DEPO’da devam eden ve disiplinlerarası bir sanat projesi olan Kum Fırtınası (And Then There was Dust) sanatsal ve bilimsel araçlar kullanarak kum fırtınalarının kökenlerini ve sonuçlarını ele alıyor. Mezopotamya ve civarında (günümüz Türkiye, Irak ve İran’ı) etkilenen bölgelerdeki sivil nüfusa ulaşmayı, duyarlılıklarını geliştirmeyi ve harekete geçirmeyi amaçlayan ve ekolojik bir fenomen olarak kum fırtınalarına ve ilişkili sosyopolitik koşullara odaklanan sergiyi görmek için son günler
Yazı: Sarah Maske
Negar Farajiani, Yeşil Köşeler, 2020
Çevremizin oluşmasını anlamaya ve açıklamaya yönelik güncel yaklaşımların çoğunda ağların önemli rolü karşımıza çıkar. Dünyanın Sonundaki Mantar isimli kitabında bu yaklaşımlardan birini geliştiren Anna Lowenhaupt Tsing, dünyayı yeni anlamlandırma biçimimizin merkezine “çapraz-türlerin dolanıklığını” [2] koyuyor. Lowenhaupt Tsing’e göre gitgide haşinleşen bir ortamda hayatta kalmak, “işbirlikçi hayatta kalma” modelini ve “yoldaş türler olmanın önemini” temel almayı gerektiriyor [3]. Öte yandan Donna Haraway, “akrabalık ağlarından”[4] ve akabinde gelişen “çoklu türlerin hikâye anlatıcılığından”[5] bahsediyor ve bu kavramlar üzerinden dünyayı farklı bir şekilde açıklamaya çalışıyor. İş birliği, yoldaş türler olmak, akrabalık ağları: bütün bu kavramlar insanlar arası ve özellikle insanlar ve insan olmayan aktörler arası aktif bileşimlere hiyerarşik olmayan bir şekilde atıfta bulunuyor.
Çoğu ekolojik sanat işinde, bu tür bir ağın göz önünde bulundurulmasının (uzun süredir göz ardı edilse de) karmaşık gerçekliğimizin derin bir analizini yapabilmek için gerekli olduğu söylenebilir. Sadece bu analiz bile ekosistemlerin asli karmaşıklığını ve aktörler arası ağları görmemiz için yeterlidir. Hatta büyük ihtimalle çapraz-türlerin dolanıklığına ve çoklu türlerin doğrusal olmayan hikâye anlatıcılığına ulaşmanın daha iyi yollarını görmemizi de sağlar. Ağlar, dayanıklı ekosistemlerin ve insanların ve diğer türlerin davranışlarını kısıtlayan, uygun olmayan tavsiyeler vererek uygun olmayan sonuçlar doğuran ve alternatif yollara güvenmeyen bir dünyada üretilen başarılı sanat projelerinin temelinde yer alır. Ama, aşağıda bahsi geçen projeler dünyadaki tüm varlıklara hizmet eden bir sivil ilişkilenme biçiminin mümkün olduğunu ortaya koyuyor.
Negar Farajiani’nin Yeşil Köşeler projesi, içinde bulunduğumuz zamanı sanat ve aktivizmin iş birliği yaptığı bir noktadan ele alıyor. Projenin ana mevzusu İran’ın hem kentsel hem de kırsal bölgelerindeki ekolojik eğitim. Kum Fırtınası- And Then There was Dust için Farajiani Tahran, Yezd, Ben ve Hyrkania ormanlarındaki Darzikola Köyü’nde atölyeler düzenledi.
Farajiani, Tahran’daki çocuklarla diğer şehirlerde ve köylerdeki çocuklar arasında bitkilerin ve mektupların da dahil olduğu bir ağ kuruyor ve ağın bakımını (yazmak, saksı değiştirmek, sulamak) aktif üyeleri olan çocuklara bırakıyor. Çocuklar arasında gidip gelen mektuplar ve yerel bitkiler aracılığıyla oluşan kavramsal evreni ve çocukların kendi çevreleriyle, diğer çevrelerle ve insanlarla kurduğu ilişkide oluşan algı değişikliğini genişletmeyi amaçlıyor.
