânların belleğiyle, belleğimizdeki mekanlar hangi noktada kesişir? gibi sorular eşliğinde anıların gölgesindeki
anıtsal mimari eserlere, kolektif belleğe dair izler üzerinden yaklaşmaya çalıştığımız sergide bu düşüncenin yansımalarını güncel sanat pratikleri üzerinden deneyimlemek mümkün olacak.
Meliha Sözeri, Sınır uçları, 2018, heykel yerleştirme
Sergide yer alan fotoğraflar, belgeler ve sanat yapıtları tüm yaşanmışlıklara göz kırpan birer imge olarak, sanatseverleri Türkiye’nin siyasi, sosyal ve kültürel değişimleri üzerine düşünmeye davet ediyor. Bu kapsamda Meliha Sözeri, Server Demirtaş ve Evren Erol’un yapıtlarının da yer alacağı sergi, 20 Nisan-14 Ağustos tarihleri arasında Bozlu Art Project Mongeri Binası’nda izlenebilir.
コメント