Sol üstte: Sinem Dişli, Anız Yakımı, 2015
Sağ üstte: Kerem Ozan Bayraktar, Bir Elektrik Süpürgesi Nasıl Çalışır?, 2020
Sol altta: Ayat Najafi, Gılgamış Aşılamak, 2020
Sağ altta: Negar Farajiani, Yeşil Köşeler, 2020
Üstelik, çocukları farkındalıklarını geliştirerek, onları bilgilendirerek onları yerel bitkiler gibi insan olmayan aktörlerle biraraya getiriyor, bitkileri çocuklar arasında bağlar kuran, aralarını bulan aktörler olarak kullanıyor. Bu ağları bir ayna yerleştirmesi olarak sunduğu sergi mekânında, ziyaretçiler de bu birey-bitki ağının bir parçası oluyor.
Tehran Platform ekolojiye bağlı bir kültürün muhafaza edilmesi için bir ağ geliştirmeyi amaçlıyor.
Al Mashoof İran’daki Hoor Al Azim bataklıklarına dair hikâyeler toplayan bir internet platformundan oluşuyor, bu hikâyeleri daha geniş bir izleyiciye erişilebilir kılarken aynı zamanda hikâyelerini paylaşan insanlar arasında da bir ağ kuruyor. Mekandaki VR yerleştirmesiyse bölgenin bazı kısımlarını izleyici için erişilebilir hale getiriyor. Tehran Platform aynı zamanda memory_of _the_hoor isimli instagram hesabını kullanarak bölgeye dair fotoğrafları, hikâyeleri ve verileri biraraya getirmeyi amaçlıyor. Al Mashoof kaybedilmiş ekolojik ve kültürel hazineleri saklamak ve muhafaza etmek için teknolojinin doğru araç olduğuna inanıyor.
Ayat Najafi'nin Gılgamış Aşılamak isimli işi en eski yazı örneklerinden birinin, Gılgamış Destanı’nın güncel bir yorumlaması. Film hem metnin Antik Çağ Orta Doğu Çalışmaları alanında akademisyenler tarafından Akad ve Sümer dillerinde okunmasının ses kayıtlarını, hem de sergiye katılan sanatçıların metnin farklı kısımlarına getirdikleri yorumları içeriyor. Tarihi metnin ses kayıtları arka planda çalarken film de bir su birikintisine yansıtılacak. Najafi coğrafi olarak Türkiye, Irak ve İran’a yayılan, geçmişi ve bugünü bir araya getiren bir ağ örüyor.
Solda: Tehran Platform, Al Mashoof, 2020
birbuçuk kolektif kurguladıkları sesli turda sergideki işlerle hikâyeleri eşleştiriyor, bu turda bilim insanları, akademisyenler ve ekoloji, jeoloji ve aktivizm alanında çalışan kişilerin teorileri, sözlü imgeleri ve hikâyeleri bir araya geliyor. Dolayısıyla, görsel ve sözlü anlatı formları arasında bir ağ ortaya koyuyor.
Ağlar içinde iş birlikleri kurulmadan bu sergideki işlerin hiçbiri şu an bulundukları karmaşık formları alamazdı ve uzun soluklu bir şekilde gerçekleştirilemezdi.
Tehran Platform, Al Mashoof, 2020
1 Anna Lowenhaupt Tsing: A Mushroom at the End of the World, 2015, (Princeton: Princeton University Press), 168.
2 Ibid.
3 Anna Lowenhaupt Tsing, A Mushroom at the End of the World, (Princeton: Princeton University Press, 2015) 264. 4 Donna Haraway, “Cyborgs to Companion Species: Reconfiguring Kinship in Technoscience,” in The Haraway Reader, (New York: Routledge, 2003), 298. 5 Donna Haraway, Staying with the Trouble: Making Kin in the Chtulucene (Durham: Duke University Press, 2016),10.
header.all-comments